İsrail güçleri Golan Tepeleri’ndeki tampon bölgeyi aşıp Suriye topraklarında ilerliyor?

İsrailli yetkililer, İsrail güçlerinin Golan Tepelerindeki ‘tampon bölgeyi geçerek’ 1973’ten sonra ilk kez Suriye topraklarına girdiğini ve ilerlediğini açıkladı. Aynı yetkililerce İsrail’in hava güçlerinin aynı zamanda hafta sonunda Suriye devletinin askeri varlıklarını da vurduğunu teyit etti. Söz konusu askeri varlıkların “muhaliflerin” eline geçmesinin İsrail için tehdit teşkil ettiğini belirten yetkililer, vurulan hedefler arasında küçük kimyasal silah depoları, radar donanımlı bataryalar, Rus yapımı hava savunma sistemleri ve Scud füzelerinin bulunduğunu ifade etti.

İsrail Başbakanı Katil ve soykırımcı fırsatçı Binyamin Netanyahu, orduya işgal altında tuttukları Golan Tepeleri’ndeki tampon bölgeyi “ele geçirmeleri” talimatı verdiğini söylemişti.Ayrıca İsrail devlet televizyonu KAN’ın haberinde, İsrail ordusunun işgal altındaki Golan Tepeleri’nin Suriye tarafındaki Şeyh Dağı’nı işgal ettiğini doğruladığı belirtilmişti. İsrail, Suriye›ye ait Golan Tepeleri’ni 1967’den bu yana işgal altında tutuyor. 1974’te İsrail ile Suriye arasında imzalanan Kuvvetlerin Çekilmesi Anlaşması ile tampon bölge ve silahtan arındırılmış bölgenin sınırları belirlenmişti.

AK Partili Şamil Tayyar, İsrail’in tepki çeken provokatif işgal hamlesini sosyal medya hesabında değerlendirdi.

Tayyar, İsrail’in Türkiye’nin PKK/YPG üzerindeki baskısını hafifletmek için de objektifleri başka yöne çekmek istiyor olabileceğine dikkat çekti.’’ HTŞ Lideri, Golan’ın Suriye’nin tarihi toprağı olduğunu belirterek, İsrail için ‘işgalci’ dedi. Bu ifade, önemli. İsrail’le mesafeyi ortaya koyan keskin bir ayıraç. İsrail ise selden kütük kapma derdinde, daha önce işgal ettiği Golan’daki askeri varlığını genişletmeye çalışıyor. Diğer taraftan istihbarat ve arşiv merkezlerini vurarak, Suriye’nin hafızasını yok etmek istiyor. Anlaşılan İsrail, Suriye’deki yeni durumdan pek hoşnut değil, fare gibi oynadığı Esad gidince elini güçlendirmek istiyor. Muhtemeldir, Türkiye’nin PKK/YPG üzerindeki baskısını hafifletmek için de objektifleri başka yöne çekmek istiyor olabilir. Türkiye’nin B, C planı vardır elbette, İsrail zıvanadan çıkarsa, Suriye’nin kuzeyindeki vekâlet kantonlarına hemen girilmeli diye düşünüyorum.

Yerel basında yer alan haberlere göre “İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, İsrail ordusuna “Suriye ile tampon bölgenin ele geçirilmesinin tamamlanması talimatını” verdi ve ordu dün gece de bölgede ek noktaları ele geçirmeye devam etti. Katz’ın, Suriye’nin güneyinde, tampon bölgenin ötesinde, “ağır stratejik silahlardan arındırılmış bir güvenlik bölgesi oluşturulması ve bölgedeki Dürzi nüfusu ve diğer halklarla temas kurulması talimatını verdiği” kaydedildi. Katz’ın ayrıca, “İran’dan Lübnan’a Suriye üzerinden silah kaçakçılığı rotasının yenilenmesinin önlenmesi ve Suriye genelinde ağır stratejik silahların imha edilmesi için çalışmaya devam edilmesini” de istediği belirtildi.

İsrail’in Suriye sınırında bir askeri ilerlemesi önünde, askeri ve diplomatik olarak herhangi bir engel görünmemesi dolayısıyla bölge ülkelerinin savaşın bölgeselleşmesini engelleme girişimlerinin arttığını görmekteyiz. Dolayısıyla Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın her fırsatta vurguladığı, İsrail’in Suriye’ye yönelik yayılmacılığına karşı mücadele söylemi de bu açıdan kritik. Ankara-Şam normalleşme girişimi de Türkiye tarafından bu açıdan bir anlam kazanıyordu ancak Esad rejiminin açık İsrail tehdidine rağmen Türkiye’nin uzattığı ele İran ve Rusya’dan gelecek yardıma bel bağlayarak Türkiye ile görüşmelere sıcak bakmaması Esad rejiminin sonunu getirmiş 61 yıllık Esad rejimi HTŞ tarafından yıkılmıştı. HTŞ ŞAM’a girdi. Suriye Ordusu Humus’tan çekildi. Suriye’de 2011 yılından bu yana’ ’silahlı isyan, vekalet savaşları, dış müdahale derken işgaller ile yorulup durdu. Her türlü kirli mücadele sergilendi. Ve 13 yıl direnen ordu ve yönetim 12 günde çekildi ve bitti! Suriye’ye yeni bir gelecek vaat eden Suriye’nin yeni lideri COLANİ İŞİD’in Suriye Emiri olarak ortaya çıkmıştı. Kısa bir zaman sonra İŞİD ile yollarını ayırıp EL Kaide’ye biat etmişti. Ardından Nusra cephesini HTŞ’ye dönüştürüp El Kaide’den ayrıldığını ilan etmişti. Gömlek değiştirerek ılımlı İslamcı kisvesine bürünmüştü. Yeni Suriye’nin geleceğine yön verecek konuma bu değişim sayesinde gelmişti. HTŞ’nin ABD ve İsrail ile ilişkili olduğu iddiasına rağmen Amerika HTŞ’nin lideri COLAN’İ’nin başına koyduğu 10 Milyon dolarlık ödülü henüz kaldırmış değil!

İsrail’in Suriye’deki bu güncel hareketliliği ve yayılmacılığı da tam bu noktada anlam kazanıyor. İsrail’in Suriye’ye yönelik böyle anlaşmalardan öte, ordusuyla karadan bir işgale girişerek ve tampon bölgeyi kendisi oluşturarak bölgedeki İran ve Hizbullah etkisini sınırından uzaklaştırmaya çalıştığı söylenebilir. Ve dolayısıyla bir kez daha İsrail bölgeyi ateşe atarken bölgedeki aktör devletler sıranın kendilerine geleceğini düşünmeden mevcut krize gözlerini kapatıp günlük kazançlarla hayatta kaldıklarını sanmaya devam ediyorlar. Bu durumda Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katil ve Siyonist İsrail’in Türkiye’yi de hedef alacağı değerlendirmesine kulak tıkayıp eleştirenler gündemi okuyup değerlendirmede ne kadar etkisiz bilgisiz oldukları da ortaya çıkmış oluyor! Başkan Erdoğan’ın İsrail tehdidine karşı aldığı önlemler şüphesiz Türkiye’nin askeri ve diplomatik gücünü ortaya koyarken dost devletlere güven düşmanlarımıza ise korku veriyor!