Bugünkü yazımızda AK Parti’nin açıklamış olduğu Seçim Beyannamesi’nde kamu personeline yönelik olarak öne çıkan hususları belirterek önerilerimizi açıklamaya çalışacağız. Memurlara temmuz ayında enflasyon artı refah payı oranında zam yapılacak Beyannamede; “Memurların, işçilerin ve emeklilerin aylıklarına 2023 ve 2024 yıllarında enflasyonun üzerinde en az büyüme oranında refah payı artışı vereceğiz.” ifadesine yer verilmiştir. Toplu sözleşme metnine göre memurlara, sözleşmeli personele ve memur
Bugünkü yazımızda AK Parti’nin açıklamış olduğu Seçim Beyannamesi’nde kamu personeline yönelik olarak öne çıkan hususları belirterek önerilerimizi açıklamaya çalışacağız.
Beyannamede; “Memurların, işçilerin ve emeklilerin aylıklarına 2023 ve 2024 yıllarında enflasyonun üzerinde en az büyüme oranında refah payı artışı vereceğiz.” ifadesine yer verilmiştir.
Toplu sözleşme metnine göre memurlara, sözleşmeli personele ve memur emeklilerine 2023 yılının ikinci yarısında enflasyon farkı ve % 6 oranında zam yapılacağı belirtilmişti. Beyannameye göre ise memurlara, sözleşmeli personele ve memur emeklilerine bu orana ilaveten en az büyüme oranında refah payı artışı da verilecektir.
Beyannamede; “Suç ve cezanın şahsiliği esastır. Kamu hizmetine girmede ve hizmetin sunulmasında kimse kendine ait olmayan bir suçun cezasını çekmek anlamına gelebilecek bir muameleye tabi tutulamaz. Bu anlayışla kamu hukuku uygulamalarında gerekli yasal ve idari tedbirleri alacağız.” ifadesine yer verilmiştir.
Uygulamada adayların yakınlarının işledikleri suçlar nedeniyle kamuya girişlerde sorun çıkabilmektedir. Bu yönde mevzuatta herhangi bir düzenleme olmasa da uygulamada sıkıntılarla karşılaşılabilmektedir. Anlaşıldığı kadarıyla yapılacak kanuni düzenleme ile adayların yakınlarının işledikleri suçlardan dolayı kamuya girişlerinin önündeki engeller kaldırılmaktadır. Özellikle mülakat uygulaması olan kariyer meslekler için böyle bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu belirtmek isteriz.
Beyannamede; “Kamu görevine ilk defa yapılacak atamalarda, görevin niteliğinin gerektirdiği haller dışında mülakat usulünü kaldıracak, atamaları yazılı sınav sonuçlarına göre yapacağız.” ifadesine yer verilmiştir.
Daha önceki yazılarımızda sıklıkla ifade ettiğimiz üzere kamuya girişlerdeki mülakat uygulamasının oldukça genişletildiğinden bahsetmiştik. Bu durum ise uygulamada ister istemez ciddi rahatsızlıklara ve mağduriyet algısına yol açmaktadır. Özellikle sınavların kayıt altına alınmaması ve şeffaf yapılmaması adayları rahatsız etmektedir. Beyannamede bu yönde bir açıklama yapılması oldukça önemlidir diye düşünüyorum.
Bu bağlamda kamuya işçi ve memur alımında yaşanan sorunlar ve mülakatın tek belirleyici olmasını bu köşede sıklıkla eleştirmiştim. Bir yazımda; “Birçok kamu kurumu, memur alımında “Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmelik” kapsamı dışına çıkmıştır. Bu nedenle KPSS B grubu kadrolara personel alımında sözlü alım yöntemi getirilmiş ve işin adeta suyu çıkarılmıştır. Sözlü alım yöntemi ile nitelikli personel seçimi yapılacağı gibi bir savunmanın ne kadar bayatladığı yaşanan süreçte görülmüştür. Yine il özel idareleri ve belediyelerin ısrarları sonucunda KPSS B grubu kadrolara memur alımına sözlü sınav getirilmiştir. Maalesef, il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı kuruluşlar ile bunların üyesi olduğu mahalli idare birlikleri ve döner sermayeli kuruluşlara ilk defa memur olarak atanacaklara ilişkin usul ve esasları düzenleyen yönetmeliğin bu haliyle ne sistem kurulabilir, ne siyasi atamalar önlenebilir, ne de liyakat merkeze oturtulabilir. Yani yönetmelik bu haliyle sadece sinek üretir ve bataklık baki kalır. Böyle olunca da her belediye başkanlığı seçiminde birçok personel diken üstünde ecelini beklemek zorunda kalmaktadır….” ifadesini kullanmıştım.
Özellikle mahalli idarelere yapılan personel alımındaki mülakat uygulaması tek kelimeyle büyük bir sorun haline gelmiştir ve bu sorunun acilen çözülmesi gerekmektedir. Yine işçi alımında yaşanan sorunlar ile belediyelere alınan sınavsız sözleşmeli personel alımı da rahatsızlık oluşturmaktadır. Bunun için seçim sonucunun beklenmesine de gerek bulunmamaktadır.
Beyannamede; “Kamu personel sisteminde, memurundan yöneticisine her seviyede çalışanların, kurumlarının iş ortamı, çalışma koşulları gibi konulardaki süreçlere iştirakini sağlayacak katılımcı bir sistem kuracağız.” ifadesine yer verilmiştir.
Kamu yönetiminde katılımcı yönetimin hayata geçirilmesinin oldukça önemli olduğunu düşünüyoruz. Özellikle sendikalar vasıtasıyla bu konularda etkili olunduğunu ifade edebiliriz. Ancak daha ileri bir seviye için kanuni düzenleme yapılması ise yöneticileri katılımcı yönetime zorlayarak yönetimde ister istemez kaliteyi arttıracaktır.
Beyannamede; “Kamu kurumları arasında aynı unvanda olanların ücret farklılıklarını giderdik.” ifadesine yer verilmiştir.
666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu kurumları arasındaki ücret adaletsizlikleri giderilmişti. Ancak son dönemlerde toplu sözleşme metinlerine konulan düzenlemelerle tekrar eskiye dönüş başlamıştır. Bu nedenle bu durumun dikkate alınmasında fayda olduğunu düşünüyoruz. Nitekim bu konuyla ilgili olarak bu köşede; “Kamu kurumları arasındaki ücret dengesizliği tekrar ortaya çıkıyor” başlıklı yazımızla konuyu açıklamaya çalışmıştım. Dolayısıyla bu konuda tedbir alınması gerektiğini düşünüyorum.
Beyannamede; “Kamuda liyakati esas alan yaklaşımımızı güçlendirerek sürdüreceğiz. Bu çerçevede liyakat ölçütlerini daha şeffaf bir şekilde ortaya koyan ve daha etkili uygulanmasını sağlayıcı mekanizmaları geliştireceğiz.” ifadesine yer verilmiştir.
Bu köşeyi takip edenler kamu yönetiminde liyakatin olmazsa olmaz olduğunu ve işportacı yöneticileri sıklıkla gündeme getirdiğimizi hatırlayacaklardır. Nitelikli personel gücünü bilgisinden niteliksiz personelse kişisel ilişkilerden alır. Bu nedenle kamuda liyakatin merkeze alınması olmazsa olmaz bir yaklaşım haline getirilmelidir.
Daha önceki yazılarımızda kamu yöneticisi olarak görev yapanlardan 1500-2000 kişinin masaya yatırılarak ciddi bir analize tabi tutulmasını önermiştik. Bu sayede çapraz bir kontrol yapılarak liyakatsiz olanların sistem dışına itilmesinin sağlanmasını önermiştim.
Beyannamede; “Çalışma hayatında güvenceli esnekliği artıracağız.” ifadesine yer verilmiştir.
Kamu yönetiminde esnek çalışma yöntemi sıklıkla gündeme getirilmesine rağmen maalesef yaygınlaştırılamamıştır. Özellikle pandemi döneminde esnek çalışma yöntemi uygulanmış ve başarı da sağlanmıştır. Ümit ederiz ki esnek ve uzaktan çalışma yöntemi daha da yaygınlaştırılır. Kamu personeline hayırlı olsun diyoruz.