Sağlık Bakanı Recep Akdağ, yurt dışında görülen domuz gribiyle ilgili olarak, “Bu tamamen yeni bir virüstür. Bu gömleğini değil yapısını tamamen değiştirmiş olan bir virüstür. Onun için toplumdaki hemen hemen bütün insanlar bağışıklık açısından bu virüse hazır değiller, bu virüsle hastalanabilir durumdadırlar. Ancak Türkiye'de şu anda virüs yok” dedi.
Ankara Dedeman Otel'de İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Sağlık Bakanı Akdağ ile 81 il valisi ve il sağlık müdürlerinin de katıldığı Genel Halk Sağlığı Toplantısı düzenlendi.
Akdağ, açılışta yaptığı konuşmada, Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) duyuruları ve güncellemesiyle takip edilen ve Kuzey ve Güney ABD ile Avrupa'nın büyük bölümünü etkileyen H1N1 virüsü ile karşı karşıya bulunulduğunu söyledi. İlgili virüse karşı DSÖ'nün henüz kıtalar arası salgın (pandemi) muamelesi yapmadığını ifade eden Akdağ, “Ancak biz biliyoruz ki artık onlarca ülkede yapısı değişmiş yeni bir grip virüsü vardır. Dolayısıyla bütün insanlara bulaşma riski yüksek olan bu virüs artık dünyada dolaşmaktadır” dedi. Akdağ, bu virüsün “domuz gribi” olarak adlandırıldığını ve dünyada her 20-30 yılda bir buna benzer yeni bir virüsün ortaya çıktığını anlatarak, “1918'de bu virüslerden biri büyük bir salgına yol açtı ve salgında 18 milyon kişi yaşamını yitirdi. 1957 ve 1968 yıllarında da iki büyük salgın oldu. Bu salgınlarda da yaklaşık 1 milyon insan öldü” diye konuştu. Virüslerin yapısını devamlı değiştirdiklerini, bu nedenle de her yıl yapılan grip aşılarının farklı olduğunu vurgulayan Akdağ, her zaman yeni virüslerle karşılaşma imkanının olduğunu söyledi. Akdağ, şu anda bahsedilen virüsün, her insanın dönem dönem yakalandığı gripten çok farklı olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Bu tamamen yeni bir virüstür. Bu gömleğini değil yapısını tamamen değiştirmiş olan bir virüstür. Onun için toplumdaki hemen hemen bütün insanlar bağışıklık açısından bu virüse hazır değiller. Bu virüsle hastalanabilir durumdadır.”
Akdağ, bu kapsamda Türkiye'nin de herhangi bir pandemi durumuna karşı hazır olduğunu belirterek, 2005'te konuyla ilgili olan 60 kişinin katılımıyla pandemi planı hazırlandığı, bu planın sürekli olarak güncellendiğini söyledi. “Türkiye'nin şu an içerisinde bulunduğu durum, hazırlık seviyesinin gözden geçirildiği , hazırlıkların pekiştirildiği bir dönem” olduğunu belirten Akdağ, şunları kaydetti:
“Türkiye'de şu anda virüs yok. Bunun yanı sıra dünyada hastalanan yaklaşık 5 bin kişiden bilim adamlarının çıkardığı sonuçlar, şu anda virüsün çok agresif olmadığı ve öldürücü bir grip oranının çok yüksek olmadığı şeklindedir. Burada yanlış bir anlayışa kapılmamak gerekiyor, bir grip virüsüdür sonuçta. Bin kişi hastalanıyor, 1-2 kişi hayatını kaybediyor. ancak yüz binlerce kişi hastalandığında bu oranlar çok önemli hale geliyor. Toplumsal açıdan da çok fazla insan hastalandığında sıkıntılar çıkıyor. Bu nedenle tüm çabamız hazır olmak. Bir gün Türkiye'ye gelirse yayılmasını yavaşlatmaktır. Şimdi çok süratli bir yayılım beklemiyoruz zaten, yaz mevsimine giriyoruz. Ancak 2 ve 3. dalga mümkün.”
Önlemler kapsamında tüm giriş kapılarında ve havalimanlarında gerekli tedbirlerin alındığını hatırlatan Akdağ, Türk vatandaşlarına şu an yurt dışına seyahat önermediklerini vurguladı. Kendisinin de sürekli olarak konuya ilişkin gelişmeleri yakından takip ettiğini anlatan Akdağ, bu gün yapılan toplantıyla farkındalığın artırılmasının amaçlandığı kaydetti. Toplantıda, hem planın tekrar gözden geçirileceğini hem de gelişmelerin valilerle ve il sağlık müdürleriyle paylaşılacağını, sorulara cevap verileceğini bildirdi. Akdağ, konunun kamuoyuyla paylaşılması konusunda basına da büyük görevler düştüğünü belirterek, “Gereksiz yere sansasyonel manşet atılmamalı. Çünkü yapılan haber halk nazarında farklı algılamalara neden olabiliyor. Bu konuda hassasiyet gösterilmeli” diye konuştu.
Yurt dışından gelen turistlerde termal kameralarda ateş tespit edilmesi durumunda güvenlik gereği kişinin gerekli testlerinin yapılması için izole edildiğini hatırlatan Akdağ, “Bu noktada da değerli basınımız, misafirlerimizin üstüne gitmemeli. Çünkü, onlara adeta vebalı gibi davranmak yakışık almıyor. Bu konuda hassasiyet gösterilmeli. Fotoğraf ve görüntü alımında ısrar, hasta ve birey haklarıyla da bağdaşmaz” dedi.
Domuz gribinden korunmak için en başta hijyen kurallarına uyulması gerektiğini vurgulayan Akdağ, özellikle el temizliğinin çok önemli olduğunu söyledi. Akdağ, ellerin, kapı kolları, trabzanlar gibi başka insanların dokunduğu yerlere temas etmesinden sonra 20-30 saniye sabunlanarak bol suyla durulanması gerektiğini anlattı. Akdağ, bunun bir gün virüsün Türkiye'de bulaşır hale gelmesi durumunda hastalığın yayılmasını önlemek açısından gerekli olduğunu söyledi.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay da “Vatandaşı sağlık ve güvenlik konusunda rahat, huzurlu ve emin kılmak bizim görevimizdir” dedi. Sağlık Bakanlığı'nın organizasyonunda, 81 ilin valisi ve il sağlık müdürleri ile bir araya gelerek önemli bir sağlık konusunu ele alacaklarını bildiren Atalay, erken tedbir almanın çok önemli olduğunu söyledi. Güvenlik, illerdeki yatırımlar, yeni yapılan belediye seçimlerinin değerlendirilmesine yönelik de bakanlık olarak toplantı yapacaklarını belirten Atalay, bu tür toplantıların verimli çalışmaya katkı sağladığını ifade etti. Toplum hayatında sağlık ve güvenliğin önem arz eden konular olduğuna dikkat çeken Atalay, “Vatandaşı sağlık ve güvenlik konusunda rahat, huzurlu ve emin kılmak bizim görevimizdir” dedi.
2008 yılında Sağlık Bakanlığı ve Çevre ve Orman Bakanlığı ile su konusunda ortaklaşa çalışma yaptıklarını ifade eden Atalay, su sağlığının önemli olduğunu ve çalışmalarının sürdüğünü söyledi.
Bakanlık olarak yaptıkları yerel denetimlere artık “belediyelerin su konusunda denetimi”ni eklediklerini bildiren Atalay, suya ilişkin çalışmaların hassasiyetle devam ettirileceğini kaydetti.
Bir hastalıkla ilgili salgın dönemlerinde yapılan haberlerde hassa davranmasını isteyen Atalay, “Kuş gribi örneğinde de bu böyle olmuştu. Daha duyarlı bir yaklaşımla haber yapılmasının önemli olduğunu düşünüyoruz” dedi.