İşte Baykal'ın konuşması!

Cihan
00:0023/04/2008, Çarşamba
G: 23/04/2008, Çarşamba
Yeni Şafak
İşte Baykal'ın konuşması!
İşte Baykal'ın konuşması!

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, 23 Nisan bayramı nedeniyle TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, hükümete sert eleştirilerde bulundu. Laiklik, dokunulmazlıklar ve Sabah-ATV grubunun satışını gündeme getiren Baykal, "İktidar olanakları ile kendi yakınlarına ihale ayarlamak, demokrasilerde yoktur" dedi.



23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla özel gündemle toplanan TBMM Genel Kurulu'nda konuşan Deniz Baykal, hükümete ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a sert eleştirilerde bulundu. Halkı Müslüman olan bir ülkede, çağdaş bir anlayışla laikliği gerçekleştirmenin Meclis'in en büyük eseri olduğunu savunan Baykal, "O sayede egemenlik gökten yere inmiş, hanedandan millete geçmiştir. Teokratik otorite döneminin yerini, laik idare anlayışı almıştır" dedi.


Cumhuriyet ile demokrasinin aslında ayrılmaz bir bütün olduğunu vurgulayan Baykal, cumhuriyetten uzaklaşarak demokrasinin güçlendirilemeyeceğini kaydetti. Batının yüzyıllar boyunca savaşarak, kan akıtarak ulaştığı laiklik anlayışına Türkiye'nin barış içinde, milli iradeye saygıyı zedelemeden ulaştığını dile getiren Baykal, "Bizim laiklik anlayışımız devletin bütün inançlara, dinlere ve mezheplere saygı göstermesini ve eşit davranmasını gerektirir. Aynı zamanda hiçbir inancın, mezhebin ve dinin devletin yönetimini, hukukunu ve eğitimini etkilemesine izin vermeme ilkesine dayanır" dedi. Deniz Baykal, bugün milli egemenliğe, bağımsızlığa saygı göstermeyen bazı yabancı çevrelerin, kendi arzularınıTürkiye'ye dayatmaya çalıştıklarını ifade ederek, AKPM'de AK Parti'ye açılan kapatma davasına karşı bir bildiri hazırlanmasını AK Partili vekillerin istediğine ilişkin iddiaları gündeme getirdi. Baykal, "Devletimizin temel yapısına, lozan'daki kazanımlarımıza aykırı bazı taleplerini Türkiye'ye kabul ettirmek isteyenler vardır. Türkiye'nin bağımsızlığının en güçlü teminatlarından biri olan yüksek yargı organlarımıza baskı yapmaya yeltenenler vardır. Bundan daha da vahimi, bu dış baskıları tahrik ve teşvik eden bazı çevrelerde vardır. Bunları şiddetle kınıyoruz. İnanıyoruz ki, hiçbir iç ve dış güç, hiçbir siyaset adamı, hiç bir milletlerarası kuruluş Türk hakimlerinin özgür vicdanlarını etkileyemeyecektir" şeklinde konuştu. Meclis'in, Atatürk'ün önderliğinde kurtuluş savaşını başarıyla yönettiğini, 'Milli Egemenliğin' bu şartlarda kazanıldığını dile getiren Deniz Baykal, şöyle konuştu: "İlmi ya da dini fetvalarla, devredilmiş ya da devralınmış değildir. Tam tersine egemenlik, Mustafa Kemal önderliğinde asker, sivil insanlarımızın eşsiz gayretleri ve fedakarlıkları ile Sakarya da, İnönü de, Dumlupınar da, savaş meydanlarında kan ve can pahasına kazanılmış bir haktır. Egemenlik, dini siyasete alet eden otoritelerle ve onların fetvaları ile mücadele ederek ele geçirilmiştir. Dini otoriteleri kullanan işgal güçleri ile mücadele ederek egemenliğimiz kazanılmıştır.O nedenle bizim egemenliğimiz, işbirlikçi teslimiyetçi değildir, millidir. O nedenle bizim egemenliğimiz dine dayalı değildir, laiktir. O nedenle anayasalarımızda yeralan laiklik ilkesinin değiştirilmesi teklif dahi edilemez. Siyasi iktidarların meşruiyetinin temeli anayasa ve hukuktur. Demokrasilerde hiçbir iktidarın kendi meşruiyeti ile ilgili tartışmaları, yeni bir anayasa, yeni bir hukuk yaparak ortadan kaldırması mümkün değildir. Denetimsiz güç, güç değildir. Denetimsiz iktidar, demokratik değildir, meşru değildir.Siyasi meşruiyetin kaynağı, anayasadır, hukuktur. Anayasa ve hukuk zafiyetleri, oy oranları ile kapatılamaz. Seçim Meclis'te ve hükümette kimin iktidar, kimin muhalefet olacağını belirler. Hiçbir seçim sonucu iktidarların hukuka ve anayasaya bağlı kalma, yargı bağımsızlığına saygı gösterme zorunluluğundan kurtulma sonucunu doğurmaya yetmez."Demokrasinin sağladığı olanakları, cumhuriyetin ve devletin milli ve laik kimliğini ortadan kaldırmak için kullanmanın tam bir aymazlık olduğunu dile getiren Baykal, dokunulmazlıklar ve Sabah-ATV grubunun satışı konusunda hükümete sert eleştirilerde bulundu. Baykal, şunları söyledi: "İktidarların seçimden çıkmış olması demokrasiyi güvence altına almaya yetmez. Dokunulmazlık zırhının arkasına saklanan başbakanlar, bakanlar, milletvekilleri demokrasilerde yoktur. Kendi suçları için af çıkaran bakanlar, milletvekilleri demokrasilerde yoktur. İktidar olanakları ile kendi yakınlarına ihale ayarlamak, demokrasilerde yoktur. İktidar olanakları ile devlet bankalarını kullanarak yakınlarınıza yandaş medya satın almak demokrasilerde yoktur. 'Anayasanın temel ilkelerini dini temellerde yeniden yorumlayacağız' diyenlere devletin en önemli görevlerini vermek, demokrasilerde yoktur.Devletin en önemli yönetim birimlerini cemaat, tarikat örgütlenmelerine teslim etmek demokrasilerde yoktur. Derslerde cihat çağrıları yapan, kasetlerle lise öğrencilerinin beynini yıkayan bir kadrolaşma anlayışına Milli Eğitim Bakanlığını teslim eden bir zihniyete demokrasilerde yer yoktur. Bütün bunların sonucunda, bu uygulamaların sorgulanmasını engellemek için 'Çoğunluğumuz vardır" deyip anayasayı değiştirmeye kalkmak unutulmamalıdır ki bu iktidarların kendi meşruiyet temellerinin sorgulanmasına yol açar."