Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın mimarı olduğu Mali Kural hakkında tartışmalar sürüyor. Son olarak tasarının erteleneceği haberlerinin ardından şimdi de yasada yer alan oranın değiştirilip, kapsamında değişikliğe gidileceği belirtildi
Mali Kural'da olası ötelenme ihtimali “Mali Kural'ın kapsamı yeniden belirlenecek” başlığı ile ilk kez Yeni Şafak'ın 12 Temmuz tarihli haberiyle gündeme geldi. Haberde, ekonomi yönetiminin Mali Kural'ın kapsamına hangi kurumların gireceğini, kural formülü içerisinde kimlerin yer alacağını yeniden belirleyeceği dile geti-riliyordu. Bu kapsamda, 2011 yılında yürürlüğe girecek biçimde şekillenmeye çalışılsa da, Mali Kural'da TRT'nin, TOKİ'nin ve Belediye KİT'lerinin durumları ele alınacaktı.
Ancak, ekonomi bakanlarının 9 Temmuz Pazartesi günü Bakanlar Kurulu'nda (BK) Mali Kural'ın 2011 yılında uygulamaya girmesi halinde özellikle yatırımcı bakanlıkların gerçekleştireceği yatırımları etkileyeceği yönünde bazı kaygıları dile getirdiği öğrenildi. BK'da ayrıca, Kural çerçevesinde bütçe açığının gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYH) oranındaki yüzde 1'lik hedefinin, Avrupa Birliği ülkelerinde bile uygulanmadığı tartışıldı. Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde bütçe açığında üst sınır olan yüzde 3'lük Maastricht Kriterleri'nin uygulandığı vurgulandı.
Böylece, Mali Kural hedefi ile Maastricht Kriteri arasında oluşan yüzde 2'lik farkın yatırımlar için kullanılması görüşünün değerlendirilmesi kararlaştırıldı. Böyle bir karar alınması halinde bütçe açığının GSYH'ya oranındaki yüzde 2'lik artıştan sağlanacak kaynağın daha hızlı büyüme için kullanılması formülünün daha gerçekçi olacağı dile getirildi. Bu görüş, yapılan değerlendirmeler çerçevesinde hafta içinde ağırlık kazanırken, Mali Kural'ın içerisine hangi kurum ve kuruluşların gireceğinin belirlenmesine dönük yeniden değerlendirme yapılması kararıyla da kurumların son harcama uygulamalarının görülüp, Kural'ın başlama tarihinin 2012 başından itibaren geçerli olmasının kararlaştırıldığı ortaya çıktı.
2006 yılında TUİK'in yayımladığı veriler ile uluslararası sınıflandırma yapan ekonomi bürokrasisi, merkezi yönetim içerisinde yer alacak kurumların listelerini yayımlamıştı. Ancak Mali Kural Yasası'nın Meclis'te onaylanmasının ardından ekonomi kurmaylarının yılsonuna doğru yeniden toplanarak, merkezi yönetim kapsamında bulunan kurumları listelemeleri kararlaştırılmıştı. Çünkü Mali Kural'da hangi kurumların yer alacağı o günkü bilanço ve gelir tablolarına bakılarak kararlaştırılacaktı. Bu kapsamda kurumlardan, gelirlerinin yüzde 50'sinin vergi ve benzeri unsurlardan elde edenler Mali Kural ile getirilen açık formülü içerisine girecekti.
Bu kapsamda bugünkü uluslararası sınıflandırma analizlerinde örneğin TRT, gelirlerinin önemli bir kısmı enerji satışı üzerinden gelen vergi benzeri gelirden oluştuğu ve reklam gelirleri ile faaliyet maliyetlerinin çoğunu karşılamadığı için genel yönetim tanımı içerisinde ve Mali Kural kapsamında bulunuyor. Ancak, hazine arazilerini alıp üzerine konutlar yapan TOKİ'nin durumu ise gelirlerinin durumu nedeniyle, tartışma yaratıyor. Yine, Belediye KİT'lerinin de durumu belirsizliğini koruyor. Mali Kural'da yer alacak kurumlar, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu kapsamında Avrupa Birliği Ulusal ve Bölgesel Hesaplar Sistemi (ESA 95) kriterleri çerçevesinde belirleniyor.
Bu kapsamda bir kurumun faaliyetlerinin yüzde 50'den fazlasını vergi benzeri gelirlerle finanse ediyor mu, etmiyor mu? Piyasa koşullarından mı mal satıyor? Satışlarının yüzde 50'den fazlası piyasa koşulunda mı gibi tanımlara bakılıyor. Bu şekilde 2006 yılında belirlenen istatistiklerde; TOKİ, Savunma Sanayi Destekleme Fonu, Tanıtma Fonu, Sosyal Yardımlaşmayı ve Dayanışmayı Teşvik Fonu, İşsizlik Fonu gibi kalan 5 fon ve döner sermayeler merkezi yönetim içerisinde yer almadı. KİT'ler de Mali Kural kapsamında bulunuyor. Ama yasada herhangi bir yaptırımı olmadığı için sadece izleniyor. Mali Kural açık formülünün içerisinde yer almıyorlar. İşte hükümet hafta başında gerçekleştirdiği Bakanlar Kurulu'nda bütün bunları masaya yatırdı. Mali Kural uygulamasının 2012 yılından itibaren yürürlüğe girmesini ve kurumların bilanço hareketlerine göre, Kural kapsamında bütçe açığını etkileyecek olanların genel yönetim tanımı içerisine alınıp alınmayacağının belirlenmesi kararlaştırıldı.