Hafta sonu İstanbul'u yine yağış bekliyor

Aa
00:009/09/2009, Çarşamba
G: 9/09/2009, Çarşamba
Yeni Şafak
Hafta sonu İstanbul'u yine yağış bekliyor
Hafta sonu İstanbul'u yine yağış bekliyor

İstanbul Valisi Muammer Güler, iki günde,  sağanak yağışın yol açtığı sel felaketinde, 20 kişinin bugün İstanbul'da, 3 kişinin de dün Silivri ve Çatalca'da hayatını kaybettiğini, 8 kişinin de kayıp olduğunu bildirdi.



Vali Güler, AKOM'da düzenlediği basın toplantısında, valilik emrine gerekli kaynakların sağlandığını, ilk yaptıklarının can güvenliğini sağlamaya yönelik faaliyetler olduğunu, bugünden itibaren Silivri ve Çatalca başta olmak üzere hasar tespit çalışmalarına başlandığını söyledi.



Selde çok sayıda aracın denize sürüklendiğini, bugün de birçok iş yerinin sular altında olduğunu belirten Güler, bu konuyla ilgili tespit ve kurtarma çalışmalarının da önümüzdeki dönemde sürdürüleceğini kaydetti.

Güler, '20 kişi bugün İstanbul'da, dün de 3 kişi Silivri ve Çatalca'da hayatını kaybetti. 8 vatandaşımız da kayıptır maalesef' bilgisini verdi.






İstanbul Valisi Muammer Güler, İstanbul'da yaşanan selin ardından bazı iş yerlerinden yağmalamanın söz konusu olmadığını belirterek, 'Oradan çıkan malın da kimse tarafından alınması söz konusu değil' dedi. 



Güler, AKOM'da düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin sorularını cevapladı.



Bir gazetecinin 'Servis içindeki 7 kişi boğularak mı hayatını kaybetti?' şeklindeki sorusu üzerine Güler, şunları söyledi:

 'Maalesef. Minibüs fabrikanın hemen önündeymiş. Bir anda iki taraftan gelen su, minibüs seviyesini aşarak sıkıntı yarattı. Öndekiler kapıyı açarak kurtulmuş ama arkadakilerin maalesef böyle bir şansı olmamış. Çünkü minibüsün yandan kapıları ve pencereleri yok. Sadece arka tarafta tek bir kapı var. Onu da suyun basıncıyla açmayı başaramamışlar. Oradaki sıkıntı, servis aracı standardına uymayan bir araçla bu kadar insanın taşınmasından kaynaklanan bir büyük ihmaldir. Yoksa o bölgede çok sayıda araç var. Hiç bir vatandaşımız böyle bir sonuçla karşılaşmadı.' 

Güler, 'Dere yataklarının önü açılamaz mıydı?' şeklindeki soruya 'Dere yataklarının önü açık zaten. Selin sebep olduğu birikimden dolayı ve beraberinde getirdiği tertibattan dolayı kapandı. Daha önceden tıkalı iken açılmamış değil' yanıtını verdi.


'YAĞMA SÖZ KONUSU DEĞİL'

Sel bölgesindeki yağmalara ilişkin bir soru üzerine Güler, 'Hayır. Yağmalama söz konusu değil. Oradan çıkan malın da kimse tarafından alınması söz konusu değil. O konuyla ilgili arkadaşlarımız çalışıyorlar. Bunu yağmalama şeklinde değerlendirmeniz yanlış bir yorum olur' dedi. 

Güler, yağışlarla ilgili soruya da meteoroloji yetkililerinin yarın ve öbür gün yağışların Anadolu yakasına kayarak, ağırlıklı olarak devam edeceğini ifade ettiklerini belirterek, 'Cuma günü akşam saatlerinden başlayarak, hafta sonu da yine yoğun bir yağış İstanbul'u bekliyor' diye konuştu. 


'EKİPLERİN TEYAKKUZ DURUMU DEVAM EDİYOR'

Bütün ekiplerin teyakkuz durumunun devam ettiğini belirten Güler, bütün aparatlar ve ekipmanların belirli bölgelerde konuşlandırıldığını, her an müdahaleye hazır şekilde tutulduğunu dile getirdi. Güler, tedbirlerin yağışlar bitene kadar devam edeceğini ifade ederek, şunları kaydetti:


'Şu an için bölge boşaltmayı gerektiren bir durum olmadı. Dün Çatalca ve Silivri bölgelerinde kırsal alanda, köylerde ve merkeze yakın mahallelerde vatandaşlar zaten tahliye edildiler. Onlar, sular çekilmeden riskli bölgelere girmemeleri, özellikle sele maruz kalmış yolları kullanmamaları konusunda uyarıldı. Sevgili İstanbullular'dan şunları rica ediyorum; özellikle zorunlu olmadan yağışlı havalarda yola çıkmasınlar ve toplu taşıma araçlarını kullansınlar. Zorunlu olarak yola çıkanlar, TEM'i tercih etsinler. Çünkü E-5'te zaman zaman sıkıntı oluyor. Basın Ekspres Yolu trafiği zaten kontrollü olarak sağlanıyor. Sular çekilse bile kapatmaya devam edeceğiz.


 37 yıllık bir idareci olarak şunu ifade ediyorum; böylesine bir felaket daha büyük acılarla, daha büyük felaketlerle sonuçlanabilirdi. Bunu özellikle vurgulamak istiyorum. Böylesine aşırı bir yağışın meydana getireceği tehlike, gerçekten de her zaman yaşanabilecek bir tehlike değil.'