Önümüzdeki dönemde Dubai'de olduğu gibi finansal piyasalarda yeni sürprizlerin yaşanabileceğini belirten ASO Başkanı, "İspanya gibi ülkeler borçlarını çevirmekte zorluk çekebilir, hatta yeni resesyon süreci yaşanabilir” dedi
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, ASO Meclis toplantısında yaptığı konuşmada, yılın son çeyreğinde baz etkisinden dolayı çok az da olsa pozitif bir büyüme görüldüğünü, eğer yılın son çeyreğinde sıfır büyüme olursa 2009 yılının yüzde 6'lık bir küçülme ile kapatılacağını söyledi. Özdebir, bundan sonra açıklanan birçok ekonomik verinin bir önceki yıla göre büyüme sergileyeceğini bildirdi.
Özdebir, dünya ekonomisindeki küçülmeye paralel olarak dünya ticaret hacminin bu yıl yaklaşık yüzde 10 daraldığına ve bu daralmadan Türkiye'nin de nasibini aldığına işaret ederek, başta AB olmak üzere gelişmiş ülkelere yapılan ihracatın, o ülkelerdeki ekonomik daralma nedeniyle sert bir biçimde düştüğünü, örneğin Türkiye'nin Ekim ayında 12 aylık ihracatın yüzde 26 oranında gerilediğine dikkati çekti.
ASO Başkanı, baz etkisinden dolayı Ekim ayında 2008 yılının aynı ayına göre ihracatın yüzde 4 artarak 10 milyar dolar, ithalatın ise yüzde 15 azalarak 13 milyar dolar olduğunu anımsattı. Aynı dönemde dış ticaret açığının yüzde 51 azalarak 2,6 milyar dolara gerilediğine işaret eden Özdebir, 2008 yılının Ekim ayında yüzde 65 olan ihracatın ithalatı karşılama oranının bu yıl yüzde 80'e yükseldiğini kaydetti.
Özdebir, 2009 yılının en önemli olaylarından birinin kredi hacminde daralma olduğunu anımsatarak, kredi kanallarının özellikle Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler (KOBİ) için hâlâ tıkanık olmasının ekonomideki toparlanmanın çok yavaş olacağı şeklindeki endişeleri artırdığını belirtti. Bankaların büyük işletmelere düşük faizlerle kredi verdiğini ancak, KOBİ'lere kredi vermediğini, kredi vermesi durumunda da çok yüksek faiz talep ettiğini savunan Özdebir, Kredi Garanti Fonu'nun etkili biçimde çalışmamasının da finansman sıkıntısı içindeki KOBİ'lerin sorunlarını ağırlaştırdığını dile getirdi.
Gelecek yıl için bir başka belirsizliğin ise dış finansman ihtiyacının nasıl karşılanacağı olduğunu ifade eden Özdebir, şunları kaydetti: 'IMF konusu artık bir yılan hikayesine dönmüştür. Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, konuyu gündemde tutmak ve beklentilerin bozulmasını engellemek için ayda bir açıklama yaparak IMF anlaşmasını yeniden ısıtıyor. Artık en kötü günler geride kaldığına göre bundan sonra da bir IMF anlaşmasına Türkiye'nin ihtiyacı olmadığını hepimiz kabul ediyoruz.'
ASO Başkanı Özdebir, Türkiye ekonomisinin 2010 yılındaki performansının dünya ekonomisindeki gelişmelere bağlı olacağını vurgulayarak, uzmanların üzerinde tartıştığı gibi çift dipli bir kriz yaşanması durumunda işlerin yeniden nasıl ve ne zaman bozulacağını kestirmenin güç olduğunu söyledi. Özdebir, şöyle devam etti:'Önümüzdeki dönemde Dubai'de olduğu gibi finansal piyasalarda yeni sürprizler yaşayabiliriz. Yunanistan, İspanya, İrlanda, Macaristan gibi ülkeler borçlarını çevirmekte zorluk çekebilirler ve bu gibi gelişmeler dünya ekonomisindeki toparlanmayı yavaşlatabilir, hatta yeniden resesyona sokabilir. Ama biz çift dipli resesyon ihtimalini gözardı etmemekle birlikte ihtiyatlı iyimserliğimizi koruyor ve küresel ekonomideki toparlanmanın yavaş olmakla birlikte devam edeceğini düşünüyoruz.'