Bakanlar Kurulu toplantısı sona erdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Başbakanlık Merkez Bina'da gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısı sona erdi. Toplantı 5 saat 40 dakika sürdü.
Hükümet, Avrupa Birliği (AB) ile müzakere sürecinde 4 yıllık yol haritasını oluşturan üçüncü Ulusal Program taslağını hazırladı. 400 sayfalık taslak AB ile uyum çerçevesinde 131 yasal düzenleme yapılmasını öngörüyor. Giriş, siyasi kriterler, ekonomik kriterler ve üyelik yükümlülüklerinin güçlendirilmesi bölümlerinden oluşan taslak, siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının görüşüne sunulacak.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu Toplantısı 5 saat 40 dakika sürdü. Toplantının ardından bir açıklama yapan Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, kurul gündemine ilişkin bilgi verdi. Toplantıda ağırlıklı olarak AB ile ilişkilerin değerlendirildiğini belirten Çiçek, Türkiye-AB ilişkilerinin yoğunlukla başladığı dönemden bu yana 2001 ve 2003 yıllarında iki kez Ulusal Program hazırlandığını, üçüncüsünün de bugünlerde hazırlanması gerektiğini kaydetti. Türkiye'nin müzakere yapan bir ülke olduğunu, AB'nin Türkiye'den beklentilerini Katılım Ortaklığı Belgesi ile bildirdiğini anlatan Çiçek, bugünkü Bakanlar Kurulu Toplantısı'nda Ulusal Program ile ilgili çok kapsamlı bir değerlendirme yapıldığını söyledi. Çiçek, Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın hazırlanan taslak ile ilgili siyasi partilerle de bir görüşme yapacağını, bu programın içeriği hakkında siyasi partileri bilgilendireceğini kaydetti. Son bir değerlendirme yapıldıktan sonra Ulusal Program'ın kitap haline getirilerek, kamuoyuna açıklanacağını belirten Çiçek, Ulusal Program taslağının 400 sayfadan oluştuğunu ve 4 bölüm halinde hazırlandığını bildirdi. Taslağın giriş, siyasi kriterler, ekonomik kriterler ve üyelik yükümlülüklerinin güçlendirilmesi bölümlerinden oluştuğunu ifade eden Çiçek, "Bu bölümler içerisinde Türkiye, önümüzdeki 4 yıl içerisinde neleri yapmayı öngörüyorsa bu taahhütleri ifade etmektedir. Bunlar 131 yasal düzenleme gerektirmektedir. Bunların hepsi uyum çerçevesindeki yasa değişiklikleridir. Bunların kısa vadeli olanları 1 ve 2 yıl içerisinde, orta vadeli olanların da 3 veya 4 yıl içerisinde yapılması gerekiyor" diye konuştu.
Siyasi kriterler arasında Ombudsmanlık Yasası, Yargının İşlevselliği, Sendikal Haklar gibi düzenlemelerin yer aldığını hatırlatan Çiçek, 131 yasanın ya siyasi kriterler ya da ekonomik kriterlerle ilgili olduğunu söyledi. Taslakta, 342 tane tüzük, yönetmelik gibi ikincil düzenleme olduğunu, 473 adet 33 fasılla ilgili bazı düzenlemelerin bulunduğunu belirten Çiçek, "Ayağı yere basan bir programdır" dedi. Çiçek, hükümette bu taslağı görüştüklerini, daha sonra siyasi partilerle ve sivil toplum kuruluşlarıyla da görüşülüp nihai şeklini vereceklerini vurguladı.
Açıklamalarının sonunda gazetecilerin sorularını cevaplayan Çiçek, 'Ulusal Program'da anayasa değişikliği de taahhüt edildi mi?' sorusu üzerine, şunları söyledi:
"Tabiatıyla 131 yasanın bir kısmının anayasa ile bağlantısı olacaktır. Eğer yeni bir anayasa yapılmayacaksa bile bu düzenlemelerin AB müktesebatına uyumunu sağlamak bakımından en azından bazıları açısından bir anayasa değişikliğinde zaruret var. Bunun en somut örneği Ombudsmanlık Kanunu'dur. Bir kısım siyasi kriterler açısından da bu manada bir anayasa değişikliğine ihtiyaç olacaktır. Ama yeni bir anayasa olacaksa bütün bunları da hesaba alan yeni bir anayasa gerçekleşebilir. Ama bu hükümetin konusu değil, parlamentonun ve siyasi partilerimizin üzerinde duracağı bir konudur. Ümit ederiz 2008-2009 yılları bu konu açısından verimli bir yıl olur."
Çiçek, 'Bu dönem AK Parti'nin anayasa çalışması akamete uğradı. Önümüzdeki yasama döneminde anayasa değişikliği konusunda önemli mesafe kat edilecek mi?' sorusu üzerine, AK Parti'nin çalışmasının akamete uğramadığını söyledi. Anayasanın yetersizliğini birçok kuruluşun ve kişinin dile getirdiğini hatırlatan Çiçek, bir ihtiyaç olduğu için AK Parti'nin kendi açısından bir hazırlık yaptığını, bunu olumlu bulanlar da, olumsuz bulanlar da olduğunu bildirdi. Bu değişikliğe en hazır partinin AK Parti olduğuna işaret eden Çiçek, "Böyle bir değişikliğe ihtiyaç olduğunu söyleyenler bu sürece katkı vermelidir. Nasıl bir değişiklik istiyorlarsa bunu demeç olarak değil bir proje olarak ortaya koymaları gerekir. Türkiye'de en kolay şey demeç vermektir. Bu sürecin asıl sahibi TBMM'dir. 131 yasal düzenleme AB açısından önem arz ediyor. Bunların bir kısmının anayasa ile bağlantısı olacaktır. 3-5 maddelik bir değişiklik olmazsa yeni bir anayasa yapılır, değilse bu düzenlemelerin anayasal dayanağını bulabilmek için anayasa değişikliği de gerekebilir" değerlendirmesini yaptı.
Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Kafkas İttifakı'na Ermenistan'ın da dahil edilmesi konusunda Erivan yönetimiyle doğrudan bir temas kurulmadığını belirterek, "Ermenistan ile görüşmesi gerekenler varsa görüşürler" dedi.
Bakanlar Kurulu gündemine ilişkin bilgi veren Çiçek, toplantıda Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan Sulama Eylem Planı'nın da görüşüldüğünü açıkladı. Küresel ısınmaya paralel olarak ciddi kuraklık yaşandığına işaret eden Çiçek, Çevre Bakanlığı ve Devlet Su İşleri tarafından eldeki su kaynaklarının en verimli şekilde kullanılması için eylem planı hazırlandığını kaydetti. Çiçek, 2008-2013 yıllarını kapsayan bin 543 projeden oluşan eylem planının su kaynaklarının verimli şekilde kullanılması, su
taşkınlarının önlenmesi, yeni sulama teknikleri gibi projelerin yer aldığını bildirdi.
Toplantıda Kafkasya'daki gelişmelerin de ele alındığını belirten Çiçek, Türkiye'nin çevresinin istikrarsızlıklarla dolu olduğunu, son dönemde de dünya dengelerini bozacak bir gelişme yaşandığını söyledi. Türkiye'nin bu gelişmelerden doğrudan etkilendiğini kaydeden Çiçek, "Bu nedenle konuyu yakinen takip ediyoruz. Türkiye kendi imkanları çerçevesinde konuya barışçıl çözüm için ciddi bir dış politika gayreti içindedir. Türkiye burada coğrafi esaslı bir işbirliğini amaçlamaktadır" diye konuştu. Çiçek,
Başbakan Erdoğan'ın Rusya ve Gürcistan'a yapmış olduğu ziyaretle ilgili kurula bilgi verdiğini ifade etti.
Pakistan'da Pervez Müşerref'in istifasının da kurulda gündeme geldiğini anlatan Çiçek, Pakistan'ın Türkiye için öneminin farklı olduğunu, iki ülke halkları arasında sevgiye, saygıya dayalı bir kardeşlik ilişkisinin olduğunu vurguladı. Çiçek, "Ümit ediyoruz ki bu gelişmeler Pakistan'da huzurun, barışın, istikrarın sağlanması yönünde değerlendirme konusu olur. Bizim temennimiz odur. Sayın Dışişleri Bakanı istifayla ilgili kısa bir bilgi vermiştir" şeklinde konuştu. Gazetecilerin 'Pervez Müşerref'in
Türkiye'ye gelmek istediği yönündeki talepler var' yönündeki hatırlatması üzerine Çiçek, "Bize gelmiş bu türlü bir bilgi yok. Bize resmen intikal etmiş bir durum yok" karşılığını verdi.
Çiçek, 'Kafkas İttifakı'na Ermenistan'ın da dahil olması isteniyor. Bu çerçevede herhangi bir temas olacak mı?' sorusu üzerine ise şunları söyledi:
"Türkiye olarak bizim gündeme getirdiğimiz girişim Kafkasya'da istikrar ve işbirliği içindir. Zaten böyle bir platformun gündeme gelmesi, böyle bir çabanın proje olarak ortaya konulması Kafkaslar'da problemin olduğunu gösteriyor. Bu problemlerin askeri yollarla güç kullanarak değil, barışçıl yollarla çözümü için adım atılmalı. Türkiye'nin çabası budur. Bu düşüncesini dolaylı veya dolaylı açıyor. Rusya ve Gürcistan'a açtı, çarşamba günü Azerbaycan ile de görüşülmek suretiyle 4 ülke olacak. Geriye
Ermenistan kalıyor. Onunla da görüşmesi gerekenler varsa zaten görüşürler. Biz bu niyetimizi ortaya koymaya çalışıyoruz. Bu işbirliği gerçekleşebilirse hem bölge hem dünya rahatlamış olur."
Ermenistan ile doğrudan bir temas kurulmadığını vurgulayan Çiçek, "Bizim önyargımız yok. Bir kısım önemli konuların olduğu ortadadır. Bunları Türkiye gözardı ederek fikir geliştiriyor değildir" dedi.