Deloitte Touche, Bankalar Birliği için yaptığı araştırmada, İstanbul'un finans merkezi olması halinde 2025 yılından itibaren kazanımlarının yılda 20 milyar euro olabileceğini söyledi. TBB Başkanı Ersin Özince ise, bu projenin gerçekleşmemesi durumunda finans piyasasının başka ülkelere kaçabileceği uyarısında bulundu
Türkiye Bankalar Birliğinin, Deloitte Touche Danışmanlık Firması'na yaptırdığı araştırmaya göre, İstanbul'un finans merkezi olması halinde kazanımlarının büyüklüğü yılda 20 milyar euroya çıkacak.
Rapor, TBB Başkanı ve İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince ve üye bankaların genel müdürlerinden oluşan yönetim kurulu üyelerinin katılımıyla düzenlenen toplantıda açıklandı. Burada konuşan Özince, böyle bir projede yerel yönetimlerin önemine işaret ederek, dünyanın en büyük finans merkezlerinden Londra'da belediyeye bu işin bütünüyle sahibi denilebileceğini söyledi.
Özince, yatırım maliyetiyle ilgili olarak da "Bizim sektörden kesintileri bu sektöre harcasınlar; Buyrun kaynak... Vergi mükellefinin cebinden yeni bir para çıkması gerekmez" diye konuştu. Ersin Özince, sorular üzerine meslek yaşamının 25 yılının "gelişen piyasalar oyuncusuyuz" söylemleriyle geçtiğini ifade ederek, "Hâlâ gelişen piyasa sınıfından mezun olamadık. Sığ olan finansal piyasalarımızın gelişmesine imkan yaratmıyoruz. Limanımızda dalgakıran olmadığı için en ufak çalkantılarla gidip gelen spekülatif piyasa yapısına sahibiz. Ya biz gücümüzle, birikimimizle uyumlu kimlik biçelim kendimize, ya da bunu yapamayacaksak bu kadar sığ piyasaya bu kadar serbestiyelik gitmez” dedi. Halka açık bankaların şu andaki toplam piyasa değerinin altını çizen Özince, şöyle devam etti: "Sigorta şirketleriyle bu miktar 150 milyar dolar olsun. Bugün devlet bıraksın 100 milyar dolarlık kağıt çıkarırız. 2-3 yılda sadece 200 milyar dolarlık mortgage kağıdı satarız. Varşova, Milano, Dubai'yi de katın bu kadar büyük hacmi olan piyasa çıkacak mı? Eğer ki burada bizim gelecekte yanaşacağımız kadar liman yapılmazsa, hissedarlarımız bizi götürüp başka limanlara yanaştırır.”
Türkiye ekonomisini taşıyabilecek güçte motora, kalbe, kaynak aktarmayı yapacak bir mali sektöre ihtiyaç olduğunu kaydeden Özince, "İstanbul'un ülke içinde bir kıskançlık yaratmasına hiç ihtiyaç yok. İşin Türkiye çapında sonuçları olacak. Bu işin sahibi mutlaka devlet olmalı. Devletin bu konuya taahhüt koyması lazım" diye konuştu.
Deloitte Touche'ın araştırması İstanbul'un 2 milyar dolarlık bir yatırımla 2010 yılına kadar uluslararası bir finans merkezi haline gelebileceği görüşünü ortaya koydu. Araştırma İstanbul'un bir finans merkezi olması durumunda, finans sektörünün 2025 yılına gelindiğinde GSMH'ya toplam katkısının yüzde 8'e çıkacağı ve 20 milyar dolarlık bir katma değer yaratılacağı öngörüsünde bulundu. Raporda İstanbul Finans Merkezi'nin 10 yıl içinde bölgeye hakim olacağı, 2038 yılında da New York, Londra ve Tokyo ile birlikte dünyanın en önde gelen 5 finans merkezinden biri olabileceği görüşü yer aldı.
Akbank Genel Müdürü Zafer Kurtul İstanbul'un finans merkezi olması konusunda üç anahtar unsurun bulunduğunu ve bunların hukuk sistemi, vergi ve aracılık hizmetleri ile Türkiye'nin kredi derecesi olduğunu ifade etti. Kurtul, Türkiye'ye olan güven unsurunun da dikkate alınması gerektiğini söyledi.
Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen İstanbul'un finans merkezi olması çalışmasının AB projesiyle örtüştüğünü belirtti. Sermaye piyasalarında operasyonel verimlilik ve düşük maliyetler sağlanması gerektiğini belirten Özen, yurt dışında varlığa dayalı çıkardıkları menkul kıymetleri Türkiye'de de kayda alabileceklerini kaydetti.