"ABD'de 368 etnik grup var. Pasta herkese yetiyor, toplum birbirine girmiyor. Ekonomik güç ve zenginlik toplumu bir arada tutar. Cehalet başımızın belasıdır, sonunda fukaralık, çatışmalar ve ihtilaflar vardır"
İslam Ülkeleri Eğitim Kongresi'nde konuşan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, İslam ülkelerinin temel probleminin, cehalet ve fakirlikten ortaya çıkan ihtilaflar olduğunu vurgulayarak, "ABD'de 368 etnik grup var. Pasta herkese yetiyor, toplum birbirine girmiyor. Ekonomik güç ve zenginlik toplumu bir arada tutar. Cehalet başımızın belasıdır, sonunda fukaralık, çatışmalar ve ihtilaflar vardır" diye konuştu.
57 İslam ülkesinden 70 bilim adamının 9 oturumda tebliğler sunacağı İslam Ülkeleri Eğitim Kongresi, Grand Cevahir Otel Kongre ve Kültür Merkezi'nde başladı. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Pakistan Eğitim Bakanı Ashraf Javed, Senegal Eğitim Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Adama Diop ve eğitim uzmanlarının katıldığı konferansta eğitimsizliğin İslam ülkelerindeki etkileri enine boyuna tartışıldı. Konferanslarda "Eğitimde işbirliği ve kalkınma" başlığı altında teknik eğitim, eğitim kurumları, radikalizm ve eğitim, mesleki eğitim, araştırma ve eğitim, eğitimde batı ve doğunun karşılaştırılması konuları ele alındı.
Konferansın amacının İslam ülkeleri arasında eğitim sistemleri ve uygulamaları konusunda fikir alışverişinde bulunularak ortak faaliyetler düzenlemek olduğunu belirten Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Avrupa ülkelerinde yapılan bilimsel buluşlara, bunun temelini zaten biz atmıştık denilerek ön yargıyla bakıldığını söyledi. Çelik, "13. asırdan sonra İslam dünyası derin bir kış uykusuna yattı. Onlar bizden aldıkları çekirdekleri bahçeye dönüştürdü. Biz onlardan meyve alıyoruz. Çekirdekle avunmanın anlamı yok. Geçmiş hiçbir şey ifade etmez, ne olduğunuz önemlidir. Osmanlı'nın son dönemlerinde fen bilimlerini medreselerde cüziyat olarak okuduk. Osmanlı Devleti batı karşısında geri kalmışlığını gidermek için orduyu modernize ederek işe başladı. Bu da yetmedi" dedi.
Avrupa'nın tarım toplumundan sonra sanayi ve bilgi toplumu evrelerine geçtiğini, İslam ülkelerinin hala tarım toplumunu yaşadığını belirten Çelik, "Bilgi toplumunda çok zeki ve yavaş olan insan ile çok hızlı ve aptal olan bilgisayar birleştirilmiş, zenginliğin temel verisi bilgi haline getirilmiştir. Bill Gates'in serveti Afrika kıtasındaki bütün servetleri ikiye katlıyor. Biz kuvvetlinin haklı kabul edildiği bir dünyada yaşıyoruz. BM'nin 5 daimi temsilcisi güçlü ülkelerdir, ne suç işlerse işlesinler veto etmeleri yeterli, hamisi olduğu ülkeler ne suç işlerlerse işlesinler veto yetiyor, ekonomik güçlü olmanın yolu eğitim alanında güçlü olmaktan geçiyor. Zenginliklerinizi satarak zengin olabilirsiniz. Ancak tabii zenginlikler bir gün bitecektir. Eğitim kalkınmayla eşittir" şeklinde konuştu.
Mesleki ve teknik eğitimin üretmek ve kalkınmak isteyen her ülkenin temel önceliği olması gerektiğini vurgulayan Çelik, "Son 5 yılda eğitim Türkiye'nin bir numarası olmuştur. Bizim 25 kere eğitim dememiz lazımdır. Başbakanımız bir eğitim sevdalısıdır, eğitim gönüllüsüdür. Son 3 yılda 550 bin bilgisayar gönderildi, bir ADSL sistemi kuruldu. 2000 yılı Ar-Ge bütçesi 100 milyon dolardı, 2007 yılında 2 milyar dolardır. Bunu yapmadığımız sürece söylediklerimiz bir zemine oturmaz" dedi.
İslam ülkelerinin temel probleminin cehalet ve fakirlikten ortaya çıkan ihtilaflar olduğunu vurgulayan Çelik, "ABD'de 368 etnik grup var. Pasta herkese yetiyor, toplum birbirine girmiyor. Ekonomik güç ve zenginlik toplumu bir arada tutar. Cehalet başımızın belasıdır, sonunda fukaralık, çatışmalar ve ihtilaflar vardır. İslam dininin doğru öğretilmemesinden kaynaklan radikalizm vardır. Batıda İslam fobisi gelişti. Batıda İslam denilince terör akla geliyor. İslam selam kökünden geldiği için barış anlamındadır. İnsan da ünsiyetten geliyor, birbirini tanıyan anlamına geliyor. İslam kendi hem cinsleriyle bir arada yaşamayı insanlık olarak görüyor. Müslüman terörist olmaz. Bir Müslüman bir başka insanın canına kıyıyorsa terörist olur, radikal unsurların İslam dininin gerçek öğretisinden nasip almadıklarını düşünüyorum. Sizin dininiz size, benim dinim bana. Farklı inançta, farklı dindeki insanlarla bir arada yaşamaya mahkumuz. Veya dememeliyiz, ve demeliyiz. Demokrasiler ve yi kabul eder, veya çatışmayı getirir. Batı tarzı bir demokrasiyi benimsemeyebilirsiniz, meşveret tipi bir demokrasi olabilir. Demokrasi olsa, yöneticiler kaynaklarını nasıl harcadıklarının hesabını verir, İslam aleminde halk benim kaynaklarımı nereye harcadın sorusu sormaya hak sahibi değildir" şeklinde konuştu.
Tarihi olayların tarihte bırakılması gerektiğini savunan Çelik, "Osmanlı dağıldığında iki bağımsız ülke vardı; Türkiye ve İran. Bütün dünya Müslümanlığı sömürülüyordu. Sömürgeci anlayış bir antipatı meydana getirdi. Tarihi bugüne taşırsak yeryüzünde yaşayamayız. Çanakkale'de on binlerce şehit verdik. AB'de İngilizler'le beraber olmak istiyoruz. Almanya-Fransa'nın birbirlerine etmediklerini bırakmadı. Araplar Türkiye'ye şaşı bakabiliyorlar. Bunlar tarihte kaldı. Geçmiş hatıralarımızdır. Saygıdeğerdir.
Bugünki gerçeğimiz, yarınlarımız, hayallerimizdir. Hayallerimizi hatıralarımızın önüne geçiremezsek gerçek manada kalkınma sağlayamayız" dedi.
Daha sonra söz alan Pakistan Milli Eğitim Bakanı Ashraf Javed, "İslam ülkeleri ilk öğretimden üniversiteye kadar bütün eğitim seviyelerinde kriz içindedir. Pakistan'da 50 milyon okuma yazma bilmeyen vatandaş var. İlk 500 üniversite arasında 2 üniversitemiz var. Müslüman öğrenciler batı üniversitelerine kabul edilmiyor. Kendi üniversitelerimizi geliştirmeliyiz. Bunlar olmadan dünyada onurlu bir şekilde mücadele edemeyiz" diye konuştu.
Ashraf Javed, "İslam dünyası batı ülkeleri tarafından itiliyor. Müslümanlar medeniyet dışı, terörist ve radikal olarak nitelendiriliyor, bundan kurtulmak için eğitim şarttır. Katolik dünyasında 200 bin okul var, bunlar bir merkezden ortak olarakne teknik eğitimin üretmek ve çalışıyorlar. Bizlerin de İslam dünyası olarak eğitim ağlarına ihtiyacımız var" şeklinde konuştu.
TASAM Başkanı Süleyman Şensoy ise, terör olaylarını kınayarak başladığı konuşmasında, "Türkiye ve İslam dünyasının kazanımlarını paylaşmak, gelecek için müşterek vizyon belirlemek, dinimize mal edilen yanlış eğitimden ve yönlendirmelerden kaynaklanan radikalleşmeyi ele almak için yaklaşık 40 ülkeden bilim adamı 70'in üzerinde tebliğ sunacaklar" dedi. Şensoy, "Kendi hayat tarzına sahip olan, dünyada barışa katkı yapacak bir İslam dünyası hedefliyoruz. Güç ve adalet temelinde yeniden İslam dünyası inşaa edilmelidir" dedi.
İSAV İslami İlimler Araştırma Vakfı Başkanı Prof. Dr. Ali Özek ise, "Kız erkek ayrımı yapmaksızın bütün çocuklarımızı okutmak zorundayız. Bütün fertlerini okutamayan milletlerin hali içler açısıdır. İslam ülkelerinde son asırlarda, eğitim alan kişi sayısı azalmış, batı ülkelerinde artmıştır" diye konuştu.
Senegal Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Adama Dıop da, "Günümüzde Afrika'da yeterince gelişilmemiş olmasının sebebi okuma yazmanın yüksek olmaması, düşünce sistemlerimizin birbirine tam uyum sağlamamasıdır. Eğitim sistemi sorun teşkil ediyor. Okuma yazma oranı çok düşük, ülkelerimizdeki nüfusun yüzde 50'si okuma yazma biliyor. Öğretmenler ve eğitim veren kişilerin sayısı yeterli değil, alt yapılar yetersizdir. Eğitime yapılacak yatırım çok önemlidir. Fakirliğe karşı savaşta ve sürekli bir gelişimi sağlamak için gayret göstereceğiz" şeklinde konuştu.