AK Parti Konya mitinginde Başbakan Erdoğan, Tunceli'de “Genel af çıkaracağız” diyen ana muhalefet partisi genel başkanına “Sen bu yetkiyi nereden aldın? Sen genel af çıkarma yetkisini nereden aldın?” diye sordu.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Tunceli'ye gidiyor ana muhalefet partisinin genel başkanı, diyor ki 'Genel af çıkaracağız' bir defa ana muhalefetin genel başkanı sen bu yetkiyi nereden aldın? Sen genel af çıkarma yetkisini nereden aldın? Sana bu yetkiyi kim verdi? Biz parlamentonun yüzde 65'ine sahip olan AK Parti sana orada bir gıdım su içirmez su. Neyi çıkarıyorsun sen?' dedi.
Erdoğan, partisinin Hükümet Meydanı'nda düzenlediği mitingde konuştu. Erdoğan, Anayasa değişiklik paketiyle ilgili şunları söyledi:
'Biz ne yapmak istiyoruz, peki muhalefet ne yapmak istiyor. Bunların anlattıklarında bu değişiklik yapmak istediğimiz anayasa bununla ilgili bir şey duydunuz mu? Ben yine özellikle şunu hatırlatmak istiyorum. Allah aşkına, Tunceli'ye gidiyor ana muhalefet partisinin genel başkanı, diyor ki 'Genel af çıkaracağız' bir defa ana muhalefetin genel başkanı sen bu yetkiyi nereden aldın? Sen genel af çıkarma yetkisini nereden aldın? Sana bu yetkiyi kim verdi? Biz parlamentonun yüzde 65'ne sahip olan AK Parti sana orada bir gıdım su içirmez su. Neyi çıkarıyorsun sen?'
Erdoğan, şunları söyledi:
'Çıkmış bizim için kalkıp diyor ki 'Terörist başını affedecekler.' Yazıklar olsun ne benim ne arkadaşlarımın genlerinde böyle bir şey yok. Ama terörist başını size, yani bizden önceki iktidara teslim ettikleri zaman, teslim edenlere, onu idam etmeyeceğiz sözünü veren sensin Bahçeli sen.'
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Bakın, Hazreti Ali ne güzel söylemiş: 'Haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır.' Biz haksızlık karşısında susmadık, susmayacağız' dedi.
Erdoğan, Partisince Hükümet Meydanı'nda düzenlenen mitingde konuştu.
Konuşmasında, 'Ramazan-ı Şerif'in mübarek olmasını Allah'tan temenni eden' Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Ramazan, sofralarımıza bereket, ruhlarımıza huzur, tüm insanlığa barış getirsin diyorum. Konya bir büyük şehir, Konya bir ulu şehir. Konya, kudretiyle dünyayı titretmiş, adaletiyle dünyaya hükmetmiş Selçuklu'nun baş şehridir. Konya, Sadrettin Konevi'nin, Şeyh Edebali'nin, Ahi Evran'ın, Şemsi Tebrizi'nin, elbette Hazreti Mevlana'nın şehri.
Bizim aynamız, ilim şehri, kültür şehri, medeniyet şehri Konya'dır. Bizim aynamız, ferasetiyle, basiretiyle bu aziz millettir. Biz Hazreti Mevlana'nın diliyle konuşuruz. Biz Konyalı Şeyh Edebali'nin diliyle konuşuruz. Biz Yunus Emre'nin diliyle konuşuruz, biz Ahi Evren'in, Hacı Bektaş Veli'nin diliyle konuşuruz. Dilimiz Aşık Veysel dilidir. Uzun ince bir yoldayız, gidiyoruz gündüz gece, gideceğiz gündüz gece. Dilimiz Mehmet Akif'in dilidir. 'Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda, şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda. Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.' Bizim dilimiz Necip Fazıl'ın dilidir. (Mehmed'im, sevinin, başlar yüksekte! Ölsek de sevinin, eve dönsek de! Sanma bu tekerlek kalır tümsekte! Yarın elbet bizim, elbet bizimdir! Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir.)'
'Van'da, Bingöl'de ne konuşursak, gideriz, Rize'de, Trabzon'da da onu konuşuruz' diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
'İstanbul'da, İzmir'de nasıl konuşursak, Antalya'da, Adana'da da öyle konuşuruz. Aydın'da başka, Adıyaman'da, Tunceli'de başka dil kullanmayız. Erzurum'da başka, Samsun'da başka söylemeyiz. Sadece Türkiye içinde değil, Brüksel'de, Madrid'de, Toronto'da, New York'ta, Melbörn'de, Şam'da, Tahran'da da aynı dili konuşuruz, çünkü biz vakti zamanı gelince, Konya'da aziz milletimize vereceğimiz cevabı veyahut da aziz milletimize vereceğimiz hesabı biliriz.
Sizden aldığımız güçle, sizden aldığımız yetkiyle sizin desteğinizle sizin hayır duanızla gittiğimiz her yerde konuştuğumuz her yerde hakkı savunduk adaleti savunduk. Balkanlar'a gittik 'huzur' dedik. Kafkasya'ya gittik 'kardeşlik' dedik. Ortadoğu'da, 'barış' dedik. Tiflis için ne istiyorsak, Bakü için de aynısını istiyoruz. Kabil için, Bağdat için ne istiyorsak, Saraybosna için de, Piriştina için de aynısını istiyoruz. Haiti'nin çocukları, Şili'nin çocukları, Pakistan'ın çocukları için istediğimizi, cesaretle, kararlılıkla, Bağdat'ın çocukları, Gazze'nin çocukları, Kudüs'ün çocukları için de istiyoruz.'
'Herkes gözünü yumsa, herkes kulağını tıkasa, herkes sırtını dönse, biz zulme karşı kayıtsız kalamayız. Zira bizim tarihi terbiyemiz bunu gerektirir. Tarihimizden, milletimizden aldığımız güçle 'hak' diyoruz, 'hukuk' diyoruz, 'adalet' diyoruz' diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
'Bakın, Hazreti Ali ne güzel söylemiş: 'Haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır.' Biz haksızlık karşısında susmadık, susmayacağız.
Biz Alaaddin Keykubat'a, Kılıçarslan'a, Gıyaseddin Keyhüsrev'e, Alparslan'a, Osman Gazi'ye, Fatih Sultan Mehmet'e, Yavuz Sultan Selim'e, onların hatırasına asla mahcup olmayacağız. Bu millet tarihi boyunca nice zorlukların üstesinden geldi, nice badireleri, atlattı.
Bu millet, dirayetiyle, ferasetiyle,birlik ve bütünlüğüyle önüne çıkan her engeli evelallah aşacak güce fazlasıyla sahiptir.'
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel afla ilgili sözleri konusunda, 'AK Parti sana orada bir gıdım su içirmez, su. Neyi çıkarıyorsun sen. Bayrağımız kırmızı rengini nereden alıyor biliyor musun? O şehitlerimizin kanından alıyor. Sen, nereden aldın o yetkiyi de kalkıp böyle bir genel aftan bahsediyorsun. Kim veriyor sana bu yetkiyi?' dedi.
Başbakan Erdoğan, partisince Konya Hükümet Meydanı'nda düzenlenen mitingde konuştu.
Dünyanın son yüzyılın en büyük ekonomik krizlerinden birini yaşadığını, en büyük bankaların battığını hatırlatan Erdoğan, kriz döneminde Türkiye'de bir tane bile banka batmadığını ancak üçlü koalisyon döneminde batan 21 bankanın borçlarını kendilerinin ödediklerini belirtti.
Ekonomi gazetelerinin, krizin 'Türkiye'yi teğet bile geçmedi' dediğini, finans sektörünün, sanayinin çok ciddi paralar kazandığını yazdıklarını ifade eden Erdoğan, ekonomik krizde bir tane bile bankanın batmadığını söyledi. Erdoğan, 'Öyleyse, ey benim MHP'li kardeşim, sizin bu gönül verdiğiniz kişilerin durumu bu. Ne olur aldanmayın. Gelin gerçeklere sahip çıkalım. Şu ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıyalım. Biz bu millete efendi olmak için bu yola çıkmadık, biz bu milletin hizmetkarı olmak için bu yola çıktık. Bizim farkımız bu' diye konuştu.
Önceki iktidarın bankaları batırmakla kalmadığını, her 100 liranın 74 lirasının borç olduğunu, şimdi onu 45 liraya indirdiklerini anlatan Erdoğan, devletin daha önce her 100 liraya verilen 63 liralık faizin şimdi 8 liraya indirildiğini ifade etti. Aradaki farkın vatandaşların cebinden, Hazine'den çıktığına dikkati çeken Erdoğan, 'Şimdi bunlar cebimizde kaldı. Bizim başardığımız bu' dedi.
Yüzde 30 olan enflasyonun 7,6'ya düşürüldüğüne işaret eden Erdoğan, şu anda tüm gelişmiş ekonomilerin ciddi şekilde küçüldüğünü, daraldığını ancak Türkiye'nin büyüdüğünü anlattı. Erdoğan, Türkiye'nin bu yılın ilk çeyreğindeki büyüme oranının yüzde 11,7 olduğunu anımsatarak, 'Dünyada 4. sıradayız, Avrupa'da 1. sıradayız. Bunu ben söylemiyorum. Bu işin resmi rakamlarını açıklayanlar söylüyor. Tablo bu. Şimdi çıkıyorlar, bunlar meydanlarda ileri geri atıp tutuyorlar ve doğru konuşmuyorlar, yalan söylüyorlar. İşsizlik tüm dünyada artıyor ama bizde azlıyor. Yüzde 11'e düştü. Daha da azalacak Allah'ın izniyle. Niye? Koşuyoruz, yeni yeni yatırımlar yapıyoruz, yeni iş sahaları açıyoruz, istihdam sağlıyoruz' diye konuştu.
Erdoğan, hükümet olarak ufuk açtıklarını ve girişimcileri artırdıklarını, bu yatırımları onların yaptıklarını kaydetti.
Başbakan Erdoğan, AB'nin en güçlü ülkelerinden biri olan İspanya'da işsizlik oranının yüzde 20'ye, dünyanın bir numarası ABD'de işsizliğin yüzde 10'a dayandığını ancak Türkiye'de işsizlik oranının yüzde 11 olduğunu söyledi.
Dünyanın, IMF'nin önünde kuyrukta olduğunu ama Türkiye'nin IMF ile artık stand-by anlaşması imzalamadığını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
'3 yıldır IMF ile ayrı çalışıyoruz. MHP, DSP, ANAP, gittiler IMF'den 30 milyar dolar borç aldılar. 23,5 milyar dolar borçla bize devrettiler. Ödedik, ödedik, ödedik... Şu anda 6,6 milyar dolara düşürdük. Milli bankamız Merkez Bankasının kasasında ne vardı biliyor musunuz? MHP, DSP, ANAP döneminde kasada ne bıraktılar biliyor musunuz? 26,5 milyar dolar. Şimdi kasada ne var biliyor musunuz? 75 milyar dolar. Sevgili Konyalılar, yalanın olduğu, talanın olduğu, soygunun olduğu bir iktidar olsaydı, bunlar olur muydu?'
Başbakan Erdoğan, Cumhuriyet tarihinde 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol yapıldığını, 7,5 senede 12 bin 200 kilometre bölünmüş yol yaptıklarını hatırlattı. Ankara-Konya ve Ankara-Eskişehir arasında Yüksek Hızlı Tren hattı yapıldığını söyleyen Erdoğan, iktidara geldiklerinde sadece THY'nin 2 noktadan 25 ile taşımacılık yaptığını, şimdi 7 şirketin 7 noktadan 45 ile havayolu taşımacılığı yapıldığını ifade etti. Artık uçak bilet ücretleri ile lüks otobüslerin bilet ücretlerinin neredeyse aynı olduğuna işaret eden Erdoğan, 'Biz geldiğimizde uçakla seyahat eden yolcu sayısı neydi biliyor musunuz? İç hatlarda 8,5 milyon, şimdi 41 milyon. Dış hatlarda 22 milyon seyahat erden vardı, Şimdi 44 milyon. Bu bizim ülkemizin ekonomik noktada gelişmesini göstermiyor da neyi gösteriyor?' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'genel af çıkaracağız' yönündeki sözlerini hatırlattı ve şöyle konuştu:
'Biz ne yapmak istiyoruz, peki muhalefet ne yapmak istiyor. Bunların anlattıklarında bu değişiklik yapmak istediğimiz Anayasa ile ilgili bir şey duydunuz mu? Ben yine özellikle şunu hatırlatmak istiyorum. Allah aşkına, Tunceli'ye gidiyor anamuhalefet partisinin Genel Başkanı, diyor ki 'Genel af çıkaracağız'. Bir defa anamuhalefetin Genel Başkanı sen bu yetkiyi nereden aldın? Sen genel af çıkarma yetkisini nereden aldın? Sana bu yetkiyi kim verdi? Biz parlamentonun yüzde 65'ne sahip olan AK Parti sana orada bir gıdım su içirmez su. Neyi çıkarıyorsun sen?
Biz şununla büyüdük: 'Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda! Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda, Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.' Sen neyin genel affını çıkarıyorsun? Bayrağımız kırmızı rengini nereden alıyor biliyor musun? O şehitlerimizin kanından alıyor. Sen, nereden aldın o yetkiyi de kalkıp böyle bir genel aftan bahsediyorsun. Kim veriyor sana bu yetkiyi? İşte MHP'li kardeşlerim şu anda kiminle ortaklık yaptığınızı anlıyor musunuz? Kiminle birlikte yola yürüdüğünüzü görüyor musunuz? Bu Anayasa değişikliğinin içerisinde bunlar var mı? Nereden çıktı bu? Çıkmış. Diyor ki 'Silopi'de olanlara hayır.' Ey benim MHP'li kardeşim, Silopi'de olan olayla bu Anayasa değişikliği maddelerinin yakından uzaktan alakası var mı? Bir tane madde mi var? Hedef saptırıyorlar ve şunu da söylüyorlar: 'Silopi'nin yolunu kesmek, bir başka Silopi yaşamamak için hayır.' Ne alakası var. Bu Anayasa değişikliğinin içinde böyle bir madde mi var? Gel seninle bunu konuşalım. Zaten 14 gün 14 gece Meclis'te Anayasa'yı konuşmadınız, başka şeyler konuştunuz. Hayatınız zaten bu. 3,5 sene bu ülkeyi yönetemediniz ve bırakıp kaçtınız. Neden? Çünkü bu bir ehliyet meselesi, liyakat meselesi. Şimdi de kalkıp, geliyorsunuz, Anayasa'yı konuşmuyor, başka şeyler konuşuyorsunuz. Gelin Anayasa'yı konuşalım.'
'Genel affı çıkaralım' diyen zihniyetle MHP'nin yönetici zihniyetinin aynı olduğunu söyleyen Erdoğan, teröristbaşının idam edilmeyeceğinin altında üç kişinin imzası olduğunu belirtti.
Erdoğan, şunları kaydetti:
'Sayın Ecevit, Sayın Bahçeli, Sayın Yılmaz, söz verdiniz. Televizyonlarda kendi sesinden de dinliyoruz. Ecevit, 'AİHM'e, şuraya, buraya sözlerimiz var. Dolayısıyla sözümüzün gereğini yerine getiriyoruz' diyor. Sonra da Sayın Bahçeli'ye soruyorlar. Verdiği cevap şu: 'Sayın Başbakan gerekli açıklamaları yaptı. Daha başka söyleyeceğim bir şey yok.' Ondan sonra geliyorsun bize bedel ödetmeye kalkıyorsun. Asla... Bizim kitabımızda böyle bir şey yok. Terörist başının affı diye bir şey yok. Bizim iktidarımızda da böyle bir şey asla ve asla olmayacaktır. Size böyle bir fırsat düşmez ya ama biz de böyle bir şey yok. Bu tür oyunlara gelenleri lütfen uyarın. Çünkü bunu maalesef yalan yanlış yazıyorlar ve bunu da partilerinin önüne asmak suretiyle iftara kampanyaları yürütüyorlar. Bunlar müfteridir ve karakterlerinin gereğini yapıyorlar. Bunlar 12 Eylül zindanlarında inim inim inletilen, idama gönderilen ülkücü arkadaşlarımızı, kardeşlerimizi bile 'uşak, zavallı' diye nitelendirecek kadar onlardan kopuktur.'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'CHP'nin eski genel başkanı teknik takiplere falan takılıyor. Telefon muhabbetleri filan oluyor bazılarının. Bu telefon muhabbetleri HSYK'nın üst kademelerine falan da yansıyor. 'İşte bir atama vardı da bununla ilgili bir söyleşi yaptık' filan falan. Bu ne muhabbet, bu ne muhabbet' dedi.
Başbakan Erdoğan, Partisince Konya Hükümet Meydanı'nda düzenlenen mitingde konuştu. CHP'nin eski genel başkanı Deniz Baykal'ın anasaya değişiklik paketini, Anayasa Mahkemesi ve HSYK'nın yapısı ile ilgili maddelerin çekilmesi halinde destekleyeceklerini açıkladığını söyledi.
Anayasa değişiklik paketi TBMM'den geçtikten sonra CHP'nin bunu Anayasa Mahkemesine götürdüğünü hatırlatan Erdoğan, 'Peki Anayasa Mahkemesi ne yaptı, ufak tefek bazı redaksiyonlar yaptı. Redakte ettikten sonra tamam dedi. Şimdi bunu götürebilirsiniz. Redakte edilmiş haliyle bunu biz milletimizin önüne getirdik mi? Peki ey CHP şimdi ne oluyor sana. Anayasa Mahkemesine gitti. Anayasa Mahkemesi redakte etti. Hani senin hukuka saygın vardı? Zaten diğerlerine 'evet' diyordun. Diğerini de redakte etti gönderdi. Şimdi niye 'evet' demiyorsun? bunların özüyle sözü ayrı. Bunlar akşam başka sabah başka' diye konuştu.
Anayasa Mahkemesi ve Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'ndaki (HSYK) değişiklikler hakkında da bilgi veren Başbakan Erdoğan, HSYK'ya 10 üyenin ilk derece mahkemelerindeki savcı ve hakimlerden seçilmesini HSYK'nın üst yönetiminin istemediğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
'HSYK'nın üst takımındakiler 'istemezuk' diyorlar. Çünkü bunlar 'istemezuk'çudur. Geçmişleri de hep böyle. Alttakilerin yanlarına gelmesini istemiyorlar. Çünkü oraya gelmek kolay değil. 15-20 yıllık hakim savcı olacaksın. Ya onları biz mi atadık? 7.5 yıllık iktidarız biz. Mülakat yapalım dedik. dediniz ki 'Kamera, kamera.' Bizden öncekiler kamerayla mı yaptı bunları? CHP'nin eski adalet bakanları Seyfi Oktay ve Mehmet Moğultay atadıkları 3 bin kişiyi kamerayla mülakat yaparak mı atadılar? Şimdi gelip bizi itham ediyorlar. CHP'nin şimdiki genel başkanıyla el ele kol kola dolaşıyorlar. CHP'nin eski genel başkan teknik takiplere falan takılıyor. Telefon muhabbetleri filan oluyor bazılarının... Bu telefon muhabbetleri HSYK'nın üst kademelerine falan da yansıyor biliyorsunuz. 'İşte bir atama vardı da bununla ilgili bir söyleşi yaptık' filan falan. Bu ne muhabbet, bu ne muhabbet? İşte bu devran değişiyor. Bu anayasa paketiyle şimdi bunlar değişiyor. Bu onları rahatsız ediyor.'
Mitinge katılan vatandaşlara 'Büyük Türkiye'ye evet mi', 'Güçlü Türkiye'ye evet mi', 'Bölgesinde, dünyada saygın bir Türkiye'ye evet mi', 'Demokrasi mücadelemizde, özgürlükler mücadelesinde, haklar hukuk mücadelemizde Konya arkamızda mı', 'Üstünlerin hukukundan hukukun üstünlüğüne geçmeye evet mi', 'devleti millete hizmetkar yapıyoruz buna evet mi' diye soran Erdoğan, 'evet' yanıtı aldı.
Başbakan Erdoğan, Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Romanı, Arnavutluk, Boşnağı, Romanı ile Türkiye'deki tüm insanları yaradandan ötürü sevdiğini söyledi.
Anayasa değişikliğinin, 'AK Parti'nin anayasa paketi', halk oylamasının da asla bir 'güven oylaması' olmadığını vurgulayan Erdoğan, 'Onu 2011'de yapacağız. Ancak hedef saptırıyorlar, bunu bir güven oylaması gibi göstermek istiyorlar. Gelin bu paketi konuşalım diyoruz. Başka şeyler konuşuyorlar, doğru da konuşmuyorlar. Çünkü söyleyecekleri bir şey yok. Bu bir millet projesi. İki seçenek var ya darbe Anayasası diyeceğiz ya milletin anayasası diyeceğiz' dedi.
CHP, MHP, BDP, Türkiye Komünist Partisi, İşçi Partisi, YARSAV ve 'malum medyanın' hayırcı cepheyi oluşturduğunu belirten Erdoğan, başörtülü kızların üniversitede okumasını sağlayacak kanun değişikliğinin TBMM'den geçtiği günün ertesinde 'malum medyanın' en çok satan gazetesinin '411 el kaosa kalktı' diye manşet attığını söyledi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Hani siz inanç özgürlüğünden, inanç özgürlüğünden yanaydınız. Ama bunlar maalesef bu ülkeyi ayrıma tabii tutanlardır, beyaz Türkler, zenci Türkler diye. Bunlar benim milletime 'göbeğini kaşıyanlar' diyecek kadar sefil. Bunları köşelerinde yazdıranlar, benim vatandaşıma 'bidon kafalı' diyecek kadar ileri giden zihniyettir. Şimdi hepsi hayır cephesinde toplandılar, bir araya geldiler.
13 Eylül'de bu cepheyi tüm 73 milyon olarak özgürlükler haritasıyla, barış haritasıyla, ileri demokrasi özlemiyle gelin yeniden şekillendirelim. ben anayasa paketini konuşuyorum. Neler yaptık, neler ettik bunlara girmiyorum. Onların zaten bu ülkede dikili ağaçları yok. Şimdi darbe anayasasını savunuyorlar. Darbe anayasasında toplandılar. Güle güle kullansınlar. Ama biz milletin anayasasıyla aydınlık yarınlara yürüyeceğiz. Çünkü Türkiye artık 27 Mayıs, 12 Eylül anayasalarıyla geleceğe yürüyemez. Biz bunu aşıyoruz. Artık Türkiye 1940'ların anlayışıyla yoluna devam edemez. Onun için biz bu değişikliklerin adımı attık. 1960 darbesinin izini silmek için bu adımı attık. 12 Eylül darbesinin izini silmek için bu adımı attık. Bizim attığımız adımda bu var. İşte bunu hazmedemeyenler şimdi iftira yalan kampanyalarıyla bir şeyler yapmaya gayret ediyorlar. Ancak başaramayacaklar. Oluşturdukları 'hayır' cephesi, o statükocular, inşallah 13 Eylül'de yeni dönemi görecekler. Yeni dönem farklı olacak yargıya her zaman kendi arka bahçesi olarak bakanlar, yargının kendilerinin arka bahçesi olmadığını benim milletimin ön bahçesi olduğunu görecekler.'
Konya'nın her zaman kendilerini desteklediğini belirten Başbakan Erdoğan, 'evet' oylarının Konya'da yüzde 100'lere dayanmasını istediğini dile getirdi. Anayasa değişiklik paketindeki değişiklikleri sayan Başbakan Erdoğan, vatandaşlara 'evet mi' diye sorarak, onlardan 'evet' yanıtı aldı.
Anayasa değişikliğinin yeterli olmadığını dile getiren Erdoğan, çok daha geniş tabanlı bir anayasanın anahtarının bu anayasa değişikliği olduğunu söyledi.
Konya'da yaptıkları yatırımları da anlatan Başbakan Erdoğan, Konya Ovası Projesi ile ovanın kuruyan dudaklarını sulayacaklarını ve dünyanın en bereketli toprakları haline getireceklerini ifade etti.
Hızlı trenin olağanüstü bir durum olmaması halinde yıl sonunda test sürüşlerine başlayacağını bildiren Erdoğan, hızlı tren ile Konya'dan Ankara'ya 1.5 saatte ulaşmanın mümkün olacağını söyledi. Erdoğan 'Türkiye'yi demir ağlarla biz örüyoruz bu bize nasip oluyor' dedi.
Başbakan Erdoğan, 17 Aralık'ta Şeb-i Arus törenleriyle Mavi Tüneli tamamlayacaklarını kaydederek, 117 yıllık rüyanın böylece gerçeğe dönüşeceğini kaydetti.
Kentteki vakıf eserlerini onardıklarını anlatan Erdoğan,
'CHP iktidarı zamanında buradaki medrese, cami, buralar ahır olarak bile kullanıldı. Atatürk'ün İsmet İnönü'ye yazılı talimatı var 'burayı hallet' diye. Onlar halledemedi, ama biz hallettik. Onu da biz restore ettik. Geçmişte ne vardı bugün ne var bunları bilelim. Yeni kuşaklar da bunları bilsin. Ben de bilmiyordum. Önüme şimdi belgeler geldikçe görüyorum ve öğreniyorum. Tarih ne demek tarih? Tarihi olmayanın geleceği de olmaz. Niye inkar ediyoruz? Güçlü tarihimizi öğrenelim, geleceğe de güçlü yürüyelim. Ama bize maalesef hep yalan söyleyen tarihi anlattılar. Biz şimdi doğrusunu öğreniyoruz.'
Rize'deki heyelanda hayatını kaybeden vatandaşlara rahmet, yakınlarına başsağlığı dileyen Erdoğan, pazartesi günü Rize'ye gideceğini söyledi.
Pakistandaki sel felaketi için açılan yardım kampanyalarında toplanan bağışlar hakkında da bilgi veren Erdoğan, Konyalılardan kampanyaya destek olmalarını istedi.
Başbakanlık'ın hebasında 27 trilyon, Diyanet'in hesabında ise 30 trilyon toplandığını kaydeden Erdoğan, kampanya kapsamında Pakistan'da kalıcı mahalleler oluşturmayı planladıklarını anlattı.
Erdoğan, eşi Emine Erdoğan, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ile Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf ile bir grup gazeteci ve iş kadınının önümüzdeki hafta içinde Pakistan'a gideceğini söyledi.