Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde yer alan sınır illerinden vergi alınmamasını istedi.
Tüzmen, Mardin Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen TÜRKONFED Başkanlar Kurulu Toplantısında yaptığı konuşmada, Mardin'in 2002 yılında 23 milyon dolar olan ihracatının, 2008 yılında 440 milyon dolara ulaştığını belirterek, bu ihracatın sadece Mardin gümrüklerinden yapılan ihracat olduğuna dikkat çekti. Tüzmen, bunun olağanüstü bir performans olduğunu belirterek, Mardin'in tüm şehirlere örnek olduğunu kaydetti.
Küresel ekonomik kriz nedeniyle Japonya'nın son 3 aylık ihracatında yüzde 48, Çin'in 3 aylık ihracatında yüzde 30, Türkiye'nin ise son 3 aylık ihracatında yüzde 32 azalma olduğunu ifade eden Tümen, “Dünyada bu sıkıntılar varken. Bu bölgede ihracat artışı var. Bunun en önemli nedenlerinden birisi komşu ülkelere ihracat yapılmasıdır. Son 3 ayda Suriye'ye yapılan ihracatta yüzde 40, Irak'a yapılan ihracatta yüzde 70, Mısır'a yapılan ihracatta ise yüzde 140 artış var. Komşu ülkeler stratejisi doğru stratejidir” dedi.
Tüzmen, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerindeki sınır illerinden alınan vergi miktarının, toplam vergi gelirlerinin yüzde ikisini oluşturduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
“Bu oran hiçbir şey değildir. Doğu ve Güneydoğu'daki sınır illerinden 20 yıl süresince vergi almayalım. Bu uygulanırsa kurumlar ve gelir vergisi almadığınız zaman bu ellerdeki hane halkının geliri artacak, beraberinde esnafın geliri yükselecek. Arkasından yatırımcı buraya gelir. AB'ye girene kadar bu yapılabilir. Adına bölgesel kalkınma denebilir.
Son Irak'a gittiğimde sınıra serbest bölge kurulmasını teklif ettim. Benzeri Amerika-Meksika sınırında bulunmaktadır. Kabul gördü. Şimdi onlarla Irak'ın en geniş kapsamlı anlaşmasını yaptık. Önümüzdeki ay sonuna doğru Basra, Bağdat ve Erbil'e gideceğiz. Bizim kardeşlerimizin, arkadaşlarımızın yaşadıkları yerler. Bu elbise bize dar geliyor. Siyasi olarak çizilen sınırlar bizim akrabalık ve kardeşlik ilişkilerimizi çok rahatsız ediyor. Bizim komşu ülkelere gittiğimizde dil sorunumuz yok. Komşu ülkelere yapılan ihracat 2002 yılında 9 milyar dolardan 57 milyar dolara ulaştı. Toplam ihracatımızın yüzde 40'ını komşu ülkelere yapılan ihracat oluşturuyor. Bize bir iki kapı yetmeyecek. Zengin bir Irak ve Suriye Türkiye'nin zenginliği, zengin Türkiye bu ülkelerin zenginliğidir. Irak'a yapılan ihracat 60 milyon dolardan 5 milyar dolara yükseldi. Bölgedeki iş adamlarının büyük katkılarıyla Irak krizde ilaç haline geldi. 2008 yılında dokuzuncu en büyük pazarımız Irak. Bu yılın ilk 3 ayında ikinci en büyük ihracat pazarımız. Kriz nedeniyle ikinciliğe yükseldi.”
Türkiye'nin 333 milyar dolar dış ticaret rakamına ulaştığını hatırlatan Tüzmen, bu yıl için de 2010 yılı için de bu rakamın çıkmayacağını, 2011 yılında ise zorlanarak devam edeceğini anlattı. Tüzmen, şöyle devam etti:
“2013'ün sonunda 200 milyar dolarlık ihracatımızı revize etmiş değilim. O halen duruyor. 2023 yılındaki 500 milyar dolarlık ihracat hedefimizi revize etmiş değilim. Buna ulaşacağız. Bunu göreceksiniz. 3 aylık siparişlerde ciddi düzelme var. Türkiye artık ciddi şekilde kendi ürettiği ürünleri dış pazarlara satabilecek şekle getiriyor. Kur bu şekilde kaldığı zaman dışardan ara malı girişi de azalır. Tarihimizde ilk defa dış ticaret fazlası, cari işlemler fazlası veriyoruz. Bu beni mutlu etmiyor. Çünkü daralan bir ekonomide bu şekilde cari fazla veriyorsunuz, istihdamdan kaybediyorsun. Daralan bir ekonomide bir ekonomi, işsizlik demektir.
Burada herkes bir şey öğrendi. Türk lirasının değerli, değersiz olmasını bir kenara bırakalım. Önemli olan kur değeridir. Bakın bugün ithalat neden azalıyor. Çünkü ithalat artık pahalı hale geldi. Avro ve doların değeri yükseldiği zaman ithalat pahalı hale gelince üretici mecburen içerideki ara malından almak zorunda kalıyor. Dışarıdan gelen iplik yerine şimdi kendi ipliğimizi kullanıyoruz. Ben dolaştım gördüm. Rekabetçiliği koruyabilmek için istihdam sağlayabilmek için bu şekilde bir takım düzenlemeye ihtiyaç var. İlk defa ihracatta artış ithalatta azalış görüyorsunuz. İhracatın düşüş hızıyla karşılaştırdığımız zaman ithalata iki misli daha hızlı düşüyor. Otomotivde düzenleme yapıldı. Tekrar rakamlar yükseldi. Bu tür düzenlemeler yaparak bu dönemi geçirmek gerek.”