Başbakan Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Başbuğ ile yaptığı görüşmeleri eleştiren CHP'ye sert çıktı: Onlar çetelerle avukatları aracılığıyla görüşüyorlar biz de Genelkurmayımız'la. Farkımız bu. Muhalefetin 'tek parti' suçlamalarını değerlendiren Başbakan Erdoğan, “Bunlar sizin işiniz. Adnan Menderes'i, Özal'ı nasıl suçladılarsa şimdi bizi suçluyorlar. Bunlar korku tüccarı ama bize sökmez” diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile yaptığı görüşmeleri eleştiren CHP Grup Başkanvekili Hakkı Suha Okay'ın ismini vermeden sert bir dille eleştirdi. Başbakan Erdoğan, “Onlar çetelerle mafyayla avukatları aracılığıyla görüşüyorlar, biz de Türk Silahlı Kuvvetleri ve Genelkurmayımızla görüşüyoruz, farkımız bu” dedi.
Erdoğan, TBMM'deki grup konuşmasında gelişmeleri değerlendirdi. Erdoğan şöyle konuştu: “Kurumlar arasına husumet yerleştirmeye çalışarak çatışıyor gibi göstererek ne elde edeceksiniz. Bir Başbakanın Genelkurmay Başkanı ile ya da TSK ile 10 günde 3 kez 5 kez görüşmesi ana muhalefeti rahatsız ediyor. 3 de 5 de 10 da görüşür, sana ne. Böyle saçmalık olur mu? Demokrasilerde böyle şey olmaz diyor, sen demokrasiyi tanımadın ki, asıl demokrasilerde bu olur. Ama alışacaklar. Onlar çetelerle mafyayla avukatları aracılığıyla görüşüyorlar biz de TSK ile Genelkurmayımızla görüşüyoruz farkımız bu.”
Son günlerde sivil diktadan, tek adam diktasından bahsetmeye başladılar. Bunlar sizin işinizdi. Nasıl Özal'ı, Menderes'i suçladılarsa, bugün AK Parti iktidarını tek adamlıkla suçluyorlar. Açıkçası bu beyhude bir çabadır. AK Parti'nin kitabında otoriterlik yoktur. Mahalle baskısı dediler, kimi maalesef bu noktada ülkeleri telaffuz ederek Türkiye o ülkelere benzeyecek dediler, bölünme ihanet hıyanet dediler. Şimdi daha farklı kavramları ülkeye sokup oradan korku tüccarlığına soyundular peki ben soruyorum, bu ülke 7 yıl öncesine göre bugün daha demokratik bir yapıya sahip midir değil midir, vatandaşıma soruyorum, önemli olan bu?
Muhalefet diyor ki Kürtlere şu kadar maaş verecek. Nereden duydun bunu? Bunlar yalan yok böyle bir şey. Dert AK Parti iktidarını zora sokmak, öyle bir şey yok, yalan söylüyorlar. Öbür tarafta resmi dil Kürtçe olacakmış, yok böyle birşey. Kim söyledi Tayyip Erdoğan mı söyledi. Hangi sözcümüz söyledi, yalan söylüyorsunuz yalan. Cezaevlerinde bir Kürt anne Kürt oğluyla Kürtçe konuşamıyordu. Biz bunun önünü açtık, genelgemizi yayınladık konuşmaya başladılar. Niye bizden öncekiler bunu yapamadı. Bundan doğal ne olabilir ki, Türkçe bilmiyor anne, evladıyla neden Kürtçe konuşmasın.
Eczaneleri nasıl kapatırsın ya, kendinde böyle bir güç bulduğun zaman biz sorumluluk üstlenmişiz, adım atılması gereken neyse atarız. Şu dernekmiş bu dernekmiş anlamayız bu adımı atarız. Biz 2,5 katrilyonluk SSK hastanelerindeki eczaneleri kapattık, size devrettik, bundan daha güzel kaynak ne olur? Bu denli kaynak elinizde, bu kaynağı buldun devlet nasıl olsa geri dönemez, geri dönmem de farklı formüller üretir yine yola devam ederiz. Ben bu konuda eczane sahiplerine şu anda sorumlu olan birlik, ilgili bakanımla davetini yapmıştır ya oturur anlaşır oturmadığı takdirde kalkarız müracaat eden bütün eczanelerle anlaşmaları yapar yolumuza devam ederiz.
Tam Gün Yasası Meclis'te görüşülecek. Buna göre pratisyen hekimlerin maaşları yüzde 43, uzman hekimlerin yüzde 71, klinik şef ve şef yardımcılarının yüzde 80 oranında artırılacak. Buna paralel olarak 25 yıl çalışan pratisyen emekli maaşı yüzde 44, uzman hekimin yüzde 82, klinik şef yardımcılarının emekli maaşı yüzde 100 oranında artırılacaktır. Hekimlerin raporlu ve izinli dönemdeki kayıpları telafi edilecek.
Daha önce başlattığımız sağlık kuruluşunu hekimi seçme hakkı daha da yaygınlaştırılacaktır. Üniversite hastanelerinde para ödeyebilenin hekimi seçme dönemi bitecektir. Obama ile Sultanahmet Camisinde ABD'li turistlerle bir arada oldum. Siz ciddi bir sağlık reformu yapmışsınız bunu Obama'ya da anlatsanız dediler. Biz de latifeyle inşallah fırsat bulursak anlatırız dedik. Sayın Obama hedeflediği sağlık reformunu gerçekleştirdi.
Kral Faysal Vakfı tarafından '2010 İslam'a Hizmet Ödülü'ne layık görülen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ödülü 'memnuniyetle kabul ettiğini' açıkladı. Başbakan Erdoğan, bu ödülün, şahsını onurlandırmaktan ziyade, Türkiye'nin küresel barış ve medeniyetler arası diyalog çabalarını teslim eden son derece anlamlı bir katkı niteliğini taşıdığını bildirdi.
Ödül tanıtımında ise Başbakan Erdoğan'la ilgili şu ifadeler yer alıyor: '(İslam'a Hizmet) kategorisinde 2010 yılı Kral Faysal Uluslararası Ödülü, İslam dünyasında sergilediği adaletli liderlik örnekleriyle Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'a verilmiştir. İçeride, demokrasi ve adalet idealinden ödün vermeksizin, muazzam bir milli kalkınmanın ve Türkiye'yi dünyanın önde gelen ekonomilerinden biri haline getirmenin önünü açan büyük bir ekonomik, sosyal ve kültürel reform kampanyasına öncülük etti. Vatandaşlarının güçlü desteğiyle ayrıca İslam dünyasının haklarını ve haklı davasını, özellikle Filistin halkının haklarını savunarak İslam'a önemli bir hizmette bulundu.'
