Bir daha asla Kerbelalar yaşanmasın

Abdullah Yıldırım
00:0017/12/2010, Cuma
G: 17/12/2010, Cuma
Yeni Şafak
Bir daha asla Kerbelalar yaşanmasın
Bir daha asla Kerbelalar yaşanmasın

Başbakan Erdoğan, devletin hizmetleri karşısında herkesin eşit olduğunu belirterek, her kesimin bu ülkenin birinci sınıf vatandaşı olduğunu belirterek “Türkiye'deki her inanç kesimindeki sorunlar benim de sorunumdur. Ama bu sorunların çözülmesini istemeyenler var. Sabırla onları da aşacağız” dedi. Erdoğan, "Biz tam bin 1370 yıldır Kerbela'nın acısını ciğerimizde yaşıyoruz" diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün, Halkalı meydanında her yıl organize organize edilen “Kerbela Şehitlerini Anma Töreni'ne katıldı. Programa Başbakan Erdoğan'ın yanısıra Devlet Bakanı Faruk Çelik, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu'nun yanı sıra binlerce kişi katılırken, törende CHP'yi Kemal Kılıçdaroğlu yerine partinin Genel Sekreteri Süheyl Batum temsil etti. Konuşmasını yapmak üzere kürsüye çıkan Erdoğan, ezan okunması nedeniyle bir süre bekledi. Ezanın ardından konuşmasına başlayan Erdoğan, Hz. Hüseyin'in şehit edilişinin ölüm değil, tam tersi diriliş olduğunu söyledi. Kerbela faciasının Müslümanların bölünmesini husumet olarak istismar etmeye kalkanların Hz. Hüseyin'in aziz hatırasına haksızlık edeceğini söyleyen Erdoğan, "Biz tam bin 1370 yıldır Kerbela'nın acısını ciğerimizde yaşıyoruz. Bu sızıyı yüreğimizde hissetmek durumundayız. Bir masumun katledildiğinde, Hazreti Hüseyin'i hatırlıyor, gönül telimizi titretiyoruz.” diye konuştu.

DEVLET KARŞISINDA HEPİMİZ EŞİTİZ

Pakistan'da Afganistan'da Yemen'de camilerde bombaların patlatıldığını duyduklarında elinin ayağının yanlara düştüğünü ifade eden Erdoğan, “Sokaklarda Müslümanın Müslümana kıydığını işittiğimizde yüz kere bin kere tekrar tekrar Kerbela'yı yaşadığımızı hissediyoruz. Tamamı birer provokasyon olan Gazi Mahallesi, Çorum, Sivas'ta yitip giden canlarla birilikte Hz. Zeynep'in Hüseyin için hissettiği sızıyı biz de içimizde hissediyoruz.” ifadesini kullandı. Üzerinde yaşanılan bu toprakların hep beraber sahipleri olduklarını söyleyen Erdoğan, “Bu ülke bizim, bu topraklar bizim, bu tarih, bu medeniyet hepimizin hiç kimsenin hiç kimseye üstünlüğü yoktur. Sünni'nin Caferi'ye Türk'ün Kürt'e Laz'ın Çerkez'e Acem'in Arap'a üstünlüğü yoktur, olamaz. Bu topraklar üzerinde hepimiz biriz beraberiz ve kardeşiz. Devlet karşısında devletin hizmetleri karşısında hepimiz eşitiz eşit mesafedeyiz. Hepimiz bu ülkenin birinci sınıf vatandaşlarıyız. Ülkemdeki her inanç kesimindeki sorunlar benim sorunumdur. İşte onun için sorunları çözmenin yüzyıllardır devam eden meseleleri artık bir uzlaşmayla tahlil etmenin mücadelesini veriyoruz. İstemeyenler yok mu var onları da sabırla aşacağız. Bir olacağız diri olacağız” dedi.

Milli Birlik ve Kardeşlik projesinde Alevi Caferi azınlık ve Romanlarla hep bir araya geldiklerini hatırlatan Erdoğan sözlerini şöyle tamamladı: “Yüz yıllardır dile getirmeyen sorunları biz dile getirdik. Sorunları hep dile getirdik. En son din kültürü ve ahlak bilgisi kitabının komisyonuna Caferiler de katıldı. Caferi kardeşlerimizin istediği doğrultusunda bunlar da müfredata girecek. Uzlaşmayla diyalogla istişareyle tüm meseleleri geride bırakacak kardeşliğimizi yücelterek geleceğe ilerleyeceğiz.”


Caferilerin talebi müfredata girecek

Başbakan Erdoğan, son olarak da din kültürü ve ahlak bilgisi kitabının müfredatını belirlemek üzere kurulan eğitim komisyonuna Caferi temsilcilerin de katıldığını hatırlatarak, 'Caferilerin istediği hususlar, Caferi kardeşlerimizin istediği doğrultuda inşallah bunlar da müfredata girecek. Uzlaşmayla, diyalogla, istişareyle inşallah tüm meseleleri geride bırakacak, kardeşliğimizi yücelterek geleceğe ilerleyeceğiz' dedi.

Bu arada, Başbakan Erdoğan'ın konuşması sırasında kalabalık tarafından zaman zaman tekbir ve salavat getirildi.

Törende konuşan Türkiye Caferileri lideri Selahaddin Özgündüz de Halkalı Aşura Meydanı'nda bugün oluşan fotoğrafın çok anlamlı olduğunu ifade ederek, "Her mezhepten, her milletten, her kesimden şehadet aşkıyla bir araya geldik. Burada oluşan fotoğraf, bazı dar görüşlülere, marjinal gruplara ve aramıza nifak sokmaya çalışan dış güçlere bir derstir. Sayın Başbakanım; birilerini üzdünüz. Devlet-millet beraberliğini ortaya koymanız, Müslümanlar arasına savaş sokmaya çalışan dış güçlere karşı durmanız birilerini fazlasıyla üzdü" dedi.


Özal: Bitlis olayı iki ay içinde çözülebilir

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, merhum Cumhurbaşkanı Ahmet Özal ile görüştü. Erdoğan'ın talebi üzerine gerçekleştirilen görüşme 40 dakika sürdü. Görüşmenin ardından Ahmet Özal, bir gazetecinin “Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturması ne aşamada?' sorusunu şöyle yanıtladı: 'İkisi de devam ediyor. Tahmin ediyorum, hem suikast hem de vefatla ilgili çalışmalar 6 ay daha devam eder. Çok derinleştiğini gördüm. İyi bir çalışma yapılıyor. Hatta bu çalışmalar sadece rahmetli babamla ilgili değil. 1993 yılıyla ilgili. Eşref Bitlis Paşa, Uğur Mumcu gibi 1993 yılını kapsayan enteresan olayların ve önemli insanların, faili meçhullerin tamamına doğru gidiyor. Çalışmalar iyi gidiyor, memnunum.' Babasıyla ilgili soruşturmanın biraz daha uzun zaman alacağını söyleyen Özal, “Eşref Bitlis olayının önümüzdeki 1-2 ay içinde çözüleceğini düşünüyorum. Önemli bilgiler geldiğini öğrendim. O gün konuşmayanların bugün konuşmasıyla hızlanan bir proses bu' diye konuştu.


Kanlar Kızılay'a

Caferiler, uzun yıllardır sırtlarına zincir vurarak kan akıtma yerine Kızılay'la yaptıkları kan bağışı kampanyasını bu yıl da sürdürdü. Binlerce kişi, meydanlarda sırtlarını kanatmak yerine Kızılay'ın çadırlarında kan verdi. Her yıl olduğu gibi binlerce Caferi, Halkalı'daki Aşura Meydanı'nda toplandı. Siyah elbiseler giyerek matem yaşadıklarını gösteren kadınlar ve genç kızlar alınlarında "Ya Zeynep", "Ya Rukayye", "Ya Sakine" isimlerinin yazılı olduğu bandanalar taşıdı.