Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Çankaya Sofrası'nın dördüncüsünde sanatçılar Orhan Gencebay, Neşet Ertaş, Ahmet Özhan, Zara, Mazhar Alanson ve Rengim Gökmen'i ağırladı. Köşk çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Neşet Ertaş, “Gayet güzeldi. Espirili, sözlü, sohbetli.. Müzisyenin olduğu yerde herşey güzel olur biliyorsunuz” dedi. Yemekte kendisine bir türkü de söylettiklerini belirten Ertaş, “Zahidem türküsü müydü?” sorusuna “Zahide'yi bilmeden önce kendini bilmen lazım. Önce insan kendini tanıyacak ki, ondan sonra Zahide'nin kimliğini bilecek, kıymetini anlayacak” yanıtını
verirken, “divane gönlüm” adlı türküyü söylediğini kaydetti. Ertaş, yemekte Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ile ilgili bir öneride bulunduğunu açıklarken, “Reis-i Cumhurumuzdan şunu rica ettim. 'Dünya üzerinde bir opera var. O da bizim bozlaklarımıza benziyor' dedim. 'Bizim de operamızın içinde bozlağımız söylensin, Türkçe olsun bu, herkesin anlayacağı dilde olsun dedim. 'Bunu orkestranıza söyleyin' dedim. Kabul ettiler. Haberiniz olsun. Bu senfoni orkestrasının içinde bozlak söylenecek, onun da sözünü aldım.” diye konuştu.
Sofrada sanatçıların telif haklarıyla ilgili sorunları gündeme getirdiklerini ifade eden Orhan Gencebay, “Telif haklarımız ile ilgili bir yasamız yürürlükte, ama daha da alacağımız yollar var. Yola çıkılmış durumda sanatçıların örgütleri, meslek birlikleri tarafından. Tabii ki bunu Cumhurbaşkanımıza da anlattık ve telif haklarının önemini vurguladık” diye konuştu. Yemekte siyasetin konuşulmadığını belirten Gencebay, “Ülkemizin içinden geçtiği zor bir dönemi yaşıyoruz. Ama ben inanıyorum ki tüm bunları atlatacağız ve daha iyi olacağız“ dedi.