Yeni dünya düzeninde artık kısa vadeli planlara yer yok

Ekonomi Servisi
00:0010/11/2010, Çarşamba
G: 9/11/2010, Salı
Yeni Şafak
Yeni dünya düzeninde artık kısa vadeli planlara ye
Yeni dünya düzeninde artık kısa vadeli planlara ye

Devlet Bakanı Babacan, artık günü kurtarma politikalarından biraz öteye bakmanın zamanının geldiğini belirtti. Babacan, hükümetlerin, artık 2-3 yıllık planlar ile nereye gitmek istediklerini belirlemeleri gerektiğini vurguladı

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Uluslararası Yatırımcılar Derneği'nin (YASED) 30. kuruluş yıldönümü dolayısıyla düzenlediği “Yeni Dünya Düzeni ve Türkiye Konferansı'nda yaptığı konuşmada, yeni dünya düzeninde artık hiçbir hesabın eskisi gibi olmadığına dikkat çekti. Her ülkenin kendine dikkat etmesi gerektiğini belirten Babacan, “Artık gerçekten günü kurtarma politikalarından biraz öte bakmanın zamanı geldi. Hem hükümetlerin hem merkez bankalarının, maliye, para politikasıyla ilgili, finans sektörüyle ilgili öyle bugün yarın, 1 ay, 2 ay değil, 1 sene, 2 sene, 3 sene sonra nereye gitmek istedikleriyle ilgili planlarını, programlarını artık ortaya koymaları önemli” diye konuştu.

ATILAN ADIMLAR RİSK DOLU

Hükümetler ve merkez bankalarının şimdiye kadar görülmemiş boyutta müdahalelerle ekonomiyi canlandırma yönünde adımlar attıklarına, ancak bu adımların ileriye doğru ciddi riskleri de biriktirdiğine dikkati çeken Babacan, finans sektörüyle ilgili müdahalelerin, piyasalara aktarılan likiditenin ne zaman ve hangi plan çerçevesinde geri çekilebileceği, bankaların bilançolarının ne zaman normale döneceği konusunda bugünden bir şey söylemenin mümkün olmadığını kaydetti. Babacan, bankacılık sektöründeki doğrudan sermaye yatırımlarının oldukça yüksek bir noktaya ulaştığını belirterek, 'Bundan da memnunuz. Bazıları (fazla mı yabancı banka oldu Türkiye'de, şöyle, böyle) diyor. Bunun bir limiti falan yok. Biz bunu kendi dengesi içerisine bıraktığımız zaman orada makul oranlar oluşacaktır. Türkiye'nin, İstanbul'un bir uluslararası finans merkezi olacağına da yürekten inanıyoruz' dedi.

REFORMLAR YAVAŞ İLERLİYOR

Vergi mevzuatı alanındaki çalışmalara da değinen Babacan, “Daha belki çok yapacak iş var ama Meclis'in bu yoğunluğunda ve hızında... Çünkü TBMM'nin yasama faaliyetleri maalesef çok çok düşük hızla yürüyor. Bütün dünya reformlar konusunda hızlanırken, biz reformlar noktasında yavaşlayan ve adeta yerinde sayan bir ülke durumuna düşüyoruz. Hele hele bu krizde bütün dünyada bir reform patlaması yaşanırken, gelişmiş ülkeler dahil reform üstüne reform yaparken, bizim reform noktasında yavaşlamamız çok büyük yazık... Bu da Meclis'in iç yürüme prosedürü ile alakalı ciddi bir konu. Bunu da en kısa zamanda ele almak gerekecek' şeklinde konuştu. Babacan, vergi oranları hakkında ise her ülkede olduğu gibi Türkiye'de de değiştirilebileceğini ifade ederek, 'Bunlar dokunulmaz, değiştirilmez şeyler değildir. genel anlamda bizim eğilimimiz vergi oranlarının uzun vadede hep düşmesinden yanadır' dedi.


Türkiye'de kredi hacmi gereğinden fazla genişledi

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Babacan, Türk bankalarının sağlam yapısının dünya genelinde de tanındığını ifade ederek, “Eğer Türkiye'de kredi hacmi son bir yıllık dönemde 370 milyardan 480 milyara çıktıysa bu, sağlam bünyesi olan bankalarımızın sayesindedir. Öte yandan da geleceğe güvenle bakan üreticilerimizin ve tüketicilerimizin de bunda büyük katkısı vardır' dedi. Kredi hacminin çok hızlı genişlediğini dile getiren Babacan, “Hatta biraz fazla hızlı genişledi. Niye? Çünkü onunla ilgili ufak ufak böyle sinyal anlamına gelebilecek tedbirler de alınıyor. Bir yandan Merkez Bankası bir yandan ilgili bakanlıklarımız, böyle ufak ufak tedbirler alıyor ki, burada biz biraz risk görüyoruz. Tamam, bu akmaya devam etsin ama belki hızı biraz düşürmekte fayda var diye, o noktada da, düşünüyoruz' şeklinde konuştu.


Bankacıların özel ilişkileri

Babacan, “Banka sahipleri ve yöneticileri ile kamu idaresi ile hükümet arasında özel ilişkiler sektör açısından en büyük risktir. Kuralları koyacaksınız. Bu kurallar herkes için çalışacak. Biz Türkiye'de bunu gerçekleştirdik. 8 yıldır bankacılık sektöründe en ufak bir özel muamele olmamıştır' diye konuştu.