Siz siyasi parti misiniz, yoksa kasap mı?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti grup toplantısında yaptığı konuşmada, Kosova'ya geçtiğimiz hafta yaptığı ziyareti değerlendirdi. Erdoğan, Kosova ziyaretiyle üzerinden dış politikaları hakkında bilgi verdiğini ifade Erdoğan, "Milliyetçiliğin slogan atmak, çeşitli sembollerle tezahüratta bulunmak, hoşgörüsüzlüğü bir ideoloji olarak dayatmak değildir. Milliyetçilik belli idealler etrafında buluşmak, bir gelecek vizyonu etrafında kenetlenmek, insanlığın barışı etrafında tek yürek haline gelmek. Ortak tarih ve kültür bilinci insanları bir arada tutar. Bir millet olarak geleceğe taşır. Milliyetçilik bu duygu kimliğini güçlendirdiği oranda kıymetlidir. Milliyetçilik kendi milliyetine, kendi vatatına, ülkesine, insanığa, mazlumlara, mağdura ulaşmak, onlara el uzatmak, ulaşabilmektir. Milliyetçilik asla ve asla ırkçılık değildir." şeklinde konuştu.

Bir milleti genetik kodlar ve kan bağının oluşturmadığını, ortak kültür, ortak ideallerin, ortak değerlerin oluşturduğunu belirten Başbakan Erdoğan, aynı toprak için, aynı bayrak için şehit düşmüş, yan yana yatanları kökenine göre ayırmanın bu millete yapılacak en büyük kötülük olduğunu kaydetti. "Milliyetçilik asla asla ırkçılık değildir."diyen Erdoğan, ortak tarihine ve ortak kültürel değerlerine sahip çıkmanın, herkese hizmet etmenin milliyetçilik olduğunu kaydetti.

Erdoğan gittiği yerlerde Türkiye Başbakanı'nın 'Türkiye', 'Türkiye' sloganlarıyla karşılandığını, millyetçi olduğunu ifade eden zevatın ise 'dilini koparmakla"tehdit ettiğine işaret etti. Başbakan Erdoğan, "Bir başkası çıkıyor 'onu koltuğundan indireceğim meraklanmasın' diyor. Siz nesiniz ya? Siz nesiniz yahu? Siz siyasi parti misiniz, yoksa kasap mısınız? Siz ne zamandan beri Ali Kıran baş kesen oldunuz? Demokratik parlamenter sistemlerde bu makamlara millet götürür millet getirir. Bunun dışında hiç bir yol, yöntem buralara indirme bindirme harekatı yapamaz. Burası Mavi Marmara'nın uğradığı uluslararası sular değil. Orada onu yapanları biliyoruz. Eğer onlarla eşdeğerdeyseniz, eş durumdaysanız buyurun çıkın ortaya. Bu nasıl bir ülsup, bu nasıl hazımsızlık, bu nasıl bir öfke. Bütün samimiyetimle söylüyorum: MHP'ye gönül vermiş kardeşlerime, milliyetçi harekete gönül vermiş ülkücülere, bu ülkenin Başbakanını kast ederek 'dilini koparacağız' demek reva mı? Hadi biz geçtik. MHP'ye, CHP'ye oy vermiş, gönül vermiş kardeşlerim böyle bir üslubu, böyle bir seviyeyi söylemeyi hak ediyor mu?" diye sordu.

MHP'ye eleştirilerini sürdüren Başbakan, parti yönetiminin giderek hırçınlaştığını, siyasi nezaketi kaybettiğini milletin ibretle izlediğini savundu. Erdoğan, MHP yönetiminin ciddi bir baraj korkusuna kapıldığını savunarak sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu korku ve kaygı çirkin üsluba kendilerini sevk ediyor. Bataklığa düşen çırpındıkça kurtulmaz çırpındıkça batar. AK Parti'yle bu çirkin polemiklerin içlerine girenler eğer bizi çirkin polemiklere çekeceklerini zannediyorlarsa, biz çirkin polemiklerin içinde yokuz, olmayacağız. Hiç bir zaman bu seviyesizliğe alet olmayacağız. MHP'ye gönül vermiş kardeşlerime söylüyorum. Bu çirkin üsluptan, gözü dönmüş yaklaşımlardan rahatsızlık duyduklarını çok iyi biliyorum. İnanıyorum ki onlar da bu konudan gerekli dersi gerekenlere verecektir."

MHP'nin milleyetçi, muhafazakar kimliğini arkaplana iten bu yönetimin sergilediği yaklaşım, milletin değerlerinden ciddi kopuşu ifade ettiğini söyleyen Erdoğan, MHP yönetiminin her geçen gün milletin hissiyatından, milletin nezaketinden, milletin gündeminden koptuğunu öne sürdü. Erdoğan, milletin hoş görmeyeceği üsluba ve hırçın bir söyleme sarıldığını, bunun tam anlamıyla savrulma, milletten kopma durumu olduğunu vurguladı. Erdoğan, bu seviyesizlik karşısında kendilerinin seviyelerini koruyacağını ve bu üslubu da milletin takdirine havale ettiklerini kaydetti.

Erdoğan, 12 Eylül halk oylamasından sonra muhalefetin içine kapandığını, kendilerinin ise halkın içinde, yollarda olduğunu kaydetti.