Terör örgütünün tek başına bir anlam ifade etmediğini, bir kısım politikaların parçası, taşeronu olduğunu belirten Cemil Çiçek, 'Terör örgütünün arkasında çok önemli bir beynelmilel destek var. Bunu görmek lazım. İşin yukarısındaki adamlar da bunların uzantısıdır. Aşağıda askere silah sıkanlar piyonlar, siz işin yukarısındaki adamlara bakın. Kim kimin adamıdır biz bunları biliriz, Türkiye bunları biliyor" diye konuştu.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Anayasa değişikliğinin referanduma gideceğini, gitmesi gerektiğini belirterek, 'Gitmediği takdirde tüm kurumlar yıpranır. Bir ülkeye Anayasa yapıyorsunuz ve bunu milletten kaçırıyorsunuz, millete götürmek için ayak diriyorsanız, kim ayak diriyorsa bu o kurumun bir itibar kaybına sebebiyet verir' dedi.
Çiçek, Kanal 7 televizyonunda gazetecilerin, gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Anayasa değişikliği teklifinin, siyasi partiler hakkında kapatma davası açılmasını TBMM'nin iznine bağlayan 8. maddesinin reddedilmesini değerlendiren Çiçek, parti kapatmalarıyla ilgili Venedik Komisyonu'nun Türkiye'ye, demokratik kontrol mekanizması getirilmesini önerdiğini, bu nedenle böyle bir düzenleme yoluna gittiklerini söyledi. Çiçek, 'O maddeyi iyi anlatamamış olabiliriz, maddenin oylandığı gün şehit cenazeleri ve terör yaşanması da etkili oldu' dedi.
Parti kapatmaları konusunda mevcut metni değiştirmediklerini söyleyen Çiçek, 'Böyle bir model geliştirmiştik, o günkü ortam birkaç arkadaşımızı etkilemiş olabilir. Bu da bir demokratik görüntüdür. Biz ne dersek milletvekilleri onu yapacak diye bir şey yok' diye konuştu.
Söz konusu maddeye oy vermeyen milletvekillerinin kimler olduğunu bilmediğini, bunu çözme imkanının da olmadığını belirten Çiçek, 'Bu riskler olabilir, bu düzenlemeleri eksik yanlış bulan olabilir. Önerge vererek 8. maddeyi düzeltebilirdik. Bunu söyleyen arkadaşlarımız oldu. 'Madem bu madde düştü, başka modelle demokratik kontrolü koyalım dediler' ama olumlu bulmadık' dedi.
Çiçek, 'Bundan 3 ay önce, uzlaşma sağlanmadığı için Anayasa değişikliğini gündemden kaldırdık demiştiniz. 2-3 ay içinde ne değişti de bu kararı aldınız' sorusu üzerine, özel bir sebeple değil, Avrupa Birliği'ne uyum çalışmaları kapsamında böyle bir düzenleme yapmayı uygun gördüklerini söyledi.
CHP'nin daha önceki Anayasa değişikliği çalışmalarına da katılmadığını belirten Çiçek, 'CHP ile uzlaşınca da olmuyor, uzlaşmayınca da olmuyor' dedi.
'Paketle ilgili Anayasa Mahkemesine başvuru olursa Mahkeme yürürlüğü durdurma kararı verebilir mi' sorusu üzerine Çiçek, bu tartışmaların bir yerde noktalanması gerektiğini belirtti.
Parlamento olarak üzerlerine düşeni yaptıklarını söyleyen Çiçek, bundan sonraki kısmın, başka organların görev alanına girdiğini, bu konuyu daha fazla Türkiye'nin gündeminde tutmanın fayda sağlamayacağını söyledi.
Konunun parlamentoda konuşulduğunu, tartışıldığını belirten Çiçek, şöyle devam etti:
'Bence Anayasa değişikliği referanduma gidecektir, gitmesi gerekir. Gitmediği takdirde tüm kurumlar yıpranır. Bir ülkeye Anayasa yapıyorsunuz ve bunu milletten kaçırıyorsunuz, millete götürmek için ayak diriyorsanız, kim ayak diriyorsa bu o kurumun bir itibar kaybına sebebiyet verir. Bunu açık olarak ifade edelim. Bu çok doğru değil. 'Millet bilmez, millet bu işten anlamaz, en iyisini biz biliriz' tarzındaki bir anlayış demokratik değil. Millete götüreceğiz. Niye milletten çekiniyoruz, niye milletten endişe duyuyoruz?
Milletin değerlendirmesi biz siyasetçilerden çok daha sağlıklıdır, çok daha sağduyuludur ve çok soğukkanlıdır. Neticede biz tarafız, şu partiden, bu partiden kişiler olarak. Bazen fotoğrafı tümüyle görmeyiz, görsek de bazen işimize gelmez. Vatandaş o noktada değil. Vatandaşın geriye dönük seçimlerde kullandığı oylara bakarsanız nasıl sağlıklı bir değerlendirme yaptığını görürsünüz. Vatandaş bu kadar bilinçli. Nesinden endişe ediyoruz da bunu vatandaşa götürmeme noktasında kurumları da yıpratacak, zan altında bırakacak tarzda, adeta 'bizim yan bahçemiz, arka bahçemiz, ben bunu buraya götürmem' tarzında polemik konusu yapıyoruz?'
Toplumun bu polemiklerden, tartışmalardan bıktığını ifade eden Çiçek, 'Burada yanlış olan bir şey yok. Vatandaş gidecek, kabul ederse eder, etmezse etmez. Neden olayı olduğu gibi kabul etmek varken, 'Bundan sonra şu mu bu mu olur, Yüksek Seçim Kurulu şöyle mi olur, Anayasa Mahkemesi böyle mi olur' diyerek, bu kurumları da zan altında bırakıyoruz. Bu kurumları da, ki bunlar Cumhuriyetin kurumlarıdır, şu veya bu partinin yan bahçesi, politikasının parçası gibi bir algılamanın içerisine getirip koyuyoruz, o zaman da bu kurumlar aşınıyor, yıpranıyor' diye konuştu.
Anayasa Mahkemesi'nin hukuken yürürlüğü durdurma kararı verip veremeyeceğinin sorulmasına karşılık Çiçek, 'Aslında Anayasa Mahkemesinin yürürlüğü durdurma kararı veremeyeceği birçok hukukçu tarafından söyleniyor. Ben bunların sonuca etki etmeyeceği kanaatini taşıyorum. Referanduma gidilir ve gidilmelidir' dedi.
Bir başka soruya karşılık Çiçek, referandumun temmuz ayı sonu gibi yapılabileceğini, kanuna göre, Resmi Gazete'de yayımlandıktan sonra 60 günü takip eden ilk pazar günü referandumun yapılacağını anımsattı. Çiçek, 'Sayın Cumhurbaşkanı bunu ne zaman gönderecek, nihai tarihi belirlemede bu önemli olacak. Temmuz ayı içinde olur' diye konuştu.
Referandumdan olumlu sonuç çıkabileceği ümidini taşıdığını dile getiren Cemil Çiçek, hiçbir vatandaşın kendi önüne gelen konuda yetkisini kullanmaktan kaçınmayacağını belirtti. Çiçek, 'Vatandaş pozitif bakar, yeter ki gelen şey çok yanlış olmasın' dedi.
Vatandaşın, tartışmalardan yeteri kadar bilgi sahibi olduğunu, konunun öneminin farkına vardığını ifade eden Çiçek, bundan sonra vatandaşın verdiği kararı saptırmamanın önemli olduğunu kaydetti. Çiçek, vatandaş lehte veya aleyhte ne karar verirse bunun herkes tarafından benimsenmesi gerektiğini vurguladı.
'Referandumla ilgili yasa değişikliğinin seçim kanunları gibi algılanacağı ve 1 yıl sonra yürürlüğe gireceği, bu nedenle referandum süresinin eski kanundaki gibi 120 gün olacağı' şeklindeki görüşlerin sorulmasına karşılık Çiçek, 'Bir işin gibisiyle kendisi farklı şeylerdir. Bunlar geriye dönük uygulaması olan şeyler değil, Türkiye'nin demokrasi tarihinde bunun uygulamaları çok fazla yok ama seçim ayrı, referandum ayrı' diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığıyla ilgili referandum sırasında Dağlıca saldırısının, Anayasa değişikliği görüşmeleri sırasında da terör saldırılarının yaşandığının belirtilmesi üzerine Çiçek, 'Türkiye ne zaman önemli adımlar atacak olsa benzer sıkıntılar olur ve oluyor' dedi.
Terör örgütünün tek başına bir anlam ifade etmediğini, bir kısım politikaların parçası, taşeronu olduğunu belirten Çiçek, şöyle devam etti:
'Terör örgütünün arkasında çok önemli bir beynelmilel destek var. Bunu görmek lazım. İşin yukarısındaki adamlar da bunların uzantısıdır. Aşağıda askere silah sıkanlar piyonlar, siz işin yukarısındaki adamlara bakın. Kim kimin adamıdır biz bunları biliriz, Türkiye bunları biliyor. Devlet olarak da hükümet olarak da biliyoruz.
Çok geniş, çok kapsamlı, çok karmaşık bir işle uğraşıyor Türkiye ve bohçanın dört ucunu bir araya getirmeye gayret ediyor. İşin zorluğu da buradadır. Onun için herkesin bu terör meselesinde, ister o parti ister bu parti ister eli kalem tutan insanlar olarak sadece bir köşesinden bakarak değerlendirme yapmak, hele hele bazı partilerimizin yaptığı gibi suçlama yapmak bence terörün tam da ekmeğine yağ süren bir tutumdur.
Bu noktada varsa bir tedbir kendinizce düşünün. Devlet kendi imkan ve kabiliyetiyle her kademede konuşarak, görüşerek bu tedbirleri almaya, sürdürmeye, bunun uluslararası boyutunu da olabildiğince asgariye indirmeye gayret ediyor ama çok kolay bir iş olmadığını görmemiz lazım. Bu işten menfaat sağlayan sayısız unsurlar var.'
Cemil Çiçek, karakollara düzenlenen terör saldırıları hatırlatılarak, güvenlik konusunun ele alınacağı bir zirve yapılıp yapılmayacağı sorusunu yanıtlarken, sınır karakolları başta olmak üzere karakolların modernize edilmesi, hem güvenlik hem barınma hem de korunma açılarından daha sağlıklı bir yapıya kavuşturulması için çalışmaların sürdüğünü söyledi.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin her olaydan ve operasyondan sonra bir değerlendirme yaptığını anımsatan Çiçek, 'O operasyonlar başarılı olsa bile 'Daha başarılı nasıl olabilirdi?' veya bir eksik varsa 'Nerede hata yaptık?' tarzında bir değerlendirme yapıyor' dedi.
Cemil Çiçek, 'Hükümet ile askerler bir araya gelecek misiniz' sorusunu da şöyle yanıtladı:
'Zaten zaman zaman, belki kamuoyuna yansımıyor ama bu tür görüşmeler değişik platformlarda, değişik kompozisyonlarda yapıldı ve yapılıyor. Bazıları basına aksediyor bazıları aksetmiyor. Dolayısıyla zaten Türk Silahlı Kuvvetleri de meydana gelen her üzücü olaydan sonra bir değerlendirme yapıyor, bundan sonra bu sıkıntılar olmasın diye.
Bir yanlışı himaye etmek, bir eksiklik varsa bunu örtmek gibi bir düşüncemiz olmaz. Neticede bu insan hayatıyla ilgilidir. Bunlar bizim şehitlerimizdir. Bizim kanımızın, canımızın bir parçasıdır. Burada kimin ne ihmali varsa bunu göz ardı etmek, görmezlikten gelmek söz konusu olmaz.'
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, talebi üzerine, Sarıyayla Karakoluna yapılan terör saldırısıyla ilgili Jandarma Genel Komutanlığı Kurmay Başkanı Korgeneral Mustafa Bıyık tarafından bilgilendirildiğinin ifade edilmesi üzerine Çiçek, 'Devlet her kademede bu konu ve konuların üzerinde duruyor. Hatayı asgariye indirmek... Çok zor bir işle uğraştığımızı da kamuoyunun bilmesi gerekir ve yapılması gereken de bunun bir siyaset malzemesi olarak kullanılmamasıdır' dedi.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a ait olduğu iddia edilen görüntülerle ilgili değerlendirmesinin sorulması üzerine Çiçek, 'Yargıya intikal eden bir konuda, hele hele siyaset yapan insanlar olarak bizim bir şey dememiz çok doğru olmaz. Sayın Baykal'ı siyaseten eleştiririz, o bizi eleştirir, düşüncelerimizi, fikirlerimizi söyleriz, politikalarımızı karşılıklı beğeniriz beğenmeyiz işin bu kısmı ayrıdır. Ama gündemdeki konu söz konusu olduğunda yargının bu işi netleştirmesi en doğru olanıdır. Belden aşağı vurarak siyaset yapılmasını da ben şahsen doğru bulmam' diye konuştu.
Çiçek, 'Sayın Baykal ile görüştünüz mü' sorusunu, 'Geçmiş olsun diye aradım. Siyaset nezakettir. Neyi yapıyorsak nezaket çerçevesinde yapmamız lazım. Gerçeği ortaya çıkaracak yargıdır' diye yanıtladı.
Referandum öncesinde bir komplo yapıldığına dair yorumlar olduğunun ifade edilmesi üzerine ise Çiçek, 'Komplolardan artık Türkiye bıktı, usandı. Kahvaltı yerine komplo yiyoruz, öğle yemeği yerine komplo içiyoruz. Komplo sektörü maşallah yüzde yüz kapasiteyle çalışıyor' dedi.