3 yıllık Orta Vadeli Mali Program'a ilişkin büyüklükler belli oldu. Program IMF'nin ekonomik daralmasını tahmin ettiği yüzde 5,1 oranındaki öngörüye dayalı olarak hazırlandı
Hükümetin 2010-2012 yıllarını kapsayan 3 yıllık Orta Vadeli Mali Programına (OVP) ilişkin büyüklükler belli oldu. Program DPT, Maliye ve Hazine bürokratlarının uzunca bir süreyi bulan çalışmaları sonucu IMF'nin Türkiye'nin ekonomik daralmasını tahmin ettiği yüzde 5,1 oranındaki öngörüye dayalı olarak hazırlandı. Program ile 2010 yılına ilişken bütçe hazırlığının da gerçekleştirildiği kaydedildi.
Bu ayın ortalarına kadar açıklanması kesinleşen programda deflatör oranı yüzde 5 alınırken, 2009 yılına ilişkin büyüme tahminleri IMF'nin öngörülerinin üzerinde yapılıyor. OVP'ye göre, 2009 yılı enflasyon tahmini de yüzde 6,9'un altında olacak. Yetkililer, ekonomideki daralmanın IMF'nin küçülme tahminin daha da altında çıkmasının beklenmediğini belirterek, “Ekonomi bundan daha da kötüleşemez” değerlendirmesini yaptılar.
Programın hazırlığında kritik sürecin, krizden çıkışta nelerin olabileceğine yönelik olduğunu vurgulayan yetkililer, bu yönlü belirsizliğin ekonomi aktörleri üzerinde tedirginlik yaratması endişesinin bulunduğunu kaydettiler. Özellikle yılın ilk çeyreğinin ardından bütçede 'kesenin ağzı'nın açıldığına dikkat çekilirken, hükümetin bütçe açığının ne zaman kapatılacağına karar vermesinin önemli olduğu hatırlatıldı.
Bütçe dengesinin 2010'dan itibaren aşağı çekilmesine yönelik planlamalar yapıldığını da hatırlatan yetkililer, Katılım Öncesi Program'da (KEP) yüzde 5'lik açığın öngörüldüğünü kaydettiler. Yetkililer, bütçe açığında bu oranın korunmaya çalışılacağını belirtirlerken de, borçlanma limitinin yüzde 7 olduğunu, böylece yüzde 2'lik bir marjın bulunduğuna da işaret ettiler. Yetkililer, borçlanma limitinin 74,8 milyar TL olarak belirlendiğini de hatırlattılar. Bütçe açığına son teşvik kararlarının yansımasının olabileceğine de dikkat çeken yetkililer, bütçeye yaklaşık 250 milyon TL etkisinin olması hesaplanan teşvikler ile ilgili olarak şu tespiti yaptılar:
“Teşvik paketinin Güneydoğu'ya yönelik getireceği yük belli değil. Örneğin, tekstil sektöründe İstanbul'dan Hakkari'ye makinelerin götürülmesi halinde nakliye başta olmak üzere teşvik verileceği yer alıyor. Eğer götürülmezse bütçeye herhangi bir yük gelmeyecek. Ayrıca, kurumlar vergisinin de 2010 yılına etkisi olabilecek. Yine yatırım maliyetlerinin de hemen etkisi olmayacak.”2009 yılında açık veren faiz dışı fazlanın (fdf) 2010-2012 yıllarında, pozitife dönüştürülmesi gerektiğine işaret eden yetkililer, bu kapsamda politika tedbirlerinin belirlenmesinin önemini vurguladılar. Yetkililer ayrıca, kriz nedeniyle işçilere memurlardan daha fazla zam verilemeyeceğini de kaydettiler. Yıllık TÜFE artış hızı ise bu yılsonu yüzde 6'lar civarında öngörülürken, 2010 yılında 5,5, 2011'de 4,8, 2012'de ise yüzde 4 olarak öngörülüyor.