Prof. M. Zeki Kuşoğlu'nun Kaynak Yayınları'ndan çıkan 'Osmanlı Medeniyetinde 33 Kadim Sanat' isimli kitabı, sanatçının tutkusu haline gelen idealinin gerçekleşmesi yolunda önemli bir resim.
'Görmek, bilmek istersen işte kapı, gir içeri' sözünün işaret ettiği teorik ve pratiği meslek hayatında başarıyla uygulayan yazar, tarihin süzgecinden çıkarıp getirdiği değerli birikimlerini bu eserle sergiliyor. Sanatı kendi kalıplarının dışına çıkararak hayatı yaşama ve anlatma biçimi haline getiren, Osmanlı Medeniyeti'nin insanlık tarihine kazandırdıklarını farklı bir boyutta ele alan kitap, Cihan İmparatorluğu fikrinin sınır ve topraktan daha öte bir anlam ifade ettiğini, bu fikrin önünde ve arkasında bize ait başka bir dünya tasavvuru olduğunun altını çizmiş eserinde.
Her şeyde olduğu gibi sanatta da zirveyi hedefleyen bir milletin tarihteki izlerini bulup incelemiş, zengin el sanatlarının gözle görülebilen maddi işçiliğinin nasıl bir manevi ruhla süslendiğini dillendirmeye çalışmış. Bizim dünyamızdaki sanat anlayışının hayatla iç içe olan ve hayatı güzelleştiren yanlarını belgelemiş. Taşa, ağaca ve madene anlam veren, onu estetik hale getirebilen, kullanılabilir kılan ruhun nefesini soluya soluya geleceğe yeni bir miras bırakmış. Gördüğü her eser, hayatta bulduğu her usta anlattıklarıyla ömrünü vakfettiği tutkusuna katkıda bulunmuş, adeta kitabının her sayfasına imzasını atmış. Türk İslâm kültür havzasına ait, taşınabilir kültür varlıklarının biçim ve formları, ahşap, taş ve maden işçiliğinin geleneksel süsleme kompozisyonlarını oluşturan motifleri ve bu sanatların işlevselliğine dair orijinal ve detaylı bilgilerin tek kaynakta toplandığına şahit olmak artık bu kitapla mümkün.
Sanat Tarihi açısından kadim eserlerimizin buluştuğu bir Türk El Sanatları sözlüğü olarak da nitelendirebileceğimiz bu çalışma, tarih kadar sanatı da en güzel haliyle yapıp yazmayan bir milleti, batı gözlüğüyle kendine şaşı bakmaktan kurtaracak orijinal bir çalışma. Kitabın her sayfası döneminde yaşayan insanın hayat felsefesini belirlemenin yanında bir bütün halinde yine o dönemin toplumunun düşünce yapısını ortaya koyuyor.
