Yabancılar krizde gayrimenkule koştu

00:0011/09/2010, Cumartesi
G: 11/09/2010, Cumartesi
Yeni Şafak
Yabancılar krizde  gayrimenkule koştu
Yabancılar krizde gayrimenkule koştu

Yabancıların 2 yıldır Türkiye'den gayrimenkul alımına yöneldiğini belirten Uluslararası Yatırımcılar Derneği YASED Genel Sekreteri Mustafa Alper, yılın ilk yarısında yabancıların 1,4 milyar dolarlık gayrimenkul aldığını kaydetti

Dünya ekonomik krizinin en ağır hissedildiği 2009 yılında 1.8 milyar dolarlık gayrimenkul alan yabancı yatırımcı, bu yılın ilk yarısında ise geçen yılın aynı dönemine göre yatırım oranını ikiye katlayarak 1.4 milyar dolara çıkardı. Uluslararası Yatırımcılar Derneği Genel Sekreteri Mustafa Alper, geçen yıl ilk yarıda bu rakamın 780 milyon dolar olduğunu belirterek, “Yabancılar 2 yıldır Türkiye'den gayrimenkul alımına yöneliyor. Geçen yıl aynı dönemde 7,6 milyar dolar olan toplam yabancı yatırım girişlerinde gayrimenkulün payı 1.8 milyar dolardı. Onun dışında yabancılar en fazla enerji sektörü , İmalat, finans sektörü ve inşaat sektörüne yatırım yaptı” diye konuştu.

KRİZ BELİMİZİ BÜKTÜ

Uluslararası doğrudan yatırım girişlerinin de büyük bir düşüş gösterdiğini kaydenen Alper şöyle konuştu: Alper, “yatırım girişleri tüm dünyada azaldı. 2009 yılında bir önceki yıla göre yüzde 37 düşüşle 1.1 trilyon dolar olarak gerçekleşen doğrudan yatırım girişi Türkiye'de yüzde 58 düşüşler 7,6 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bunda global etkenlerin çok fazla rolünün olduğunu kabul etmek lazım. 2008'de başlayan finansal krizle birlikte dünyadaki olumsuz gidiş doğal olarak yatırımları da etkiledi.”

BÜYÜME OLURSA YATIRIM GELİR

Yatırımların azalmasını sadece global piyasalara bağlamanın yanlış olduğunu söyleyen Alper, ülkenin büyüme potansiyelinin de çok önemli olduğunu belirtti. Alper, “Ekonomik büyüme yatırımları çekilmesi için ülkelerin önemli bir cazibe merkezi haline getiriyor. Yatırım yapmak isteyenler önce ülkenin büyüme potansiyeline bakıyor. Ekonomik büyüme oranı yüksekse ki Türkiye 2007'ye kadar ciddi bir büyüme ivmesi yakaladı. Yatırımcı buna bakarak “ülke büyüyor, buraya yatırım yaparsam ürünümü kolayca satarım' mantığı ile geliyor” diye konuştu.

MALİ KURAL DA ÖNEMLİ

Yatırım artışında Mali Kural'ın da önemli olduğunu belirtten Alper, “Şimdi bazıları 'olsa da olur olmasa da olur biz zaten uyguluyoruz' diyorlar ama sen bunu aaiting kuruluşlarına, uluslararası finans kuruluşlarına, yatırımcıya anlatamazsın. Bu anlamda Kural yasalaşırsa daha fazla destek gelir, raitingler yükselir ve risklerde düşer. Biz Ali Babacan'a güveniyoruz. Mali Kural'ın hakikaten yasaya bağlanması lazım” dedi.


Bu yıl 2009'u, 2012'de ise kriz öncesini geçeriz

ilk 6 aydaki rakamlara bakıldığında yabancı yatırım miktarının 3.2 milyar dolar olduğunu belirten Alper, daha sonraki gelişmelere bakıldığında sene sonunda oluşacak toplam yabancı yatırımın geçen yılı geride bırakabileceğini söyledi. Alper, “Yatırımlar ilk yarıdaki hızla giderse 6 milyar doları geçecek. Ama benim beklentim geçen yılki 7,6 milyar doları geçmesi yönünde. Yaz aylarında yatırımlar azaldı. Son baharda hareketlilik olacaktır” dedi. 2007'deki 22 milyar dolarlık rakama 2011'de de ulaşılamayacağını öngören Alper, 2012'de ancak kriz öncesine dönebileceğimizi belirtti.


Toplam yatırım miktarı 130 milyar doları aştı

Türkiye'ye giren uluslararası doğrudan yatırım girişlerinin 1970'den beri 130 milyar doları aştığını kaydeden Alper, bu yatırımların büyük bir bölümünün imalat sanayi sektörüne yapıldığını belirtti. 90'lı yıllarda ülkeye yılda ortalama 800 milyon dolar-1 milyar dolar arasında yatırım girişlerinin gerçekleştiği bilgisini veren Alper, “Türkiye'ye şu zamana kadar yapılan yatırımlara baktığınız zaman 130 milyar doları geçtiği görülü-yor. Turgut Özal'ın dönemi yabancı sermaye hareketlerinin en hızlı olduğu dönemdi. 90'lı yıllarda yavaşlama oldu. Türkiye o yıllarda 1 milyar dolar-800 milyon dolar ortalama yatırım alırken, 2002-2003'deki toparlanma süreci ile birlikte yıllık yatırım miktarı 22 milyar dolara kadar çıktı. Hedefimiz Türkiye GSYH'sinin yüzde 5'ine kadar yatırım çekmek. Bu yatırımların büyük bir bölümünü imalat sanayi oluştururken, son yıllarda gayrimenkulün büyük bir atak yaptığı görülüyor. Yakın zamanda enerji yatırımlarının ön plana çıkacağını tahmin ediyorum” diye konuştu.


Çevredeki 40 ülkenin merkezindeki Türkler dünyayı yönetiyor

Türkiye'ye yatırım yapılmasının en önemli nedenlerinden birinin de Türkiye'nin coğrafi konumu olduğuna dikkat çeken YASED Genel Sekreteri, bu avantajından dolayı, çevredeki 40 kadar ülkenin Türkiye'den yönetildiğini belirtti. Alper şöyle devam etti: “Yunanistan'ı, Kuzey Afrika'yı, eski Sovyet ülkelerini, Balkan ülkelerinin bazılarını, Ortadoğu buradan yönetiliyor. Bu avantaj, buradaki gücünüzü Türkiye'ye olan bakış açısını çok olumlu etkiliyor. Bir de ülkenin ekonomik potansiyeli olduğunda yatırımların buraya kaymasından daha doğal bir şey olamaz. Bu hem ül-keye katma değer katıyor, hem de vatandaşlarına.”

Ülkede kaliteli beyaz yakalı dediğimiz üniversite mezunları sayınının arttığını ve bunların çok büyük başarılara imza attığına da değinen Alper, “İyi üniversitelerimiz var. Buralardan mezun olanlar başarılı olup buradaki yabancı şirketlerin üst düzey yöneticileri oluyorlar. Bizim birçok üyemiz Türkiye'yi bölgenin yönetim merkezi olarak görüyorlar. Buradaki şirketlerde yöneticilik yapan Türkler de daha sonra bu şirketlerin diğer ülkelerdeki iştiraklerinde tepe yöneticileri oluyor. Örneğin büyük ilaç şirketlerinden biri olan Pfizer'ın Çin'deki şirketindeki CEO bir Türk. Birçok ülkede aynı durum söz konusu” diye konuştu.