Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'ne (TOBB) bağlı oda ve borsa başkanlarıyla, meclis başkanlarının katıldığı 'İstişare Toplantısı'na istihdamda çözüm yolunun yüksek ve istikrarlı kurdan geçtiği belirtildi
Başbakan Erdoğan'ın TOBB üyesi 1 milyon 300 bin kişiye seslenerek, “Her üye bir işçi daha istihdam etse işsizlik sorunu büyük ölçüde çözülür” sözlerine karşılık , önceki gün Ankara'da TOBB'a bağlı oda ve borsa başkanlarından 500'e aşkın üyenin katıldığı istihdam zirvesinde bu konudan ziyade kur düşüklüğü tartışıldı. Üyeler, “böyle bir ortamda bu kadar düşük kurla hayatta kalmak bile çok zorken, nasıl oluyor da bizden ek istihdam yaratmamız isteniyor” diye isyan ettiler.
Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Savaş Özaydemir, konuşmasının ana fikrini bu konunun oluşturduğunu belirterek, “Kur çok düşük olduğundan ithalat kolay ihracattan para kazanılamıyor. Bu yüzden sanayimiz de küçülüyor. Tersi olsa ekonomimiz büyür ve istihdam artar” dedi. Özaydemir şöyle devam etti, “Ülkede kur, serbest tayin ediliyor deniyor. Aslında serbest değil. Dışarıdan gelen paraya teşvik var. Dışarıdan bol döviz gelince TL ucuzluyor. Bunun için yapılacak şey teşviki kaldırmaktır. Veyahut vergi konularak döviz girişi zorlaştırılır. O zaman kur kendi değerini bulur. Sanki maksatlı olarak bolca döviz getirip Türk sanayisini boğuyorlar. Benim önerim MB'nin enflasyon endeksli değil, istihdam endeksli çalışsın. ABD Merkez Bankası böyle yapıyor, onun hedefi istihdamdır. Bizdeki gibi farklı değil.”
TOBB'un istihdam zirvesinde pek çok konunun konuşulduğunu ifade eden Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Nejat Koçer de, "Ağırlıklı olarak böyle bir konu üzerinde yoğunlaşılmadı ama kur konusundaki düşüncelerimiz öteden beri belli zaten. Kurlar hareket ettiği zaman ihracatı etkiliyor. Türkiye'de kurdan ziyade yeni ihracat pazarlarında toplanma var. Bu toparlanma sürecinde dövizin katkısı olabilir tabi ki. Kur düşük olduğunda ithalat artıyor, ihracata baskı yapıyor. Kur fiyatları serbest piyasada şekilleniyor. Kur şöyle olsun, böyle olsun diyemeyiz ama bu noktada Merkez Bankası'nın uyguladığı politika, ihracatı destekler şekilde olursa daha faydalı olur" dedi.
Dolar, krizden önce 2008 yılı ağustos ayında 1,1400 lira seviyelerine kadar inmişti. Yıllardır kalıcı bir yükseliş gösteremeyen dolar, 2009'un başından sonra (küresel kriz) artışa geçerek, daha önce Mart 2003'te gerçekleştirdiği 1,7700 zirvesini aştı. 9 Mart Pazartesi günü 1,8200'lere kadar çıkarak TL karşısındaki rekorunu yeniledi. Ardından gelen Merkez Bankası müdahalesiyle gerileyen dolar yıl ortasına gelindiğinde 2009 başındaki 1,58 seviyelerine tekrar geri dönmüştü. İstanbul serbest piyasada ise 2009 yılı 1,5000'ün altında 1,4970 liradan tamamlandı. Bu yılın ilk ayını 1,4500-1,5000 bandında kapatan dolar, şu sıralar 1,47 civarlarında seyrediyor.
İhracatçılarda bu konuda istihdam için döviz anlamında Merkez Bankası'ndan çözüm bekliyor. İhracatçılar daha önceki açıklamalarında 1,50'nin altında olan doların kendileri için çok büyük bir tehlike olduğunu ifade ederek, bu aşamada Merkez Bankası'nın devreye girmesi gerektiğini savunmuşlardı. Çözüm olarak günlük döviz alım ihalelerinin artırılabileceğini belirten ihracatçılar, 2009'dan beri aynı oranda olan alım ihalelerinin artık yükseltilmesi gerektiğini savunmuşlardı. İhracatçılar, istihdamın gelişmesi için en büyük şartın, ihracatı geliştirecek önlemler alınması gerekliliğini gösterirken, aksi halde Türkiye için istihdamın her zaman en büyük sorun olarak kalacağı gerçeğinin yanı sıra büyüme anlamında da büyük hayal kırıklıklarının yaşanacağını belirtiyorlar. Merkez Bankası, 2009'un son çeyreğinden beri günlük döviz alım ihalesini 30'u opsiyonlu olmak üzere 60 milyon dolar olarak gerçekleştiriyor. İhracatçılar ev ekonomistler bunun en az yüz milyon dolar olması gerektiğini belirtirken, en kısa zamanda hem rezervleri artırmak hem de ihracatı geliştirmek için yüksek ve istikrarlı kur bekliyorlar.