Küresel ısınma, kuraklık, balıkçılı, kirlilik, otlanma, yerleşim yerleri sorunlarıyla boğuşan Beyşehir Gölü'nde Küresel Isınma Araştırma Komisyonu üyeleri incelemelerde bulundu.
TBMM Küresel Isınma Araştırma Komisyonu üyeleri, su rezervinin yarısı tükenen Beyşehir Gölü'nde incelemelerde bulundu.
İnceleme gezisine omisyon başkanı Hatay Milletvekili Mustafa Öztürk, Konya Milletvekili Özkan Öksüz, komisyon üyesi milletvekilleri katıldılar.
Komisyonun iki aydır çalışmalarını sürdüdüğünü belirten Mustafa Öztürk, "İlk toplantımızı Konya'da yaptık. Bugüne kadar komisyon olarak dinlediğimiz kurul sayısı 37'dir. Yaklaşık 90'a yakın uzman kişiyi dinledik ve bunların görüş ve önerilerini aldık. Arazi bazında incelemeleri de tamamladıktan sonra buna göre raporumuzu hazırlayacağız" dedi.
Türkiye'nin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü'nün doğal doğal dengesini bozmadan kurtarmanın yollarını aradıklarını belirten Öztürk, "Daha önceleri 30 yıllık periyotlarda olan özellikle yağış miktarındaki düşüşler 5-6 yılda bir yaşanmaktadır. Olumsuzlukları minimize etmek için su kaynaklarımızı nasıl yönetebiliriz, bununla ilgili yapmamız gereken çalışmaları, almamız gereken önlemleri, raporlarımıza bunları yazacağız ve bunların takipçisi olacağız." şeklinde konuştu.
Komisyon üyelerinde makamında Beyşehir Gölü'nün sorunlarıyla ilgili brifing veren Beyşehir Belediye Başkanı Nazif Tekinöz, Beyşehir Gölü'nün çoraklaşma ve çölleşme ile karşı karşıya kalmasının havza olarak en büyük endişe ve korkuları olduğunu söyledi. Beyşehir Gölü'nün 5 milyar metreküp su rezervuar hacmine sahip olduğunu anlatan Başkan Tekinöz, "Konya kapalı havzasının en büyük su deposu olan Beyşehir Gölü'ndeki su miktarı 2 milyar 800 milyon metreküp seviyelerindedir. Gölün yüzölçümünün zaman zaman 550 kilometrekareye, hatta daha da altına düşmektedir" dedi.
Beyşehir Gölü çevresinde iki milli park olması sebebiyle yetki karmaşası yaşandığını söyleyen Tekinöz, göl kontrol idaresinin kurulmasını istedi.
Tekinöz, göl çevresindeki fauna ve flora dengesinin de 1980'li yıllardan sonra bozulduğuna değinirken, havzada kimyasal gübre ile tarıma başlanması ile birlikte kirliliğin ciddi şekilde sorunlara yol açtığına işaret etti. Bunun için bir an önce havza çevresinin organik tarıma geçmesi gerektiğini belirten Tekinöz, balıkçılığın sorunlarına da dikkat çekti. Daha önceki yıllarda gölde 12 çeşit balık türü varken, tür sayısının 2'ye indiğini vurgulayan Tekinöz, bunun sonucu olarak bölgede faaliyet gösteren 19 balık işletmesinden bugün 2 tanesinin çalışır halde kalabildiğini söyledi.
Beyşehir Gölü'nde su seviyesinin düşmesi ile birlikte dalga boyunun da düştüğünü ifade eden Tekinöz, gölün sığlaşmasından dolayı dalga boyunun 40-50 santimetrelere indiğini, gölde sirkülasyon ve çalkantı olmamasından dolayı otlanma ve kirlenmenin arttığına dikkat çekti. Tekinöz, gölün temizlenmesi gerektiğini, uzun devreli gelişim planının da bir an önce tamamlanarak hayata geçirilmesi gerektiğini kaydetti. Tekinöz, BSA kanalından Apa Barajı'na su aktarımı yapılırken, yaklaşık 70 milyon metreküplük bir su rezervinin kayba uğradığını, barajda yaşanan kaçaklarla ilgili sıkıntıların da giderilmesini istedi.