Birileri istediğinde artık darbe yapamayacak

Cihan
00:007/08/2010, Cumartesi
G: 7/08/2010, Cumartesi
Yeni Şafak
Birileri istediğinde artık darbe yapamayacak
Birileri istediğinde artık darbe yapamayacak

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Türkiye'nin artık eski Türkiye olmadığını ve birileri istediğinde artık darbe yapamayacağını söyledi.


Anayasa değişikliğini Karabük'lülere anlatmak için Bolu'dan Karabük'e gelen Devlet Bakanı Ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Gözde Çay Bahçesinde yaklaşık 750 kişiye hitap etti. Arınç ilk olarak Karabük Valisi İzzettin Küçük'ü makamında ziyaret etti. Bir süre Safranbolu'da dinlenen Arınç daha sonra miting alanına geçti. Burada 'evet' ve Türk bayrakları ile karşılanan Arınç, Karabük ve yöre halkına Anayasa değişikliğini neden yaptıklarını anlattı.



Devlet Bakanı Arınç, Türkiye'nin artık eski Türkiye olmadığını ve Ülkeyi seçilmiş hükümetlerin yönettiğini belirterek; "Artık kafasına esenin istediğini yapma zamanı çoktan geçti. Eskiden seçkinler vardı, her şeye onlar yön verirlerdi. Buyruklar altında bir ülke arzu ediyorlardı. Onlar Allah vergisi olan özel yetenekli kişiler, bizler de sürü idik. Bunlar zannediyorlar ki Türkiye eski günlerde gibi. Geçti Bor'un pazarı, Türkiye artık eski Türkiye değil. Yeni bir Türkiye. Eskiden canları sıkılır o hükümet gitsin. Bir bakarsınız bunlar gitsin, bizimkiler gelsin. Bunlar rejim düşmanı, bizimkiler gelsin diye emir buyururdu, Ona göre muhtıralar, darbeler, cuntalar geçti, Bor'un pazarı geçti artık. Türkiye yeni bir Türkiye. Bunun için sizler çok şeyler yaptınız, emaneti bizlere verdiniz. Biz de emanete ihanet etmedik. Bizler de sizin verdiğiniz yetkiyi sizin adınıza kullandık. Bunu beğenmeyenler olabilir. Git diyenler olabilir, höt diyenler olabilir ama biz hötlere, zörtlere, dörtlere bakmadık, kaşımızı bile indirmedik. Bu emanet milletindir, ancak onlara verilir. Demokrasi dediğin sandıkla gelmek, sandıkla gitmek. Korku ile gitmek değildir. Şimdi Türkiye böyle oldu."



Arınç CHP genel başkanına Kemal bey diye hitap ederek "Kemal bey meydanlarda Hayır'da hayır var diyor ama neden hayır denmesi gerektiğini anlatmıyor. Ordu'ya gidiyor bu Anayasa da fındık yok diyor. Malatya'ya gidiyor kayısı yok diyor. Derinliğine girmiyor, popülizm ve demagoji yapıyor." dedi.



Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde silahlı kuvvetlerin görevini bırakıp sivil halkı yönetmeye kalkamayacağını, kalkarsa 'görevine bak' diyeceklerini aktaran Arınç, CHP liderinin teammülere uyumadı yönündeki ifadelerine de atıfta bulunarak konuşmasını şöyle sürdürdü; "Türkiye'de de artık bu oluyor, bundan sonra da bu olacak. Türkiye'de hukuk varsa, yazılı hukuk geçerli olacaktır. Başta anayasa, arkadan kanunlar, onlara bağlı olarak çıkartılan yönetmelikler ne diyorsa bu gerçekleşecektir. Türkiye, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti ise Anayasa'nın 2. maddesi öyle yazıyor, o zaman hukuk devleti olmaz, yazılı hukuk kurallarına bağlı olmak demektir. Şimdi ağızlarından sakız gibi 'teamül' sözcüğünü düşürmeyen siyasetçilere hitap ediyorum... Ey siyasetçi, sen arkanı halka mı dayıyorsun yoksa halktan ümidini kestin de hala başka bir yerlerden mi medet bekliyorsun, karar ver artık. Askeri şurada şu olmuş bu olmuş. Kemal Bey diyor ki 'Teamüller var, askerin işine fazla karışmayın'. Beyefendinin, sivil-asker ayrımı konusunda veya sivil-asker ilişkileri konusunda henüz kafasında bir netlik yok. Zaman zaman 12 Eylül'ü kötülüyor. En son 27 Nisan muhtırasını kötülemeye başladı, ama YAŞ'ta canını sıkan bazı şeylerin olduğunu farkına vardı. 'Askerin böyle dikine gitmeyin, teamüller var' diyor. Kemal Bey, 'teamül' dediğin şey yazılı hukukun olmadığı yerde konuşulur. Önce hukuk ve kanun var. Bunun hepsinin öncesinde de ülkeyi hükümet yönetir, sandıkta milletin oyları ile iktidar olanlar yönetir. İktidarı da kimse ile paylaşmaya niyetimiz yok. Bugüne kadar bunlar noterlik yapmışlar, imzala, imzalayayım, başüstüne. Ben size başka bir teamülden bahsedeyim, ama onu bırakalı yıllar oldu. Eskiden 20-30 yıl evvel Milli Savunma Bakanlığı'nın bütçesi Meclise geldiği zaman bunu konuşmaya gerek duymazlardı. Bütün milletvekilleri ayağa kalkar, alkışlarla 'kabul edildi' diye karar verirlerdi. Geçti o günler. Türkiye, yeni bir Türkiye. Benim askerim, şerefli ordumun mensubu. Onun bir tek görevi var, yurt savunması, bağımsızlığımızın teminatı. Düşmanla çarpışacak ve güvenliğimi sağlayacak. Şehit ve gazilik gibi 2 önemli makama sahip olan ordumuzun bütün fertlerine saygı ve sevgi duyuyorum. Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde silahlı kuvvetler görevini bırakıp sivil halkı yönetmeye kalkmaz. Kalkarsa 'görevine bak' derler. Türkiye'de de artık bu oluyor, bundan sonra da bu olacak. Siz bize yetki verdiğiniz müddetçe. Bu vücuda, bu anayasa dar geliyor. Askeri bir anayasa, vesayet anayasasıdır, darbe ürünüdür. AB'ye girerken bu anayasa yeterli olmadığı için bizden önce 17 defa değiştirilmiş. Hatta 3 partili koalisyon zamanında seçime 1 yıl kala 35 maddesi birden değiştirilmiş. Biz o zaman destek vermişiz. Şimdi biz Anayasa'yı değiştirmeye kalktığımız da niçin ayağa kalkıyorlar? Çünkü halkın özgürleşmesini, demokrasinin güçlenmesini, seçimlerden iktidar olarak gelenlerin ülkeyi yönetmesini istemiyorlar. Çünkü onlar baskıcı ve seçkinci anlayışa sahip. YAŞ meselesinde, Kemal Bey böyle söylüyor da Devlet Bey farklı mı söylüyor, askere savaş açmaktan bahsediliyor. Yazık böyle bir şey olabilir mi? Ne kadar yanlış bir kelime. Bu Anayasa bile 'Silahlı kuvvetlerin komuta kademesinde 2 önemli iş yaparken hukuk kuralları, terfiler, kendi iç bünyesinde olur, ama atamalar konusunda tam yetkili hükümettir' diyor. Kimin Genelkurmay Başkanı olacağına, kimin kuvvet komutanı olacağına hükümetin onayı olmadan karar vermek mümkün değil, doğru da değil. Bizim ne eksiğimiz var Demirel'den? Onun zamanında 2 kuvvet komutanı emekliye sevk edilip sırada bile olmayan birisi getirildiğinde Devlet bey ve Kemal Bey bunları söylemiyor. Sadece bir isim üzerinde ihtilaf kalmışsa, 'Hükümeti bırak canım askerin dediğini yap' anlamına gelebilecek bir cümleyi siyasetçi nasıl kullanabilir? Artık bunlar da gördüler ki 'Silahlı kuvvetler artı bizim partimiz eşittir iktidar' formülü geçmişte kaldı.



Bundan sonra iktidar olmanın bir tek yolu var. Seçime gireceksin, milletin önünde sınava çıkacaksın, millet sana oy verirse iktidar olacaksın. Biz de kendimizi millete sevdireceğiz, onun önünü daha çok açacağız.Türkiye dendiği zaman BM'den ABD'ye Asya'dan Ortadoğu'ya herkes ayağa kalkacak.



Tarihte olduğu gibi 'Türkiye muhteşem bir medeniyet kuruyor' diyecekler." Konuşmadan sonra AK Partili Safranbolu Belediye başkanı Necdet Aksoy, içinde Bülent Arınç'ın resminin bulunduğu Safranbolu evine ait cam çerçevesini hediye etti. Daha sonra Safranbolu'ya geçen Arınç, Hıdırlık Seyir terasında Karabük protokolü ile birlikte oldu. Geceyi Safranbolu da geçiren Arınç sabah Kastamonu'ya hareket edecek.