Hüseyin Çelik, 'Bugün yapılan eylemi çok masum bir hak arama eylemi olarak değerlendirmek mümkün değildir' dedi.
Hüseyin Çelik, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, memurların bugün yaptığı 'uyarı grevine' değindi.
Çelik, kamu çalışanlarının, daha fazla ücret ve hayat standartlarının yükseltilmesi talebinde bulunmalarının demokrasilerde bir hak, son derece meşru ve masum bir talep olduğunu vurguladı.
Memurların, hükümete yönelik eleştiri ve sitemlerde de bulunabileceğini de kaydeden Hüseyin Çelik, şunları söyledi:
'Ancak kamu çalışanları vatandaşın günlük hayatını ıstıraba dönüştürme hakkına sahip değildir. Trenleri durdurup, insanların oradan yollarına devam etmelerini engellemek, trenlerin çalışmasını engellemek, sağlık kurumlarında vatandaşın sağlığının olumsuz etkilenmesi için bazı girişimlerde bulunmak, öğrencilerin okula gitmesinin önüne engel koymak, kamu sendikacılığı anlayışıyla bağdaşmamaktadır.
Açıkçası, bugün yapılan eylemi çok masum bir hak arama eylemi olarak değerlendirmek mümkün değildir. Bütün diyalog yolları açıkken, böyle bir eyleme tevessül etmenin iyi niyetle bağdaşır tarafını olmadığını ifade etmek istiyorum.
Türkiye bir hukuk devletidir. Herkes Anayasa ve yasalardan aldığı hakkı ve yetkiyi kullanmak durumundadır. Aksi takdirde kaos ve kargaşa çıkar.
Vatandaşın hayatını ıstıraba çevirmeyelim ve ideolojik tavırlar takınmayalım'
AK Parti Hükümetinin, iktidara geldiğinden bu yana memurlarla ilgili iyileştirmeler yaptığını belirten Çelik, rakamlarla örnek verdi. 2002 Aralık ayı ile 2009 Aralık ayı arasındaki toplam enflasyonun yüzde 93,1 olduğunu hatırlatan Çelik, en düşük memur maaşına, enflasyondan arındırılmış olarak yüzde 49,2'lik bir artışın sağlandığını ifade etti. Çelik, tüm devlet memurlarının maaşlarındaki toplam artışın ise yüzde 26,4 oranında olduğunu bildirdi.
Hüseyin Çelik, 'Memur maaşlarının enflasyonun altında kalması, memurların enflasyona ezdirilmesi noktasındaki iddia doğru değildir' dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı açıklamalara tepki gösteren Hüseyin Çelik, 'Herkesi zarif, nezih bir üsluba davet ediyoruz. Siyaset rekabettir ama nezaket ve rekabetle bunun yapılması gerekir' diye konuştu.
'Sayın Bahçeli adeta uzun zamandır uyuyan ve uykudan uyanmış bir insanın ruh halini yansıtıyor' diyen Hüseyin Çelik, MHP Lideri'nin dün yaptığı konuşmada, Alevilerle ilgili bir araştırma ve uygulama merkezinin kurulması gerektiğini gündeme getirdiğini hatırlattı. Çelik, 20 Temmuz 2009 tarihinde Tunceli Üniversitesi bünyesinde Alevilik Araştırma ve Uygulama Merkezi'nin kurulduğuna işaret etti. Bu merkezin, ilk eserlerini hazırladığını anlatan Çelik, Kerbela Mersiyeleri adındaki kitabın yayımlandığını söyledi.
Çorum Hitit Üniversitesi bünyesinde 2008 yılında Hacı Bektaş-ı Veli Araştırma ve Uygulama Merkezi'nin kurulduğunu hatırlatan Hüseyin Çelik, daha önce de Gazi Üniversitesi bünyesinde Türklük ve Hacı Bektaş-ı Veli Araştırma Merkezi kurulduğunu anımsattı.
Hüseyin Çelik, 'Türkiye'de şu anda üç saygın üniversitemizde Alevilikle ve Bektaşilikle ilgili araştırma ve uygulama merkezi var. Ama anladığım kadarıyla Sayın Bahçeli'nin danışmanları her seferinde hakaret, hamaset ve husumet içeren orijinal kelimeler bulmakla uğraşırken demek ki bunları kaçırıyorlar' dedi.
Çelik, açıklamasında, Diyanet İşleri Başkanlığının Alevilikle ilgili icraatından örnekler de verdi. Çelik, konuyla ilgili bazı kitapların yayımlandığını ve bazı yerleşim birimlerinde görev yapan cami imamlarına Alevilikle ilgili hizmet içi eğitim kursları verildiğini ifade etti.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın partisinin dünkü Grup toplantısındaki açıklamalarını da eleştiren Çelik, CHP Lideri'nin ekonomik alanda yaptığı değerlendirmelerin gerçeği yansıtmadığını ifade ederek, bazı verileri anımsattı. 'Halep oradaysa arşın da burada' diyen Çelik, Türkiye'nin, AK Parti Hükümeti döneminde dünyanın en büyük 17. ekonomisi haline geldiğini dile getirdi.
Hüseyin Çelik, şunları kaydetti:
'Öğretmenlerin özlük haklarında iyileştirmeler sağlayan yasa ile toplu görüşme primi adı altında memurlara ödeme yapılmasını ve memurların sendika kurmasını teşvik eden yasayı CHP Anayasa Mahkemesi'nde iptal ettirdi.
CHP, bir şey yapmayan, yapılanları bozmayı üzerine vazife kabul etmiş bir siyasi partidir ne yazık ki.
Korsan dinlemelere gelince... Sayın Başbakanımız ve Sayın Adalet Bakanımız net bir şekilde sorunu ortaya koydular. Her türlü kanunsuz, korsan, illegal dinlemenin kesinlikle onaylanamayacağını, ahlaksızca ve kişilik haklarına saldırı olduğunu her vesileyle ifade etti. Birilerinin zannettiği gibi bu korsan dinlemeler Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nca (TİB) yapılmamaktadır.
Gelişen teknoloji ile birlikte, özellikle elektronik olan her şeyin hayatımızın her alanına girmesiyle birlikte, art niyetli, meseliyi istismar eden kişilerin, kesimlerin, organize güçlerin olduğunu biliyoruz. Bununla ilgili gerekli yasal düzenlemelerin yapılması, işin üzerine gidilmesi için de Hükümetimiz üzerine düşeni yapmıştır. Telefon dinlemelerini Sayın Baykal'ın Hükümete mal etmesini kesinlikle kınıyorum. Bu doğru bir tavır değil.'
Deniz Baykal'ın, Başbakan Erdoğan'a yönelttiği bazı ithamlar ve iftiralar olduğunu belirten Çelik, 'Sayın Başbakanımız, hayatının hiçbir safhasında cemevine 'cümbüşevi' dememiştir. Sayın Başbakanımız bunu kesin bir dille yalanlamaktadır. Sayın Baykal bu konuda iftira etmektedir' diye konuştu.
Hüseyin Çelik, Başbakan Erdoğan'ın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde Karacaahmet'teki cemevinin yıktırılması için bir dozer gönderdiği iddialarını da yalanlayarak, şöyle konuştu:
'Karacaahmet, tarihi mezarlığın olduğu mekanlardan biridir. Tarihi mezarlar tahrip edilerek cemevi inşaatı yapıldığı için, ruhsatsız, izinsiz olduğu için Sayın Başbakan, o zaman Büyükşehir Belediye Başkanı sıfatıyla bu işe müdahil olmuştur. Nitekim dönemin hükümeti, bu müdahaleye müdahale etmiştir ve yapılsın denmiştir ve yapılmıştır.
Sonra, Sayın Başbakan'a bundan dolayı dava açılmıştır. 'İzinsiz ve ruhsatsız bunun yapılmasına niye müsaade ettin?' diye Sayın Başbakan'a dava açılmıştır. Sayın Başbakan, anayasa ve yasalara göre hareket ettiğini belirterek bu davadan beraat etmiştir.
Bunların hepsi ortada iken Sayın Baykal'ın bunları söylemesini şık bulmuyoruz.'
Deniz Baykal'ın, dün yaptığı konuşmada, Başbakan Erdoğan'a yönelik, 'Alevilerden sana hayır yok. Başka kapıya, başka kapıya' dediğini belirten Çelik, 'Alevi vatandaşlarımız hiç kimsenin arka bahçesi falan değildir. Sayın Baykal, herhalde bununla 'Burası benim hakimiyet alanımdır, burası benim bölgemdir, burası benim arka bahçemdir' şeklinde bir yaklaşımı sergiliyor. Hiç kimsenin tercihi, oyu, vicdanı hiç kimsenin cebinde değildir' dedi.
Yaptığı açıklamada, geçtiğimiz hafta sonu DTP'nin İzmir'de gerçekleştirdiği programda çıkan olaylarla ilgili değerlendirmelerde de bulunan Çelik, 'Keşke Türkiye'deki her siyasi parti her ilde demokratik olgunluk içerisinde bütün faaliyetlerini, mitinglerini, toplantılarını yapsa ve renkli görüntülere, karnavallara sahne olsa... Bu arzulanan şeydir. Burada şiddet unsurunun devreye girmesi veya o partiye muhalif olan insanların kendini devlet gücü yerine koyarak onlara müdahale etmesi kabul edilemez bir şeydir, savunulamaz bir şeydir' diye konuştu.
'DTP'nin, bizim çok iyi niyetlerle, Türkiye'nin geleceği, nesillerimizin istikbali için başlattığımız demokratik açılım sürecini sabote edici davranışlardan da kaçınması gerekiyor' diyen Çelik, 'Türkiye'deki akan kanın durmasını, kardeşlik, barış istediğini söyleyen DTP'nin bu söylemlerinin aksine bir tutum içerisinde olması kabul edilebilen bir şey değildir. Onları da makul ve sorumlu davet ediyoruz' dedi.