Ergenekon ve Balyoz gibi siyasi krizler yabancıyı da korkuttu. Türkiye'ye, yabancı yatırımcı girişleri 2009 yılında yüzde 58 azalarak, 7,6 milyar dolar olarak gerçekleşti. YASED Başkan Yardımcısı Adnan Nas, yatırımcının öngörülebilirlik olan bölgeye gittiğini belirterek, 'Türkiye'deki siyasi ortam bu açıdan hala riskli' dedi
Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED), Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü (UNCTAD) tarafından hazırlanan 2010 Dünya Yatırım Raporu açıklandı. Rapora göre, Türkiye'ye uluslararası doğrudan yatırım girişlerinde 2008 yılında düşüş yüzde 18 iken, 2009'da bu oran 58 olarak gerçekleşti.
Türkiye, 2009 yılındaki 7,6 milyar dolarlık giriş ile dünya genelinde en fazla doğrudan yatırım çeken 32. ülke olurken, bu miktar ile 2008'de yer aldığı 20. sıradan 12 sıra gerilemiş oldu. YASED Başkan Yardımcısı Adnan Nas, AB'deki borç krizi, kredi notu ve siyasi öngörülebilirliğin yatırımların düşmesinin sebepleri arasında başı çektiğini belirtti.
Bunlar arasında en fazla dikkat çeken konunun siyasi ortam olduğunu vurgulayan Nas, Türkiye'de son zamanlarda düzelme olsa da siyasi ortamın yatırımcıya tam olarak güven vermediğini söyledi. Yatırımcının ülkede önünü görebildiği alanlara kaydığını ifade eden Nas, Türkiye'de yarın ne olacağının belli olmadığını belirterek, yatırımcının bu sebeplerden dolayı Türkiye'den kaçtığını ifade etti.
Rapora göre en fazla uluslararası yatırım yüzde 37 düşüşle 1,114 trilyon dolar olarak gerçekleşirken, doğrudan yatırım çeken ilk beş ülke ise ABD, Çin, Fransa, Hong Kong ve İngiltere oldu. YASED Genel Sekreteri Mustafa Alper, Gelişmekte olan ülkelerin (BRIC) hem girişler hem de çıkışlardaki paylarının önemli ölçüde arttığını söyledi. 2009 yılında uluslararası doğrudan yatırımların gelişmiş ülkelerde yüzde 44 düşüşle 566 milyar dolara, gelişmekte olan ülkelerde ise yüzde 27 düşüşle 548 milyara gerilediğini belirten Alper, gelişmiş bölgelerin doğrudan yatırımlardan aldıkları payın azalırken, gelişmekte olan bölgelerin paylarının arttığına dikkat çekti.
Öte yandan AK Parti döneminde Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ne 25 milyarlık yatırım yapıldığı açıklandı. AK Parti Tanıtım ve Medya Başkanlığı tarafından hazırlanan raporda, partinin iktidarı süresince, bölgeye eğitimden sağlığa, tarım ve hayvancılıktan barınmaya kadar pek çok alanda yatırım yapıldığı ifade edildi.
YASED Uluslararası Yatırımcılar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Piraye Antika da, geçtiğimiz aylarda, 2010'un ilk üç aylık döneminde uluslararası doğrudan yatırımlarda yüzde 40'lık düşüş yaşandığını söylemiş ve şunları aktarmıştı: “2010 yılının ilk çeyreğinde gerçekleşen yatırım tutarı 1 milyar 476 milyon dolar. 2009'un ilk çeyreğiyle karşılaştırıldığında bu rakam yüzde 40'lık düşüşü ifade ediyor” YASED Genel Sekreteri Mustafa Alper, 2009 yılında, en büyük uluslararası doğrudan yatırımcılar olarak ABD ve Fransa başta gelirken, gelişmiş ülkeler kaynaklı yatırımların toplam uluslararası doğrudan yatırımların yüzde 75'ini oluşturduğunu belirtti.
YASED'de geleceğe yönelik beklentiler kaygı uyandırıken, yönetim kadrosu ise bundan endişeli. Yatırımcının ülkede önünü görebildiği alanlara kaydığını ifade eden YASED Başkan Yardımcısı Adnan Nas, Türkiye'de yarın ne olacağının belli olmadığını belirterek, yatırımcının bu sebeplerden dolayı Türkiye'den kaçtığını ifade etti. UNCTAD temsilcisi Kalman Kalotay ise ortaya çıkan tabloyla ilgili dünya ekonomisinde kırılganlığın devam ettiğini, global uluslararası doğrudan yatırım akışlarında 2009 yılındaki keskin düşüşün ardından 2010 yılında hafif bir toparlanma beklendiğini, kriz öncesinde aşılmış olan 2 trilyon dolar seviyesine ise ancak 2012 yılında tekrar ulaşılmasının mümkün olabileceğini belirtti. Ayrıca hafta sonu Yeni Şafak sayfalarında yer alan JCR Eurasia Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Ökmen'in açıklamaları da YASED'i doğruluyor. Türkiye'nin ekonomik performansı yurtiçi ve yurtdışında takdir toplarken, bu durum yeni not artışı beklentilerine yol açtı. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları ise reyting için ekonomik performansın tek başına yeterli olmadığını belirtiyor. JCR Eurasia Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Ökmen, bir ülkenin notunu ekonomisinden ziyade politik yapısının belirlediğini söyleyerek, "Türkiye'de siyasi risk ve darbe söylemleri olduğu sürece notlar istenilen seviyede olamaz" demişti.