Birinci 'Ergenekon' davasının tutuksuz sanığı sanık Süleyman Esen, Mahkeme Heyeti Başkanı Şengün'ün 'Alparslan Arslan ile aranızda bu kadar samimiyet varken sizi niye suçluyor?' ve 'Niçin, niye soru burada düğümleniyor?' şeklindeki soruları üzerine, Arslan'ın beyanlarına şaşırdığını söyledi
Birinci 'Ergenekon' davasının tutuksuz sanığı Süleyman Esen, Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün'ün, 'Alparslan Arslan ile aranızda bu kadar samimiyet varken sizi niye suçluyor?' ve 'Niçin, niye soru burada düğümleniyor?' şeklindeki soruları üzerine, Arslan'ın beyanlarına şaşırdığını söyledi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada çapraz sorgusu yapılan Esen'e üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu, Ayhan Akbal adlı kişi üzerine kayıtlı telefon numarasını tekrarlayarak, bu numara ile kiminle konuştuğunu sordu.
Esen de bu telefon numarasının ticaretle uğraşan ve bir müvekkilinin tanıştırdığı arkdaşı Salih Yaşar'a ait olduğunu ve onunla konuştuğunu kaydetti.
Haşıloğlu, Esen'e, 'Bu kişinin Alparslan Arslan ile 4 Mart 2006'dan itibaren 262 kez, Salih Kurter ile 2001'den itibaren 688 kez, sizinle de 8 Kasım 2004'ten itibaren bin 400 kez görüşmesi var. Salih Yaşar adlı kişiyi Salih Kurter ile siz mi tanıştırdınız' diye sordu.
Esen de 'Salih Yaşar ile iş konusunda görüşüyorduk. Bir müvekkilim aracılığıyla tanıştım. Salih Kurter'in evine ben götürmedim. Benden önce de gelir gidermiş. Şimdi çay bahçesi işletiyor' yanıtını verdi.
Haşıloğlu, Alparslan Arslan'ın, 'Bombaları Süleyman Esen'den aldığını söylediğine, onun da devlet ile ilişkili çevresinden bulduğunu anlattığına' dikkati çekti. Esen de Alparslan Arslan'a bomba vermediğini tekrarladı.
Üye hakim Haşıloğlu'nun, 'Enişteniz Özel Kuvvetlerde görev yaptı mı?' sorusunu da Esen, 'Ankara'da çalıştı, Özel Kuvvetler olarak geçen yerde çalıştı' diye yanıtladı.
Mahkeme Heyeti Başkanı Şengün, Esen'e, 'Alparslan Arslan'ı okul yıllarından beri tanıyorsun. Meslekte ayrı bürolarda çalıştınız. Samimiyetiniz var. Evine gidip sabahlara kadar kalıyorsun. Sohbetlere katıldığın olmuş' dedi.
Esen de Arslan ile arsındaki ilişkinin samimiyete dayalı olmadığını ifade etti.
Şengün, Arslan'ın Ankara'ya gittiğinde Esen'e 'memlekete gidiyorum' dediğini ve Ankara'daki tartışma sonrasında da Esen'i aradığını ifade ederek, şöyle devam etti:
'Yakalandıktan sonra da Arslan'ın kız kardeşi sizi arayarak, 'ağabeyim için avukat olarak bakar mısın?' diyor. Bayağı bir samimiyet var. Böyle bir ortamda Arslan ilk olarak senin ve Aykut Metin Şükre'nin ismini vermedi. Sonra sizin isimlerinizi veriyor. Ardından bombaları aldığını söylediği sizden vazgeçiyor. Silahları aldığını belirttiği Şükre hakkındaki beyanlarına devam ediyor. Buradaki yargılama sırasında da bombaları sizden aldığı şeklindeki beyanına geri dönüp, sizi suçluyor. Aranızda bu kadar samimiyet varken sizi niye suçluyor? Sizin hakkınızda niçin böyle bir şey söylesin? Avukat olarak bunun muhakemesini yaptınız mı? Arslan'ın sonuna kadar sizinle teması var, niye sizi suçluyor?'
Esen de bunun sebebini kendisinin de bilmediğini belirterek, 'Demek ki samimi değilmiş' dedi.
Bunun üzerine Başkan Şengün, 'Niçin, niye soru burada düğümleniyor' diye sordu.
Bu arada izleyicilerin sırasında oturan Süleyman Esen'in babası, 'Mahkeme heyeti, bir konuyu arz edeyim. 40 gün sonra bu olay oğlumun üzerine çiziliyor' diye bağırdı. Esen'in babası, Şengün'ün uyarısının ardından salondan çıkarıldı.
Şengün, Esen'e 'Babanın bildiği bir şey varsa bunun yöntemi var. Böyle bağırarak değil. Baban ayrıca emekli polis memuru' diyerek, Arslan ile olan samimiyetinin sonucunun bu noktaya neden vardığını sordu.
Esen de 'Niye buraya vardığını bilmiyorum. Beni tanıyan arkadaşlar da ben de Arslan'ın beyanlarına şaşırdık' dedi.
Şengün ise 'Açıklaması bu mu?' diye sordu.
Süleyman Esen'in çapraz sorgusunun tamamlanmasının ardından Başkan Şengün, duruşmayı yarın saat 09.00'a erteledi.