CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "12 Eylülde, sivil dikta Anayasasına 'hayır' demeliyiz' dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Dokunulmazlıkları söz verdiğin halde kaldırmayacaksın, yargıyı ele geçirmek için özel düzenlemeler yapacaksın, sonra, 'Biz bunu hap gibi yaptık' diyeceksin. Bu millet, bu hapı yutmaz, yutmamalı. 12 Eylülde, sivil dikta Anayasasına 'hayır' demeliyiz' dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grubunda, Anayasa değişikliğiyle getirilen düzenlemelere işaret etti.
Engellilere pozitif ayrımcılık getirildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a, 'Kamuda 53 bin engelli kadrosu boş. Buraya engellileri atamak için Anayasa değişikliği şart mı? Sadece idari karara ihtiyaç var, niye atamıyorsunuz?' diye sordu.
Kılıçdaroğlu, engellileri kandırarak, engellilerin oyunu alacaklarının sanıldığını ancak engellilerin bu oyuna gelmeyeceğini kaydederek, 'Sizin koyduğunuz engeli de engelliler aşacaktır' dedi.
Çocuklar için de pozitif ayrımcılık getirildiğini diğer yandan 220 bin çocuğun okula gitmediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, 'Bu çocukları okula kazandırmak için Anayasa mı engeldi, niye yapmadınız, elinizden kim tuttu, muhalefet mi engel oldu; hayır. Binlerce çocuk da sokakta çalışıyor. Sanıyorlar ki bunu yaptıklarında okula gitmeyen, sokakta çalışan çocukların aileleri, çocukların sorunu çözüleceği için koşa koşa Anayasaya 'evet' diyecek. Bu tuzağa kimse düşmemeli' diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, kişisel verilerin gizliliğinin de Anayasa hükmü haline getirildiğini, bunun yasasının zaten var olduğunu belirterek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, verilerin gizli olmasına rağmen TEKEL işçilerin banka hesaplarını açıkladığını hatırlattı.
Özel yaşamın gizliliğiyle ilgili düzenlemeye de işaret eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Bu Hükümetten önce biz, telefonlarla rahat konuşmuyor muyduk? Ulaştırma Bakanı, 'telefonlarınızın dinlenmesini istemiyorsanız, telefonla konuşmayın' demedi mi? Anayasa hükmü haline getirseniz ne olur getirmeseniz ne olur, siz zaten dinliyor, dinletiyor, dinleyenlere kucak açıyorsunuz, onların sırtını sıvazlıyorsunuz, ama işinize gelmeyenleri de Silivri'ye gönderiyorsunuz.
Bilgi edinme hakkıyla ilgili düzenleme de geliyor ama zaten yasası var. Burada da ikiyüzlü bir politika izliyorlar. Milletvekillerinin sorduğu sorulara, Hükümetin 15 gün içinde cevap vermesi gerekirsen 8 yıl içerisinde 7 bin 37 soru önergesine ya cevap verilmemiş ya süresinden sonra verilmiş. 8 yıldır cevap verilmeyen soru önergelerinin olduğunu biliyorum.'
Ekonomik Sosyal Konseyin de Anayasa değişikliğinde yer aldığını anımsatan Kılıçdaroğlu, ilgili yasaya göre konseyin 3 ayda bir toplanması gerekirken, neredeyse 3 yıldır toplanmadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, 'Sen kanunu uygulamıyorsun, çıkardığın yasaya saygılı değilsin, çıkardığın yasaya uymuyorsun, senin Anayasaya uymanı kim bekler? Halkın gözünü boyamak...' dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Anayasa değişikliğiyle disiplin kararlarına yargı yolunun açıldığına işaret ederek, Bakanların, bürokratların yargı kararlarına uymadığı için tazminata mahkum olduğunu belirtti.
Kılıçdaroğlu, bunların, 'AK Parti'nin, ikiyüzlü politikaları olduğunu' savunarak, temel amaçlarının 'hak, özgürlük demokrasi değil, Yüce Divandan kurtulmanın yolu olarak, yargıyı ele geçirmek' olduğunu öne sürdü. Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
'Dokunulmazlıkları söz verdiğin halde kaldırmayacaksın, yargıyı ele geçirmek için özel düzenlemeler yapacaksın, sonra diyeceksin ki 'biz bunu hap gibi yaptık' Bu millet, bu hapı yutmaz. Hapı yutmamalıdır. Vatandaşımız bilinçli, sandığa gitmeli, eğriyi doğruyu ölçmeli ve ona göre oyunu kullanmalıdır. AKP'nin ikiyüzlü politikaları çok açık ve net ortada, bu politikalara halkımız tutsak olmamalı. Doğrusu neyse o bağlamda düşünmeli, kararını vermeli. Bu Hükümet özgürlükleri getiren, hakları genişleten bir hükümet değildir. Hatta bu Anayasa düzenlemesiyle şikayet hakkı, yargıya başvurma hakkı gibi haklar elinden alınmaktadır. Daha dikkatli, tutarlı, olayları sorgulayan, Türkiye'nin geleceğini düşünen bir anlayışla sandığa gidip, 12 Eylül'de 12 Eylül'ün uzantısı olan bu Anayasaya, 12 Eylül Anayasasına nasıl 'hayır' diyorsak, sivil dikta Anayasasına da aynı gerekçelerle 'hayır' demeliyiz.'