Adalet Bakanı Şahin, Almanya'daki Deniz Feneri Derneği davasıyla ilgili, Türkiye'de hukuki olarak yapılması gereken hukuki işlemlerin yapılacağını açıkladı.
Ne Ankara Cumhuriyet Başsavcı ile ne de bu soruşturmaları yürüten savcılarla görüşmediğini belirten Bakan Şahin, "Bu konuda bana herhangi bir bilgi de verilmedi. Ama bu konularla ilgili soruşturma açıldığını biliyorum. En azından böyle bir bilgi bana ulaştı. Bu konuda sizden daha fazla bilgiye sahip değilim. Ama Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Ankara'da değil. Geldiğinde bu konularla ilgili bana bilgi verebilir diye düşünüyorum. O zaman bilgi sahibi olurum. Bana bilgi vermesi sadece nezaket gereği olabilir" dedi.
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Almanya'nın Türkiye Büyükelçisi Eckart Cuntz ile yaptığı görüşmede, Deniz Feneri Davası'nın gündeme alındığı yönündeki iddiaları ve haberleri yalandı. Alman Büyükelçinin Marco olayı için ziyarette bulunduğunu belirten Şahin, büyükelçinin tavsiye istediğini, kendisinin ise Deniz Feneri Davası ile Türkiye'de yargının bağımsız olduğuna örnek verdiğini söyledi.
Bir gazetecinin 'Deniz Feneri ile ilgili dosyaları Alman makamlardan istediniz mi?' yönündeki sorusu üzerine Bakan Şahin şunları söyledi:
"Cumhuriyet Savcıları yazılı ve görsel basındaki birtakım haberleri ihbar kabul ederek zaman zaman soruşturma açarlar. Nitekim bu konuda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da bir soruşturma açtı. 2005 yılından itibaren artık Adalet Bakanlığı'nın böyle bir yetkisi yok. O nedenle Bakanlığımca bu açıdan yapabileceğim herhangi bir şey yok. Ancak Cumhuriyet Savcılığı Almanya'daki dosyanın soruşturmayla bağlantılı olarak istenmesi şeklinde Bakanlığımız bir yazı yazar, talepte bulunursa tabi ki Uluslararası İşler Genel Müdürlüğümüz bu konuda gereğini yapar. Ama Almanya'dan herhangi bir adli yardım talebi şu ana kadar gelmedi. Yarın sonuç açıklanınca görürüz. Türkiye'yi ilgilendiren yanı var mı kararın? Tabi bu karar kesin bir karar değil. Herhalde Almanya'da temyiz yolu vardır. Çünkü kişi ve kişiler hakkında kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadan kimseyi suçlu ilan edemeyiz. Çünkü bu evrensel hukuk kurallarıdır. Tabi ki suç ve suçluyla mücadele etmek tüm hukuk devletlerinde yetkili kişi ve kurumların görevidir. Bu davanın sonucu bir görelim. Şu anda Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Türkiye ile bağlantısı var mı ilgisi var mı? Bu konu ile ilgili bir soruşturma yapıyor. Onun sonucu da hep birlikte görürüz. Bizim suç işleyen suç işlediği iddia edilen kişileri korumamız onlara kol kanat germemiz söz konusu olamaz. Kim suç işlerse işlesin mutlaka yasalarda öngörülen yaptırımı neyse ona çarptırılması gerekir. Aksi halde bu ülkede hukuk devleti kurallarını ayakta tutmanız mümkün olmaz."
Dernek ve vakıfların iyi niyetle kurulduğunu belirten Bakan Şahin, Türkiye'de Medeni Kanuna göre kurulmuş 4 bin 500 vakfın ve yaklaşık 70 bin kadar da derneğin bulunduğunu söyledi. Şahin, "Bunlar birtakım insanları biraya getirerek, tüzükleri ve hedefleri doğrultusunda birtakım hizmet yaparlar. Ama bunu içerisinde birtakım istismar edenler de olabilir. Şimdi bu olayda hareketle diğer insanlara da yardımcı olalım amacıyla kurulan sivil toplum örgütlerini de karalamayız. Bu yolla insanların çözme faaliyetini de görmezlikten gelemeyiz" diye konuştu.
İki ayrı Deniz Feneri Derneği olduğunu, bunlardan birinin Türk kanunlarına göre diğerinin ise Alman kanunlarına göre kurulduğunu belirten Şahin, " Şu anda Almanya'da devam etmekte olan dava, Alman kanunlarına göre kurulmuş Deniz Feneri davasıdır. Bu iki Deniz Feneri Derneği arasında bir irtibat var mı, bir müşterek faaliyet var mı onu bilemiyorum. Ancak Türkiye'deki Deniz Feneri başkanının bir açıklamasını dinlemiştim. Müştereken yurtdışında da bazı faaliyetlerinin olduğunu ifade ediyordu. Biliyorsunuz dernekler yurtiçi-yurtdışı yardımlaşabiliyorlar. Mevzuat buna uygun. O nedenle yurtdışındaki Deniz Feneri ile ilgili karar yarın açıklanacak. Bu yargı kararını gördükten sonra daha sağlıklı bir değerlendirme yapabiliriz. Tabi her şeyi suiistimal edilmesinden istismar edilmesinden herkes gibi bende büyük üzüntü duyarım. İnsanların istismar edilmesi zannediyorum sadece bizi değil tüm toplumu rencide edecek bir konudur."
"RTÜK Başkanı Zahit Akman istifa etmeli mi?" yönündeki bir soruya Bakan Şahin, "Ben RTÜK Başkanı ile ilgi bir değerlendirme yapmayı doğru bulmuyorum" cevabını verdi. Bir gazetecinin Alman büyükelçi ile yapılan görüşmede neden Deniz Feneri Davası örneğini verdiğine ilişkin sorusu üzerine Bakan Şahin, "Çünkü o sırada o gündemdeydi. Örnek amacıyla söyledim" karşılığını verdi. Bakan Şahin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Alman Büyükelçi ile Deniz Feneri Davası'nı konuştuğuna ilişkin iddiaları hatırlatması üzerine, "Ondan haberim yok. Görüşse bile benim söylediğim bağlamda görüşmüştür. Onu Sayın Başbakana sorun" dedi.