İçişleri Bakanı Beşir Atalay, yarından itibaren başlayacak "maddi hasarla sonuçlanan trafik kazalarında tarafların anlaşmasına imkan tanıyan" uygulama sırasında vatandaşların kusur dağılımı konusunda tartışmaya girmemelerini isteyerek, değerlendirmeyi sigorta şirketlerinin yapacağını söyledi.
Maddi hasarla sonuçlanan trafik kazalarında tarafların anlaşmasına imkan tanıyan uygulamanın tanıtılması ve "Trafik Güvenliğinde Yeni Açılımlar, Hedefler ve Çözüm Projeleri"nin son 3 aylık değerlendirmesinin kamuoyuna duyurulması amacıyla İçişleri Bakanlığında basın toplantısı düzenlendi. Toplantıya, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Devlet Bakanı Mehmet Şimşek ve konuyla ilgili öteki ilgililer katıldı.
Toplantının açılışında konuşan İçişleri Bakanı Atalay, trafik kazalarının bir şekilde herkesin karıştığı bir süreç olduğunu belirterek, sayıları binlerle ifade edilenkazalarda can kayıpları, yaralanmalar ve maddi hasarların meydana geldiğini, üzüntü ve acıların olduğunu dile getirdi. "Trafik Güvenliğinde Yeni Açılımlar, Hedefler ve Çözüm Projeleri" kapsamında hazırlanan paketin 5 Aralık 2007 tarihinde açıklanarak uygulamaya konulduğunu hatırlatan Atalay, projenin üç ana amacının, "trafik kazalarını azaltma", "trafik düzeni ve akışkanlığını artırma" ve "vatandaşları bilgilendirme, bilinçlendirme" olduğunu kaydetti.
Proje kapsamındaki yeniliklerden en önemlisinin de maddi hasarla sonuçlanan kazaların değerlendirilmesi olduğunu belirten Atalay, bunun toplumsal huzuru, düzeni ve günlük yaşamı ilgilendiren çok önemli bir boyut olduğunu ifade etti. Uygulamaya yönelik hazırlıkların tamamlandığını ve yarın fiilen uygulamaya başlanacağını bildiren Bakan Atalay, ilgili birimlerin, üzerine düşen çalışmaları yaptığını ve hiçbir sorunun kalmadığını belirtti. Her yıl Türkiye genelinde 850 bin trafik kazasının tespit ve
değerlendirmesinin trafik ekiplerince yapıldığını söyleyen Atalay, en küçük kazada bile vatandaşların ekip beklediklerini, bu beklemenin ise zaman ve iş kaybına neden olduğunu kaydetti.
Kazaların yüzde 87'sini yalnız maddi hasarla sonuçlanan kazaların oluşturduğuna dikkati çeken Atalay, Ankara'da günde ortalama 250, İstanbul'da ise 650 maddi hasarla sonuçlanan trafik kazasının meydana geldiğini dile getirdi. Atalay, şunları kaydetti:
"Yağmur ve karda bu rakam 4 katına çıkabiliyor. Kazalar sonucu trafik aksıyor, hayatı alt üst ediyor. Yollar tıkandığı için ambulans, itfaiye ve polis aracı gibi müdahale araçları gidecekleri yere zamanında ulaşamıyor. Adeta hayat duruyor. Bizim amacımız bunu önlemek. Trafik ekiplerinin sayısının artırılması çözüm olmadı. Kazaya karışan vatandaşların şikayeti ekiplerin geç gelmesi oluyor. Trafik ekiplerinin olay yerine ulaşmasını ise trafik yoğunluğu ve tıkanması engelliyor. Normal hava ve trafik şartlarında ekipler 15 dakikada olay yerine ulaşabilir. Kaza yerini incelemesi, kroki çizmesi ve rapor tutması 1-1,5
saat sürüyor. Örnek olarak, İstanbul'da bir günde 650 kazaya il genelinde 200 ekiple müdahale ediliyor. Ölümlü ve yaralamalı kazalar da dahil edilince trafik ekiplerinin tüm mesailerini kazalara verdiklerini görürüz.
Küçük kazaların olması kaçınılmaz. Birçok durumda, kazaya karışan sürücüler aralarında anlaşıyor. Sırf sigorta ödemesi için, ihtilaf olmamasına rağmen polisi beklemek zorundalar. İhtilaf olmayan sürücülerin kendi aralarında anlaşması için bu uygulamayı gerçekleştirdik."
Bakan Atalay, gönüllülük ve uzlaşma esasına dayanan uygulamanın vatandaşa zorunluluk getirmediğini vurgulayarak, "(Ben bekliyorum) diyen yine polisi bekleyecek" dedi. Sürücülerin anlaştıkları takdirde yapmaları gerekenin, kendi aralarında düzenleyecekleri tutanağı karşı tarafın sigorta şirketine ulaştırmak olduğunu belirten Atalay, sürücülerden, kaza sonrası olay yeri güvenliğini sağlamalarını da istedi. Bakan Atalay, aralarında anlaşan sürücülerin araçlarını trafiği aksatmayacak bir yere çekerek, tutanağı orada düzenlemeleri gerektiğini söyledi.
Tutanakların sürücüler tarafından düzenleneceğini, kusur dağılımının ise sigorta şirketleri tarafından yapılacağını belirten Atalay, "Vatandaşlar kusur dağılımı yüzünden birbirleriyle tartışmaya girmesinler; değerlendirmeyi sigorta şirketleri yapacak. Sürücülerden istediğimiz, formları doldurmaları" diye konuştu. Bu formlardan milyonlarca bastırıldığını ve internet siteleri dahil trafik ile ilgili tüm birimlerden formların temin edilebileceğini söyleyen Bakan Atalay, bir süre sonra formların zaten her sürücüde bulunacağını kaydetti. Kaza ile ilgili tereddütü olan sürücülerin de kaza yerini fotoğraflayarak sigorta şirketlerine yardımcı olabileceğini ifade eden Atalay, vatandaşlara şöyle seslendi: "Bu uygulamada tereddüt etmeyin. Dünyanın birçok yerinde bu uygulanıyor. Hatta bazı yerlerde form bile doldurmadan birbirlerinin sigorta bilgilerini alarak kaza yerinden ayrılıyorlar. Her uygulamanın geçiş döneminde tereddüt olabilir. Biz kısa sürede bu uygulamanın hayata geçeceğine inanıyoruz. Şu anda da sigorta şirketleri kaza sonrası kendilerine ulaşan bilgiler doğrultusunda aralarında olayı çözüyor. Bundan sonra da öyle olacak. Bu olayda ne kadar hızlı mesafe alırsak, o kadar hızlı çözüme ulaşırız." Bakan Atalay, kazanın ölümlü veya yaralamalı olması, taraflardan birinin trafik sigortası ve sürücü belgesinin olmaması ya da taraflardan birinin
alkollü olduğu şüphesinin olması durumunda, yine polisin beklenmesi gerektiğine dikkati çekti. Atalay, maddi hasarla sonuçlanan trafik kazalarında tarafların anlaşmasına imkan tanıyan uygulamanın şimdilik gönüllülük esasına göre yürütüleceğini, üzerinde çalıştıkları yeni trafik kanunu yürürlüğe girdikten sonra söz konusu uygulamanın zorunluluk haline getirileceğini bildirdi.
"Trafik Güvenliğinde Yeni Açılımlar, Hedefler ve Çözüm Projesi" yürürlüğe girdikten sonra yapılan çalışmalar hakkında da bilgi veren Bakan Atalay, projenin son 3 ayını değerlendirdi. Türkiye genelindeki ölümlü kazalarda, geçen yılın aynı dönemine oranla azalma olduğunu, ölüm oranlarında ise yüzde 20 düşüş olduğunu ifade eden Atalay, artık yollarda uyarı levhaları konularak radar kontrolü yapılmadığını, Türkiye'nin her yerinde sabit ve seyir halindeki araçlarla radar kontrolünün yapıldığını söyledi. Atalay, otomobilin direksiyonundakilerin statüsüne, görevine, mesleğine bakılmaksızın sürücü olarak değerlendirileceğini belirterek, hiç kimseye ayrıcalık yapılmayacağına işaret etti.