Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 29 Ekim'de vereceği 'tek' resepsiyona katılıp katılmayacağı konusunda parti içi kriz yaşanan CHP'de çözüm bulundu. Toplanan CHP Merkez Yönetim Kurulu bu konuda grup kararı almazken kararı milletvekillerine bıraktı.
Ne zaman ki, 29 Ekim resepsiyonuna askerler katılacak mı katılmayacak mı sorusunun peşine düşmeyeceğiz, işte o zaman Türkiye tam normalleşmiş olacak. Sadece asker sivil ilişkileri açısından değil birçok konuda normalleşme adına önemli gelişmeler yaşanıyor. Doğru yolda yürüyoruz ancak henüz yolun başında olduğumuz unutulmamalı. 29 Ekim resepsiyonu için gözler askerlerin ve CHP'nin üzerinde. Adının başında, ”Cumhuriyet” olan bir partinin Cumhuriyet bayramı resepsiyonu için adının hemen askerin arkasında yer alması, üzerinde düşünmeye değer bir nokta.
Gelişmiş demokrasilerde böyle bir sorunun yeri olmaması gerekir ancak Türkiye söz konusu olunca, bu sorunun yanıtının peşine düştük. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, farklı bir dil oluşturmaya çalışıyor. Ancak öylesine ürkek ki. Sık sık kendi doğrularından geri adım atmak zorunda kalıyor. Önce ulaştığım bir bilgiyi paylaşmak istiyorum. Kılıçdaroğlu, 13 Ekim günü İstanbul'da, ”beyin fırtınası” adı altında medya yöneticileri ile bir araya gelmişti. Ancak ondan önce bir gelişme yaşanmış ve Kılıçdaroğlu'nun gazetecilerle toplantısının devam ettiği sırada CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce , ”Resepsiyona katılmayacağız” diye açıklama yapmıştı.
Toplantı sırasında İnce'nin bu açıklaması sorulduğunda Kılıçdaroğlu, ”Sayın Muharrem İnce böyle bir açıklama yaptı mı, bilmiyorum” demiş ve 29 Ekim'e daha çok zaman olduğunu belirterek, ”Resepsiyon şimdiden ulusal sorun haline getirilmesin. Cumhurbaşkanlığı makamını boykot gibi bir tavrımız yok” demişti. Aldığım bilgi Kılıçdaroğlu'nun medyayla buluşması sırasında resepsiyona katılıp katılmayacağı sorulduğu taktirde, “Cumhurbaşkanlığı makamını boykot gibi bir tavrımız yok, resepsiyona katılacağız” yanıtını vereceği yönündeydi. CHP'yi Kılıçdaroğlu'ndan koruma konusunda kararlı olan Önder Sav, bu bilginin kendisine ulaşmasından sonra harekete geçiyor ve Kılıçdaroğlu böyle bir açıklama yapmadan önce, ”zaman ayarlı” olarak Muharrem İnce'yi devreye sokuyor. Böylece Kılıçdaroğlu bir emrivaki ile karşı karşıya kalıyor. 29 Ekim resepsiyonuna katılarak farklı bir muhalefet dili oluşturmayı amaçlayan Kılıçdaroğlu bir kez daha statükoya teslim oldu.
CHP'nin Cumhuriyet resepsiyonuna katılıp katılmama konusunda parti içinde de polemiklere neden olmuştu. Henüz konu ile ilgili olarak CHP lideri Kılıçdaroğlu bir açıklama yapmadan, CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce emclis'te düzenlediği basın toplantısında, “Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, 29 Ekim'de Çankaya Köşkü'nde vereceği resepsiyona katılmayacağız” açıklamasını yaptı. Konuyu açıklamadan iki gün sonra basın kuruluşlarının temsilcileriyşle yaptığı bir toplantıda değerlendiren Kılıçdaroğlu ise, “Henüz erken. Bir karar almadık” diye konuşmuştu.
Bir süredir bu sorunun da cevabını arıyoruz. Hiçbir sinyal yok. Çünkü henüz komuta kademesi bu konuyu değerlendirmemiş. 27 Ekim'de yapılacak olan MGK'ya hazırlanıyorlar. Ancak Genelkurmay Başkanı Koşaner'in TSK'yı sorunların odağında yer alan kurum olmaktan çıkarmak gibi bir tarzı var. Devir teslim töreni dışında basın huzurunda hiçbir konuşma yapmadı. Askerlik konusunda dahi hükümetle, doğrudan temas kurmayı tercih etti. O nedenle bugünden katılacak ya da katılmayacaklar şeklinde bir kanaat belirtmek mümkün değil. Çünkü Genelkurmay Başkanları ve Kuvvet Komutanları tarafından bu konuda yapılmış bir değerlendirme, verilmiş bir talimat söz konusu değil. Ancak edindiğim izlenim, olumsuz bir havanın olmadığı yönünde. Kimse için bağlayıcı olmak istemem ama sinyaller negatif değil, hatta pozitif yönünün ağır bastığı söylenebilir. Bu açıdan bakınca asker bile CHP'nin bir adım önünde yer alıyor.