CHP Milletvekili Nesrin Baytok ile uygunsuz görüntülerin yer aldığı gizli çekimin internete düşmesinden 3 gün sonra basının karşısına çıkan CHP lideri Baykal, istifa kararını açıkladı. Videonun çirkin bir komplo olduğunu öne süren Baykal, hükümeti suçlarken, isim vermeden Fethullah Gülen'e teşekkür etti. Baykal, “Benim istifa kararım, hem Türkiye siyasetini hem CHP'yi yeniden tanzim etmek isteyenlere bir imkan tanıyacak hem de CHP'ye bu komplo ile hesaplaşma fırsatı verecektir” dedi.
Partisinin bayan milletvekili ile uygunsuz görüntülerin yer aldığı gizli çekimin internette yayınlanmasından 3 gün sonra kameraların karşısına geçen CHP lideri Deniz Baykal, olayın bir siyasi komplo olduğunu ileri sürerek partisinden istifa etti. Videonun yayınlanmasından 3 gün sonra sessizliğini bozarak CHP Genel Merkezi'inde basın toplantısı düzenledi. İstifa edecek söylentileri altında konuşmasına başlayan Baykal, gizli çekimin bir komplo olduğunu öne sürerek, “istifam bu komploya teslim olmak ya da kaçmak anlamına gelmez. Tem tersine bu bir meydan okumadır. Bu anlayışla CHP Genel Başkanlığı'ndan istifa ediyorum” diye konuştu. CHP genel başkanlığından istifa eden Deniz Baykal, kurultayda aday olmayacağını açıkladı
Baykal, “Bu kaset değil, komplodur. Komplo, hukuk dışı, ahlak dışı bir tertip demektir. Bir komplo yaparken bazen haneye tecavüz edersiniz. Duvarlara, eşyalara gizli kameralar yerleştirirsiniz. Gizli çekimlerle insanların en korunaksız görüntülerini alırsınız, kesersiniz, biçersiniz, aktarırsınız, montaj yaparsınız çarpıtırsınız” dedi.
“Dünyanın her yerinde bütün dinlerin, bütün rejimlerin, bütün ahlak anlayışlarının güvencesi altında olan insanoğlunun mahremiyetine tecavüz edersiniz” diyen Baykal, haya ve utancın bunu yapanlar için anlamını kaybedeceğini söyledi. İnsanların şereflerinin komplo yapanların umurunda olmadığını, bu komployu gerçekleştirenlerin de bunu sapık oldukları için ya da ticari kazanç sağlamak için veya şantaj yapmak için düzenlemediklerini belirten Baykal, komplonun siyaset yapmak için düzenlendiğini ifade etti.
Baykal, komploculuğa hayat açanların “çok ayıp ama” diyenler olduğuna işaret ederek, sözlerine şöyle devam etti:
“Hukuksuz ve ahlaksız komploları hazırlayanların ve onların komplolarına itibar edenlerin, dürüst ve onurlu insanların manevi cesetlerini çiğneyerek nereye kadar gidebileceklerini hep beraber göreceğiz. Bunun nasıl bir Türkiye oluşturmakta olduğunu er geç anlayacağız. Kendinden menkul bir ahlak zabıtalığını bizzat deruhte edenlerin insanlık tarihi boyunca Hz. Peygamberden başlayarak günümüze kadar ne mağduriyetlere yol açtıklarını çok iyi biliyoruz. Bu tablo karşısında bana da bir görev düştüğünün farkındayım. Bu kara kampanyaya teslim olmayacağım. Bu hukuksuz ve ahlaksız komplo nedeniyle kimsenin beni sorgulamasına izin vermeyeceğim. Eğer bunun bir bedeli varsa ve bu bedel CHP Genel Başkanlığından ayrılmaksa o bedeli de ödemeye hazırım. Benim CHP Genel Başkanlığından istifa etmem hiçbir şekilde bu komploya teslim olmak ya da kaçmak anlamına gelmez. Tam tersine bu bir meydan okumadır. Bu anlayışla CHP Genel Başkanlığından istifa ediyorum.”
Baykal konuşmasını şöyle sürdürdü, “Bu komplonun hedefi sadece ben değilim, aynı zamanda CHP'dir. CHP de bu kirli tezgahlar karşısında yolunu seçmek zorundadır. Benim istifa kararım, hem Türkiye siyasetini hem CHP'yi yeniden tanzim etmek isteyenlere bir imkan tanıyacak hem de CHP'ye bu komplo ile hesaplaşma fırsatı verecektir. Yalansız, dürüst, cesur bir duruş sergilemek sadece benim işim olmamalıdır. Deniz Baykal'ın ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin ötesinde bütün Türkiye olarak hepimiz hileye ve şerre dayalı bir kalleşlik politikasına 'dur' demek zorundayız.
Umarım bütün bu yaşananlar ve benim istifam Türkiye'de yeni bir uyanışın başlangıcı olur. İnşallah, bir kez daha şerden bir hayır çıkar, hile yapanlar değil dürüst ve namuslu olanlar kazanır.
Bu olayda ve bugüne kadar bütün iyi kötü günlerimde bana destek olanlar, sahip çıkan her siyasi düşünceden vatandaşlarıma, birlikte görev yaptığım çalışma arkadaşlarıma, üzerimde emeği olan, hakkı olan tanıdığım, tanımadığım bütün insanlara, refahları ve mutlulukları için yaşam boyu uğrunda mücadele ettiğim bütün vatandaşlarıma, bize kızan, bizi seven, oy veren vermeyen, üzerimde hakkı olan olmayan herkeseteşekkür ediyorum.Ben sizlere hakkımı helal ediyorum, siz de hakkınızı bana helal ediniz."
Siyasette deprem etkisi yaratan ve CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'la, kendisine ait olduğu iddia edilen kaset için dün bir gazeteye konuşan CHP Ankara Milletvekili Nesrin Baytok, “Açıklama yapmak istemiyorum. Yapmayacağım da. Ancak ailemle birlikte bu sürecin üstesinden geleceğiz” dedi. Kaset olayından sonra Baykal'la görüştüklerini de anlatan Baytok, bu konuda da açıklama yapmayacağını söyledi. Nesrin Baytok “Ailemle birlikte bu sürecin üstesinden geleceğiz” dedi. Baytok, evinde kalmadığını, ancak Ankara'dan da ayrılmadığını bildirdi. “Görüntülerin yayınlanmasının ardından Baykal'a görüştünüz mü?” sorusuna Baytok, “Evet görüştük. Ancak bu konuda da açıklama yapmayacağım” karşılığını verdi.
Partililerin gözyaşları ve “İnadına sol, inadına Baykal” sloganları ile partiyi terkeden Baykal, Fethullah Gülen'in kendisini aradığını ve üzüntülerini bildirdiğini söyledi. Baykal, Gülen'in aradığını “ABD'den, Pensillvanya'dan aldığım üzüntü ve destek mesajlarının samimiyetine inandığımı da belirtmek isterim” sözleri ile basına duyurdu.
Bunun bedelinin CHP Genel Başkanlığından ayrılmaksa bu bedeli ödemeye de hazır olduğuna dikkat çeken Baykal, görüntülerin çekilmesinden ve yayınlanmasından da iktidarı sorumlu tuttu. Baykal, “Ana muhalefet liderine yönelik bu kadar kaba kanunsuzluk, bu kadar kaba ahlaksızlık, bugünlerin ortamında iktidarın bilgisi ve onayı olmadan gerçekleştirilemez, piyasaya sürülemez. Komployu ayıplar gibi yapanlar aslında bizzat ayıbı işleyenlerdir” dedi.
Gülen cemaatini hedef gösterenlere ise yanlış yerde arama yaptıklarını ifade eden Baykal, “Bu çerçevede başka bir sorumlu arayışına çıkacaklara yardımcı olmak üzere, ABD'den, Pensillvanya'dan aldığım üzüntü ve destek mesajlarının samimiyetine inandığımı da belirtmek isterim” dedi.
Baykal, yıllardır bekletin bir kaset olmadığını ve bu komplonun bugünkü siyasi konjonktürün eseri olduğunu ileri sürerek, “Bir komplo imal edilmiştir, taze, iki haftalık bir komplo vardır. Bu komplonun hedefi bir kişi değildir, onun çok ötesinde CHP'nin neredeyse tek başına yürüttüğü, Cumhuriyete, demokrasiye, hukukun üstünlüğüne sahip çıkan sivil darbeye, sivil dikta rejimlerine karşı vermekte karşı vermekte olduğu mücadelesidir” dedi.
CHP eski lideri Baykal, Türkiye olarak hileye ve şerre dayalı bir kalleşlik politikasına dur denmesi gerektiğini dile getirerek, “Yalansız, dürüst, cesur bir duruş sergilemek sadece benim işim olmamalıdır” diye konuştu. Baykal, bütün yaşananların ve istifasının Türkiye için uyanışın başlangıcı olmasını umduğunu bildirerek, şöyle konuştu: “İnşallah, bir kez daha şerden bir hayır çıkar, hile hurda yapanlar değil dürüst ve namuslu olanlar kazanır. Bu olayda ve bugüne kadar bütün iyi kötü günlerimde bana destek olanlar, sahip çıkan her siyasi düşünceden vatandaşlarıma, Cumhuriyet Halk Partisi'nin vefakar, fedakar, yiğit örgütüne, birlikte görev yaptığım çalışma arkadaşlarıma, üzerimde emeği olan, hakkı olan tanıdığım, tanımadığım bütün insanlara, refahları ve mutlulukları için yaşam boyu uğrunda mücadele ettiğim bütün vatandaşlarıma, bize kızan, bizi seven, oy veren vermeyen, üzerimde hakkı olan olmayan herkese yaşamımın her anını anlamlı kıldıkları için teşekkür ediyorum. Ben sizlere hakkımı helal ediyorum, siz de hakkınızı bana helal ediniz.' Deniz Baykal, komplonun hedefinin sadece kendisi olmadığını savunarak, CHP'nin de hedef olduğunu ve bu kirli tezgahlar karşısında yolunu seçmek zorunda olduğunu vurguladı. Baykal, “Benim istifa kararım, hem Türkiye siyasetini hem CHP'yi yeniden tanzim etmek isteyenlere bir imkan tanıyacak hem de CHP'ye bu komplo ile hesaplaşma fırsatı verecektir' diye konuştu.
CHP Sözcüsü Mustafa Özyürek, Genel Başkanlıktan istifa eden Deniz Baykal'ın 22-23 Mayıs'ta yapılacak kurultaya katılmayacağını söyledi. Partililerin alkış ve gözyaşları arasında uğurlanan Baykal, evinde dinlenmeye çekildi. Baykal'ın istifa kararını eşiyle birlikte aldığı öğrenildi.
Genel Başkanlıktan istifa eden Deniz Baykal, partiden alkış ve gözyaşları arasında parti genel merkezinden uğurlandı. Partililer, Baykal'ı uğurlarken “İnadına Baykal, inadına sol' ve “Türkiye seninle gurur duyuyor' sloganları attı.
Baykal, kendisine eşlik eden partililerin bulunduğu araçlarla Beysukent'teki Angora Evleri'nde bulunan konutuna gitti. CHP İzmir İl Başkanı Ekrem Bulgun, Baykal'ın istifasını eşiyle birlikte düşündüğünü belirterek, “Sayın Baykal'ın eşiyle de konuştum. Kesin kararlı olduklarını söylediler. 40 yıllık bir yıldız bugün siyaset sahnesinden kaymıştır” dedi.
Deniz Baykal'ın CHP Genel Başkanlığı'ndan istifa etmesi partilileri ağlattı. Merkez Karar Yönetim Kurulu toplantısına katılmak için genel merkeze geleceği belirtilen Baykal'ın gelişinin aksaması partililerin gidişattan şüphelenmesine neden oldu. CHP MYK dün saat 11.00'de başlayacaktı, ancak Baykal'ın partiye gelişi sürekli ertelendi ve sonunda saat 13.30'da Baykal'ın basın toplantısı düzenleyeceği gazetecilere açıklandı. Kamuoyunun karşısına 4 gündür çıkmayan ve evinde süreci ve geleceği düşünen Baykal, istifasını açıkladı.
İşte Baykal'ın istifası öncesinde ve sonrasında yaşananlar:
Deniz Baykal'ın istifa kararını katıldığı bir canlı yayın programında takip eden CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin, göz yaşlarına hakim olamadı. Bir süre yüzünü avuçlarına alarak gözyaşı döken Tekin, istifa kararından dolayı çok üzgün olduğunu söyledi. Baykal'ın basın toplantısını parti merkezi önünde takip eden bir grup partili de konuşmayı ağlayarak takip etti.
CHP Genel Başkanlığı'ndan istifa eden Deniz Baykal, 22 Nisan 1999 tarihinde alınan seçim sonuçları nedeniyle genel başkanlıktan istifa etmiş ve yaklaşık 15 ay aradan sonra, olağanüstü kurultayda yeniden genel başkan olmuştu. Baykal, daha sonraki olağan ve olağanüstü kurultaylarda da genel başkanlığa seçilmişti.
CHP Genel Başkanlığı'ndan dün istifa eden Deniz Baykal'ın özgeçmişi şöyle:
Baykal, 1938 yılında Antalya'da doğdu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitiren Baykal, 1960 yılında Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne asistan olarak girdi. Doktora çalışmalarını tamamladıktan sonra 2 yıl ABD'de kaldı.
Deniz Baykal, 1973 yılında yapılan genel seçimlerde CHP'den Antalya Milletvekili olarak parlamentoya girdi ve 1974 yılında kurulan Ecevit hükümetinde Maliye Bakanlığı, 1978 yılında yine Ecevit hükümetinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı görevlerini üstlendi. Baykal aynı dönemde genel sekreter yardımcılığı da yaptı. 12 Eylül askeri müdahalesinden sonra bir süre gözetim altında tutulan Baykal, 1983 yılında yeniden bir süre daha gözetim altına alındı. 1987 seçimlerinde SHP'den Antalya milletvekili seçilen Baykal, önce SHP Grup Başkanvekilliği, ardından da genel sekreterlik görevinden istifa etti. Baykal, Temmuz 1992'de kapatılan siyasi partilerin açılmasına izin veren yasanın sağladığı olanakla toplanan CHP Kurultayı'nda Genel Başkanlığa seçildi.
30 Ekim 1995 tarihinde kurulan DYP-CHP hükümetinde Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı görevlerini üstlenen Baykal, 1995 yılındaki seçimlerin ardından 53. Hükümet'in kurulmasıyla Dışişleri Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığı görevlerinden ayrıldı. 22 Nisan 1999 tarihinde alınan seçim sonuçları nedeniyle Genel Başkanlıktan istifa eden Baykal, 1 Ekim 2000'de gerçekleştirilen 11. Olağanüstü Kurultay'da, yaklaşık 15 ay aradan sora yeniden genel başkanlık görevine geldi.
Baykal, Ekim 2003'de yapılan 30. Olağan Kurultay'dan bugüne genel başkanlık görevini yürütüyor. Evli ve iki çocuk babası olan Baykal, İngilizce biliyor.
Bütün Türkiye yi sarsan Deniz Baykal'a suikast ihbarını 13 yaşındaki bir çocuğun yaptığı ortaya çıktı. Mustafa Sarıgül'ün Deniz Baykal'a suikast yapacağını belirten elektronik postanın atıldığı bilgisayarın IP numarasının belli olmasıyla operasyon başlatıldı. Asılsız ihbarın, Kocaeli'nin Gölcük ilçesine bağlı Halıdere Mahallesi'ndeki bir internet kafeden 13 yaşındaki bir çocuk tarafından yapıldığı belirlendi. Gölcük Emniyet Müdürlüğü tarafından kafenin sahibi Deniz D.'nin
gözaltına alınmasının ardından, elektronik postayı kafeye gelen 13 yaşındaki Ercan T. adlı çocuğun attığı tespit edildi. Gözaltına alınan Ercan T., yaşının küçük olması sebebiyle serbest bırakıldı. Böyle bir maili atmayı kendisinin düşündüğünü ifade eden Ercan T.; "Televizyonda gördüğüm haberlerden etkilendim ve Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne mail attım.
Canım sıkıldığı için bu maili yolladım. Böyle olacağını bilmiyordum. Ailem
çok kızdı" dedi.
CHP lideri Deniz Baykal'ın partisinin genel başkanlığından istifa etmesi uluslararası ajanslar ve yabancı haber sitelerinde de yankı buldu. Uluslararası haber ajansları, haberi "flaş" ibaresi ile duyurdu. AP haber ajansı "Türk muhalefet lideri seks skandalı sonrasında istifa etti" başlığı ile verdiği haberde şu ifadeleri kullandı: "Türk muhalefet lideri, kendisini bir milletvekili ile ilişki yaşarken gösterdiği iddia edilen görüntülerin internette dolaşması ile başlayan seks skandalı sonrasında istifa etti."
Reuters ajansı ise haberi "Türk muhalif lider video skandalı nedeniyle istifa etti" başlığı ile verdi.
BBC'nin internet sitesinde de haber, "Türk muhalif lider seks kaydı nedeniyle istifa etti" başlığı ile verildi. BBC, Baykal'ın hükümet destekli bir komplonun kurbanı olduğu iddialarını öne çıkardı.
Arap El Cezire televizyonu da bir liderin seks skandalı nedeniyle istifasının Türk siyaset tarihinde daha önce emsali bulunmadığına dikkat çekti.
Alman Spiegel dergisi konuyla ilgili haberinde, videonun CHP içindeki Baykal muhalifleri tarafından saplanmış olabileceği ihtimalinden de bahsetti ve Baykal'ın iki kısa ara dışında 1992'den beri partisinin başında olduğunu belirtti.