Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye ve Arap dünyası arasında ortak bir takas bankası kurulması önerisinde bulunarak, 'Böylece Türk ve Arap iş aleminin, yabancı bankalara bağımlılığını azaltabiliriz. Bu coğrafyanın mali kaynaklarını, yine bu coğrafyada muhafaza ederiz' dedi.
Türk-Arap İşbirliği Forumu (TAF) Dışişleri Bakanları 3. Toplantısı ile TAF Ekonomi Forumu 5. Toplantısının ortak açılışı Four Seasons Oteli'nde yapıldı.
Hisarcıklıoğlu, açılışta, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a forumu himayesine alarak 5 yıldır düzenlenmesine vermiş olduğu destek ve Türk-Arap ilişkilerinin gelişmesine yapmış olduğu katkılardan dolayı, Türk özel sektörü adına teşekkür ederek başladı.
Atlantik Okyanusu'ndan Basra Körfezi'ne kadar uzanan 350 milyonluk Arap Dünyasının, Türk iş aleminin kalbinde özel bir yeri olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, 'Ne mutlu ki, işadamımız, bürokratımız, mühendisimiz, yardım kuruluşumuz, geniş Arap dünyasının her yerinde varlık gösteriyor' dedi.
Dünyada güç dengesi yeniden kurulmakta iken, bölge içi sorunlarını çözmüş, refah ve istikrara ulaşmış güçlü bir Arap Dünyasının, Türk iş camiasının ortak arzusu olduğunu dile getiren Hisarcıklıoğlu, maksimum işbirliği ve entegrasyon prensibiyle, geniş Arap dünyasıyla tüm alanlarda işbirliği tesis etmek istediklerini söyledi.
Hisarcıklıoğlu, iş dünyası olarak, bölgede kalıcı barışın ve istikrarın sağlanmasından yana olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
'Bunun da ancak güçlü ekonomik ilişkilerle mümkün olabileceğine inanıyoruz. Güçlü ekonomik işbirliğiyle Doğu Akdeniz'i, Kızıldeniz'i, Basra Körfezi'ni bir barış ve istikrar havzası haline getirmek istiyoruz. Yaşadığımız ortak coğrafyanın kadim tarihi, bizlere birçok defa göstermiştir ki, güç kullanarak hiç bir sorun çözülemiyor. Ambargolara, izolasyonlara, askeri müdahalelere karşıyız. Bazı ülkeleri sistem dışına itmek yerine, bölgede 'istikrar eksenleri' kurarak, refahın ve barışın hüküm sürdüğü bir coğrafyada yaşamak istiyoruz.'
Aradaki siyasi sınırları, girişimcilerin, mal ve hizmet ticaretinin önünde engel olmaktan çıkartmak gerektiğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, 'Nitekim geçmiş deneyimler bizlere göstermiştir ki, imzalanan serbest ticaret anlaşmaları ticareti, vizelerin kaldırılması da turizmi canlandırmıştır' dedi.
Rifat Hisarcıklıoğlu, ortak geleceğin, daha fazla entegrasyon ve daha fazla ekonomik bütünleşmeden geçtiğinin altını çizerek, küresel düzen içinde, ekonomilerin karşı karşıya kaldığı enerji güvenliği, iş güvenliği, gıda güvenliği, su güvenliği gibi meydan okumalara karşı, işbirliği yapılmak zorunda olduğunu söyledi.
Bu alanlarda, kazan-kazan prensibiyle, herkese ortak menfaat sağlayan politikaları, ortak akılla üretmek gerektiğinin altını çizen Hisarcıklıoğlu, istikrarlı büyümenin ancak daha fazla ekonomik işbirliği ile temin edebileceğini vurguladı.
Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki ticari ilişkilerin, hükümetlerin de destekleriyle, son yıllarda hızla geliştiğini anımsatarak, şunları söyledi:
'Bu güzel trendi devam ettirmek için, yapmamız gerekenler de var. İlk olarak, ülkelerimizi birbirine bağlayan ulaştırma ağlarını modernize etmeliyiz. Basra, Doğu Akdeniz'e, Kızıldeniz Karadeniz'e, modern ulaştırma ağları ile bağlanmalıdır. İkinci olarak, ülkelerimiz arasında güçlü bir bankacılık ağı tesis etmeliyiz. Arap liderlerden Türk bankalarının bölgede daha etkin olmasına yönelik iş planlarına kolaylık sağlamalarını bekliyoruz. Ayrıca ortak bir takas bankası kurmalıyız. Böylece Türk ve Arap iş aleminin, yabancı bankalara bağımlılığını azaltabiliriz. Bu coğrafyanın mali kaynaklarını, yine bu coğrafyada muhafaza ederiz.'
Hisarcıklıoğlu, küresel finans krizine karşı gösterdiği direnç ve kanıtladığı sağlam iktisadi yapısıyla Türkiye'nin, böyle bir uluslararası takas bankasının kurulması için en uygun mekan olduğu görüşünü dile getirdi.
Ticaretin önündeki engellerin kaldırmasının da önemini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, bu çerçevede, Türkiye-Lübnan, Türkiye-Körfez İşbirliği Konseyi serbest ticaret anlaşması müzakerelerinin tamamlaması gerektiğini kaydetti.
Hisarcıklıoğlu, bu iki anlaşma imzalandığında, Doğu Akdeniz ile Basra Körfezi arasında geniş bir serbest ticaret alanı meydana getirileceğini ifade etti.
Bölgedeki gümrük kapılarının, çağın ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde modernize edilmesine de ihtiyaç duyulduğunun altını çizen Hisarcıklıoğlu, gümrüklerin modernize edilmesi konusunda Türk özel sektörü olarak sahip oldukları deneyimi Arap ülkeleri ile paylaşmaya hazır olduklarını söyledi.
Hızla artan karşılıklı ticaretteki başarılarını yatırım ilişkilerine de yansıtmak istediklerini dile getiren Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:
'Çok sevdiğim bir Arap atasözü 'Bir şeyi yapmak isteyen yolunu bulur, yapmak istemeyen nedenini bulur' der. Biz yeni yollar bulmalıyız. Arap sermayesi ve Arap yatırım fonları son 10 yılda dünyanın en dinamik yatırım fonları haline gelmiş olmasına karşın maalesef ülkemize gelen yatırımları sınırlı kalmıştır.
Arap şirketlerini ve yatırım fonlarını ülkemizde daha fazla yatırım yapmaya davet ediyoruz. Nitekim, bugüne kadar Türkiye'ye yatırım yapan Arap şirketleri ve yatırım fonları hep başarılı oldu. Yüzlerce yıldır beraber yaşadığımız bu coğrafyada, ortak bir geleceğe doğru birlikte yol alıyoruz. Şüphesiz ki, önümüzdeki dönemde nasıl bir coğrafyada yaşayacağımızı bizlerin tercihleri belirleyecektir.
Gelin, ortak akıl, işbirliği ve entegrasyon ile bölgemizi, bir barış, istikrar ve refah havzası haline getirelim. Gelin, coğrafyamızın kadim kozmopolit güzelliğini yeniden inşa edelim. Bu bizlerin, yeniden şekillenen küresel düzen içinde, kaçınamayacağımız tarihi sorumluluğumuzdur.'