Taksim'deki terör saldırısının Türkiye'yi birlik, kardeşlik ve kalkınma hedeflerinden alıkoyamayacağını belirten Başbakan Erdoğan, “Türkiye'yi karıştırmak, huzuru, istikrarı, güvenlik ortamını bozmak isteyenlere asla ve asla müsamaha gösterilmeyecek” dedi.
Başbakan Erdoğan, Mardin'de Ilısu'da baraj nedeniyle evleri sular altında kalacak köylülere TOKİ tarafından yapılan konutların anahtar teslim törenine katıldı. Taksim'deki terörist saldırıya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, “Türkiye'yi karıştırmak, huzuru, istikrarı, güvenlik ortamını bozmak isteyenlere asla ve asla müsamaha gösterilmeyeceğini, bu saldırıların hiçbir şekilde Türkiye'yi birlik, kardeşlik ve kalkınma hedeflerinden alıkoyamayacağını bir kez daha hatırlatıyorum” diye konuştu.
Erdoğan şöyle devam etti: “Biz biriz, biz beraberiz, biz kardeşiz ve bu birliğimiz, beraberliğimiz, kardeşliğimiz olduğu sürece bilesiniz ki bu oyunlar bozulacaktır. Bu oyunların temelinde işte bu tür kalkınmaların engellenmesi yatıyor. Bu oyunların temelinde Ilısu gibi barajların engellenmesi yatıyor. Bu oyunların temelinde binlerce, on binlerce, yüz binlerce işsiz kardeşimin iş bulması için yapılmakta olan seraların engellenmesi yatıyor. Yolumuza kararlı bir şekilde devam edeceğiz. Okullarımızı da yapacağız, hastanelerimizi de yapacağız. Köylerimize, beldelerimize yolu da suyu da elektriği de her şeyi götüreceğiz. Artık 'su akar Türk bakar' demeyeceğiz, 'su akar Türk yapar diyeceğiz.”
Daha sonra Şanlıurfa'da DSİ'nin yaptırdığı 10 tesisin toplu açılışında vatandaşlara hitap eden Erdoğan, saldırıyı kınadığını belirterek, “Hiçbir şey elde edemediler. Bundan sonra da asla ve asla elde edemeyeceklerdir. Bakın şurada bir ifade var (alandaki pankartı göstererek) Türk, Kürt, Arap kardeşliğinin sonucu yüzde 95 mesele bu, mesele bu biz yaradılanı Yaradan'dan ötürü severek buralara geldik, ayrımcılık yapanlar gereken cevabı aldı alıyor” ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet resepsiyon boykotunu eleştiren Başbakan sözlerini şöyle sürdürdü: “Benim 73 milyon vatandaşımın her biri devlet karşısında eşit muamele görecek. Benim bacılarımın arasında ayrım olmayacak. Kimse ama kimse benim hanım kardeşlerime, 'Senin başın açık, senin başın örtülü' diye ayrı muamele yapamaz. Bizim bunları söylüyor olmamız, bunları uygulama planına geçiriyor olmamız, işte o millet kaçkınlarını rahatsız ediyor.”
Başbakan Erdoğan, toplu açılışın ardından Harran Üniversitesi İktisat Fakültesi Senatosu tarafından kendisine fahri doktora unvanı verilmesi dolayısıyla düzenlenen törene katıldı. Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, GAP'ın sadece tarımı değil, bölge insanının kaderini de değiştirdiğini kaydetti. Erdoğan, “Şu anda Harran'ın kurak toprakları suyla kucaklaştıkça işte bu istismarın zemini çöküyor. Susuzluk sona ererken aynı zamanda istismar bataklığı da kuruyor' ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Ilısu köyü konutlarının anahtar teslim töreninde yaptığı konuşmada, Ilısu Barajı'ndan etkilenen yerleşim yerlerinin yeniden inşası konusunda TOKİ tarafından yürütülen çalışmaları bizzat takip ettiğini söyledi.
GAP kapsamında 22 barajın kurulmasının öngörüldüğünü anlatan Erdoğan, “İnşallah 2013 yılına kadar bölgede suya kavuşmamış toprak bırakmayacağız” dedi.
Hasankeyf'i de içine alan Ilısu Barajı'nın Hasankeyf'in yok edilmesine değil, tam tersine kurtarılıp, gelecek nesillere kazandırılmasına vesile olduğunu ifade eden Erdoğan, modern dünyada bu tür tarihi eserlerin naklinin artık sorun olmadığını söyledi. Erdoğan şöyle konuştu: “Esasen Hasankeyf'in tamamı sular altında kalmayacak. Yukarışehir denilen bölgenin aynen muhafaza ediliyor. Sulardan etkilenecek aşağı kesimlerdeki eserler ise oluşturduğumuz Kültür Parkı'na taşınacak ve orada en güzel şekilde yaşatılacak.” Erdoğan, barajı inşa edecek firmanın temsilcisiyle konuşurken de, “Barajın 2014 yılının ilk yarısında kazasız belasız tamamlanmasını diliyorum” ifadesini kullandı.
Hürriyet'teki köşesinde hükümet üyelerine küfreden Oktay Ekşi'yi eleştiren Erdoğan şunları söyledi: “Bu ülkenin idarecilerine ağza alınmayacak küfürler edeceksin. Basın Konseyi'nin başında olduğun halde bunu yapacaksın. Ondan sonra da çıkacaksın 'Türkiye'de basın baskı altında' diyeceksin. Bir ülkenin hükümetine, kabine üyelerine bu kadar galiz küfretmenin ne ifade özgürlüğüyle ne de basın özgürlüğüyle uzaktan yakından ilgisi olamaz. Önceki gün de söyledim. Biz bu zihniyetle, bu kafayla mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Demokratik yollardan, hukuk yollarından bu edepsizliğe karşı gerekeni yapacağız.”