Biraz sonra yazacağım cümleleri bir kenara not edin... Sonra benzeri açıklamaları değişik ağızlardan daha sık duymaya başlarsanız 'neler oluyor' diye şaşırmayın. Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanlığı seçimi için Meclis'te 27 Nisan günü gerçekleştirilen ilk tur oylamanın sonrası aynı gece gelen Genelkurmay'ın 27 Nisan e-muhtırasını, sırasıyla 367 kararı, AK Parti'ye kapatma davası ve son olarak da üniversitelerde başörtüsüne serbestlik getiren yasa değişikliğini iptal kararı daha doğrusu 'yargı darbeleri' izledi.
Anayasa Mahkemesi, kararla kendi görev alanında olmayan bir konuya, 'yasama'nın görev alanına müdahale etti. Kararın açıklanmasından sonra Washignton'da kimi çevrelerin AK Parti'nin kapatılmasına 'maksat hasıl oldu' babından artık gerek kalmadığını dillendirmesi, parti kapatılsın ya da kapatılmasın, uluslararası toplumun desteğiyle Türkiye'nin artık yeni bir sayfa açmasının kaçınılmaz olduğunu gösteriyordu aslında. Yeni ve tertemiz bir sayfa açılmalıydı...
Şimdi sıra bir kenara not edilmesi gereken sözlerde. Önümüzdeki günlerde benzeri açıklamaların yoğunlaştığını göreceksiniz...
ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, meslektaşı Babacan'la ortak basın toplantısında ilk kez Türkiye demokrasisine Washington yönetimi adına bu kadar güçlü destek çıktı. Kapatma davasıyla ilişkin soruyu cevaplarken “Türkiye ile aynı değerleri taşıyoruz” diyen Rice şöyle devam ediyordu: “Bu değerler demokrasiyle ilgili değerler; bireysel özgürlük hakları ve evrensel değerler. Erdoğan hükümetiyle mükemmel ilişkimiz var. Dışişleri Bakanlığı döneminde ve şimdi Cumhurbaşkanı olarak Abdullah Gül ile çok iyi ilişkilerim olduğu için talihliyim. Bizim görüşümüz, Türkiye'nin meselelerini demokratik süreçlerle çözmesine yöneliktir. Son bir yılda mükemmel çalışma düzeyinin yükseldiği ortak değerlere sahip olduğumuz bu hükümetle çalışmayı sürdüreceğiz.”
Şu sözleri de bir kenara not edin. Ama bu kez üstüne Babacan notu düşerek: “Biz en dar görüşmede dahi kapatma davasını gündeme getirmedik, ama görüşmelerin neredeyse tamamında bu konuda muhataplarımızın gündeme getirdiği konu olmuştur (...) Türkiye açık bir toplum... Özgür tartışma ortamı rasyonalitenin galip gelmesini sağlayacaktır (...) Çocuklar bile Türkiye'de ve dünyada olup bitenin farkında. Bu dava ABD'de de çok yakından takip ediliyor. Türkiye'nin, bölgenin istikranını herkes çok önemsiyor.”
Geçtiğimiz Salı gününden bu yana Washington'da temaslarını sürdüren Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Washington'da dün başlayan Bilderberg toplantısına beşinci kez katılıyor. Dünyanın yine dört bir köşesiden önemli isimler katılıyor bu toplantıya. Babacan “her seferinde karşımıza çıkan konu oldu” dediği kapatma davasını belki kendisi yine gündeme getirmeyecektir. Ama “seçkinlerin toplantısı” Bilderberg 'de herhalde üç gün boyunca gündeme gelecektir.