Hedef toplumun fay hatları

04:0010/09/2015, Perşembe
G: 13/09/2019, Cuma
Akif Emre

Güneydoğuda çatışma ortamının yeniden başlaması ile birlikte medya, aydınlar, siyasilerin nasıl bir akıl tutulması içinde olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Kendilerini 'toplum namına' hüküm verme konumunda görenlerin statü kayıpları ile kibirlerinin ortaya çıkardığı öfke artık memleket meselesi haline geldi. Henüz etkisi hissedilmese de öfke selinin şiddeti derin fay hatlarını açığa çıkarma riskini de içeriyor.Yapılan yorumlar, siyasi tutum ve görüş farklılığını değil ideolojik öfkeleri yansıtıyor.

Güneydoğuda çatışma ortamının yeniden başlaması ile birlikte medya, aydınlar, siyasilerin nasıl bir akıl tutulması içinde olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Kendilerini 'toplum namına' hüküm verme konumunda görenlerin statü kayıpları ile kibirlerinin ortaya çıkardığı öfke artık memleket meselesi haline geldi. Henüz etkisi hissedilmese de öfke selinin şiddeti derin fay hatlarını açığa çıkarma riskini de içeriyor.

Yapılan yorumlar, siyasi tutum ve görüş farklılığını değil ideolojik öfkeleri yansıtıyor. Öfkenin teslim aldığı sağduyu, itidal, hatta vicdan yoksunluğu, her ne pahasına olursa olsun haklı çıkma yahut rakibini yok etme iştiyakının
memlekete çıkartacağı faturayı
bile düşünmekten uzaklar.

Hiç olmazsa kanın akmasını, memleket gençlerinin cahili davalar uğruna can vermesini durdurması bile önemliydi bozulan sürecin.

Bir kaç gün içinde tırmanan gelişmelerin bir terör olayı ve polisiye bir önlem meselesi olmaktan hızla çıkma istidadı gösterdiği açık. Olayların her geçen gün kazandığı boyut, doğru okunmadığı takdirde, bedeli ağır bir sonuca doğru sürüklenme riski taşıyor.

Uzun uzun analizlere gerek yok.
Artık herkesin bildiğini varsaydığı basit gerçeğin hatırlanmasında yarar var
. Ne diyordu derin analistlerimiz barış sürecinin gerekçesi olarak? “PKK silahla galip gelemeyeceğini, devlet de askeri yöntemlerle tümüyle yok edemeyeceğini kavradı ve masaya oturdu.”

Peki, bu gerçek hala geçerli ise PKK neden tekrar silaha sarıldı yahut barış sürecinde neden yığınak yaptı? Devleti yönetenlerin yeniden dillendirdiği “terörü kökünden kazıma” yöntemi tek çözüm mü?

Öncelikle peş peşe gelen ve tüm ülkede infiale neden olan onlarca asker ve polisin canına mal olan saldırılardan hiç kimse kanlı bir zafer elde edeceğini düşünmüyordur herhalde. Benzer biçimde Kandil'i bombalayarak terörün temizlenmeyeceği gibi.

Fakat bu kez farklı bir sürecin işlemekte olduğunu, çok boyutlu bir stratejinin devreye girdiğini söyleyebiliriz.
Dökülen kanın toplumsal yankısı ve doğuracağı sonuç silahların ölüm kusmasından daha tehlikeli olabilir.

Nitekim bir anda ülkenin batısında şoven, kaba, ruhsuz bir milliyetçilik ve hamaset rüzgarı pompalanmaya başladı. Yaşanan linç girişimleri, saldırılar, sıradan gösterilerde kullanılan dil marjinal ama toplumun aklını rehin alan bir gerilime işaret ediyor. Zaten kitleleri de bir avuç göstericinin öfkeyi, acıyı, umutsuzluğu tahrik edici söylemi harekete geçirir...

PKK'nın belli bir strateji dahilinde olduğunu düşündüren kitlesel katliamlarının hedefi, askeri bir başarı olamaz. Bunun doğrudan hedefi toplumun öfke ve acısını harekete geçirerek psikolojik bağın kopuşunu hızlandırmak olabilir.

Bu zamana kadar PKK'nın ideolojisine, kanlı mücadelesine mesafeli duran geniş Kürt kitlelerinin kendilerini hedef alan nefret söylemi ve marjinal de olsa ortaya çıkması muhtemel linç girişimleri karşısında ne kadar dirençli kalabileceklerini ve bunun maliyetini ciddi olarak düşünmek gerekir.

Zaten genç kuşak Kürtler arasında yaygınlaşan bu ülkeye dair aidiyet duygusu zayıflığının kitleselleşmesi için kanlı yöntemlerle bir toplum mühendisliğinin uygulandığı izlenimi veriyor gelişmeler.

Bu zamana kadarki kanlı bilanço, söz gelimi, Avrupa'da yaşanmış olsaydı bir iç savaş çıkmaması imkansızdı. Hala toplumsal çatışma yaşanmamışsa halkımızın devletten de provokatörlerden de ve dış mihraklardan da daha aklı selim sahibi olmasındandır.
Bu topraklara özgü derin hafızanın, tarihsel sükûnetin sonucudur.

Tüm operasyonların amacı, bir yanda bu derinliği yok edecek toplum mühendisliği ile diğer tarafta yükselen seküler milliyetçi dalga ile toplumun direniş gücünü kırmaya yöneliktir.

Tam bu süreçte dış basında ısrarla çıkarılan iç savaş çığlıkları, medya ve kalem erbabının kullandığı kışkırtıcı dil memleketin geleceğini, hepimizin hayatını rehin almaktadır.

Bir yanda katliama tepki gösterirken içi boş şovenliğe dönüşen tepkilerin etnik bir ayrışmayı tahrik etmesi, askeri olarak değil ama
terörle dizayn edilmiş toplum mühendisliğinin
sonuç almaya yönelik operasyonudur.

Bu zamana kadar oyun bozan Müslümanlıktan beslenen derin hafızamızın kan ve gözyaşı ile silinmesi, hafızasızlaştırılmamız isteniyor. Tesadüfen bir araya gelmiş göçebe toplumları değiliz. Bunu imha edecek her davranış bu memlekete, insanımıza, geleceğimize ve tarihimize ihanet olur.

Eğer komplo aranacaksa bu fay hattını tetikleyenlerin beslendiği siyaset ve ideolojilere, bunları destekleyenlere bakmalı.
#memleket meselesi
#pkk
#terör