Anayasa'nın 105. maddesini gözönünde bulunduran Ankara Başsavcılığı, 'Kayıp Trilyon' davasında Gül hakkında soruşturmaya gerek olmadığına karar verdi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, "Kayıp Trilyon" davasıyla ilgili olarak takipsizlik kararı verdi. Gül'ün TBMM'deki dosyası Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından Adalet Bakanlığı kanalıyla gereğinin yapılması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmişti.
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen takipsizlik kararında Gül'ün Cumhurbaşkanı olduğu belirtilerek, "Mevcut anayasal sistem gereğince iddia olunan eylemlerin kanıt ve unsurları tartışılmaksızın yasal imkansız nedeniyle soruşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir" denildi. Anayasaya göre, "Devletin başı" konumunda bulunan Cumhurbaşkanının bu sıfatıyla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil ettiği belirtilen kararda şöyle denildi:"Anayasa'nın 105. maddesine göre; Cumhurbaşkanının, Anayasa ve diğer kanunlarda Başbakan ve ilgili bakanın imzalarına gerek olmaksızın tek başına yapabileceği belirtilen işlemleri dışındaki bütün kararları, Başbakan ve ilgili bakanlarca imzalanır; bu kararlardan Başbakan ve ilgili bakan sorumludur. Cumhurbaşkanının resen imzaladığı kararlar ve emirler aleyhine Anayasa Mahkemesi dahil yargı mercilerine başvurulamaz."
Cumhurbaşkanının, yalnızca vatana ihanet suçundan, TBMM'nin onayıyla yargılanabileceğinin belirtildiği kararda, "Cumhurbaşkanının, seçilmeden önce işlemiş olduğu suçlardan dolayı da Anayasada bir hüküm yer almadığı gibi TBMM İç Tüzüğünde de bir düzenlemenin mevcut olmadığı, demokratik rejimlerde devlet başkanının dokunulmazlığının olduğu aktarıldı.
Cumhurbaşkanı Gül'le ilgili kaybolduğu ileri sürülen "Kayıp Trilyon" dosyasının da Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde olduğu öğrenildi.