ABD, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı neden devirmek istiyor?

04:0020/12/2017, Çarşamba
G: 18/09/2019, Çarşamba
Bülent Orakoğlu

Pazartesi günü kaleme aldığım köşe yazısında, Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğindeki İİT üyesi 48 Müslüman ülkenin ‘’Tarihte bir ilk olarak birlik ve beraberlik içinde, ABD’nin Ortadoğu ve dünyayı ateş topuna çevirebilecek hukuksuz ve hegemonik Kudüs kararına karşı çıkarak, Doğu Kudüs’ü Filistin’in başkenti ilan ettiklerini‘’ yazmıştım. İİT tarafından alınan bu karar İslam dünyasının özlediği ve beklediği cesurca alınmış çok önemli bir karardır. Zira, rahmetli Erbakan döneminde G-8’lere karşı D-8’lerin

Pazartesi günü kaleme aldığım köşe yazısında, Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğindeki İİT üyesi 48 Müslüman ülkenin ‘’Tarihte bir ilk olarak birlik ve beraberlik içinde, ABD’nin Ortadoğu ve dünyayı ateş topuna çevirebilecek hukuksuz ve hegemonik Kudüs kararına karşı çıkarak, Doğu Kudüs’ü Filistin’in başkenti ilan ettiklerini‘’ yazmıştım. İİT tarafından alınan bu karar İslam dünyasının özlediği ve beklediği cesurca alınmış çok önemli bir karardır. Zira, rahmetli Erbakan döneminde G-8’lere karşı D-8’lerin kuruluş belgesini imzalayan, Müslüman ülke liderleri ve yetkililerinin neredeyse tamamının suikast ve darbe veya kumpaslarla iktidarlarını kaybetmeleri çok yakın tarihimizde vuku bulmuş uluslararası istihbarat operasyonlarına işaret etmektedir. (Devlet terörü.) Bu durum, Batı merkezli iki haydut devlet statüsündeki ülkelere bağlı gizli servislerin yönettiği devlet dışı aktörlerin kullanıldığı örtülü istihbarat operasyonlarının bu kez günümüz konjonktürü içinde hangi hedeflere odaklanacağının yeterli ipuçlarını vermektedir.


Bu nedenlerle İİT üyesi 57 Müslüman ülkenin, birlik ve beraberlik içinde bu kararın arkasında dimdik durması ve uluslararası teröre karşı işbirliği yapması elzemdir. Ancak bu sayede, hegemonik küresel güçlerin, skandal Kudüs kararı sonrası, Müslüman ülkeler üzerinde kurguladıkları etnik ve mezhebî fay hatlarını daha da derinleştirebilecek kaos ve balkanlaştırmaya yönelik böl-parçala-yut stratejileri ve 5’inci kol faaliyetleri önlenebilecektir.

İslam İşbirliği Teşkilatı’nın bu kararından sonra Ortadoğu ve dünyada artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Müslüman ülkeler üzerinden İslam’ı hedef alan, İslam’ı terörizm’le özdeşleştirmeye yönelik kurgu terör örgütleri kuran, kullanan ve yöneten Amerika ve İsrail ikilisi gayri meşru Kudüs kararı sonrasında, Müslüman ülkelere karşı uygulayacakları KAOS stratejilerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından deşifre edilmesi sonrasında büyük bir kızgınlıkla Türkiye ve Filistin devlet başkanlarını medya üzerinden tehdit ediyorlar. Ancak en büyük hedef Türkiye.

ABD’nin 28 Şubat Süreci'nde Erbakan’dan rahatsız olduğu üç konu vardı. Bağımsız ve faizsiz millî bir para sistemi oluşturulmasına yönelik bir proje, D-8’lerin kuruluşu ve İran ile kurduğu ilişkiler. Mete Gündoğan, Narkoz isimli kitabında, ‘’Erbakan’ın iktidarın 3’üncü ayında ABD’nin kendisine karşı şiddetli tavır aldığını, Erbakan’ı devirmek için planlar yapmaya başladığını belirtiyor. ABD’nin en rahatsız olduğu konunun, Erbakan’ın mevcut kapital finans sisteminin dışına çıkacağını baştan söylemesi olduğunu belirtiyor
.
ABD’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı devirmek istemesinin nedenleri arasında Amerika’nın menfaatlerine verdiği zarar ve Ortadoğu’daki imajının çizilmesi var.
Geçtiğimiz Ekim ayında D-8 zirvesi İstanbul’da toplandı Cumhurbaşkanı Erdoğan açılışta, “Aramızdaki ticarette milli para birimlerimizi kullanırsak, D-8’de devrim yaparız. Dolar ve Euro baskısında ekonomiyi eritmeye gerek yok. Milli ve yerli parayla ticaret yaparsak ülkelerimiz kazanır”
demişti. 2’nci olarak, Erdoğan’ın, küresel ve hegemonik güç ABD’nin Ortadoğu’da kurguladığı iki büyük oyunu, ‘Fırat Kalkanı Operasyonu ve Türkiye’yi terör kuşağı ile çevreleme projelerini akim kılarak, ABD’yi geçici de olsa Ortadoğu denkleminin dışına itmesiydi. ABD ve İsrail’e üçüncü büyük darbe dünya Müslümanlar'ını hedef alan Kudüs operasyonun engellenerek tarihsel bir başarıya imza atılmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderlik yapmasıydı. Son olarak Türkiye’nin PKK/PYD’nin kontrolündeki Afrin’e operasyon yapma kararlılığı ABD’yi çok fazla tedirgin eden hatta korkutan bir gelişme olarak görülebilir.

Amerika’da görülen tamamen FETÖ kontrolünde devam eden Atilla tiyatrosu Türkiye’yi teröre destek ve finans sağlama yönünde kurgu şahitlerle devam ediyor. Savcı ,Hakim ve şahitler FETÖ’cü. Bu dava şimdiden yok hükmünde. ABD Türkiye’nin BMGK taşıdığı kararı veto etti. Atilla tiyatrosu ve Kudüs skandalındaki hukuksuzluklar ve kurguların ortaya saçılması ABD’nin Küresel ve hegemonik gücünü hayli zayıflattı. Davalardaki paralı şahitlerin deşifre olmaya devam etmesi ,ABD’de devlet içindeki iki başlılık darbe söylentileri ortada küresel güç falan bırakmayacak İnşallah.

#ABD
#FETÖ
#Türkiye
#Erdoğan