Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Fehmi Koru, bugünkü köşe yazısında gündemdeki Wikileaks belgelerini ele aldı.
Pandora'nın kutusu açıldı, ama galiba kapağının yeniden kapanması hayli zaman alacak. Wikileaks'in yayımladığı ilk tertip belgelerin sayısı olağanüstü sınırlı. Julian Assange, dün bir gazeteye, içerik daha fazla önem taşıdığı için, iyice anlaşılsın ve üzerinde tartışılsın diye, belgeleri azar azar yayımlayacaklarını belirtti.
Azar azar yayımlayarak, dünyanın her tarafında görevli onbinlerce Amerikalı diplomatı ve onlarla temasta olan kimbilir ne kadar insanı tedirgin edip diken üstünde tutmayı planladıkları belli.
Kısa bazı istatistik bilgiler sunayım: Yayınlanacak belgelerin sayısı 250 binden biraz fazla. Bunların yarısının üzerinde herhangi bir kısıtlama yok; ama yüzde 40.5'i 'Mahrem' ('Confidential') damgası taşıyor. Yüzde 6'sı, ya da 16 bin 652 adet belgenin üzerinde 'Gizli' ('Secret') mührü var. 4 bin 330 belge ise 'NOFORN' kısıtlamasına tâbi tutulmuş; yani 'ABD-vatandaşı olmayanlar'ın hiçbir biçimde eline geçmemesi gereken belgeler bunlar...
Bunların hepsi Wikileaks'in arzu ettiği bir takvime bağlı olarak merakla bekleyen herkesin bilgisi dahiline girecek...
Sözün kısası, 'şov' henüz başlamadı sayılabilir.
Yayımlanacak belgelerin hepsi ABD büyükelçiliklerinin Washington'a gönderdiği telgraf veya kriptolardan ibaret değil. 243 bin 270 adet belge elçilik kriptosu, ama 8 bin 017 adet belge de ABD dışişleri bakanlığının dünyanın her tarafındaki misyonlarına gönderdiği yazılar ve raporlar... 'Bohçacı dedikodusu' diye küçümsemeyi zorlaştıran, merakı yoğunlaştıran ve herhalde Washington ile dünyanın her tarafındaki temsilcilerini esas kaygılandıran da merkezden gönderilen direktifler...
Süreç içerisinde hemen her ülke için 'casusluk' yapmayı ve bu sebeple ceza almayı göze alacak kadar değerli belgelerle de karşılaşacağımız âşikâr...
ABD'nin Türkiye'deki temsilcilerinin merkeze gönderdikleri kriptolar, ilk tertip belgelere bakılırsa, sağdan soldan derleme bilgiler içeriyor daha çok; çoğundan, notu yazanın '1 Mart tezkeresi' gibi büyük bir yenilgiyi ülkesine ve âmirlerine yaşatmış olmasının ezikliği, utancı hissedilebiliyor. Hiç değilse gelişmeleri yakından izleyenler hissedebiliyorlar... Derledikleri bilgilerin çoğunun gerçeklerle irtibatsız olduğu da görüldü zaten; daha çok muhalifler veya iktidardan kuyruk acısı olanlar ya da kendisine dış destek arayan 'aferistler' tarafından beslenmiş, Amerikalı diplomatlar...
Zaten bu sebepledir ki, 'Yeni CHP'nin 'çiçeği burnunda' genel sekreteri dışında belgelerin üstüne atlayan çıkmadı politikacılar arasından... 'Dedikoduların kimi vuracağı belli olmaz, neme lâzım' çekingenliği hakim politikacılara... Doğru olan da bu.
Düşünün: Ya Washington'dan Ankara'ya gönderilen direktifler arasında ülkeyi istikrarsızlığa sürüklemeyle sonuçlanabilecek tavsiyeler ve destek alınacak işbirlikçilerle ilgili bilgiler varsa? Sürekli Washington'u mesken tutan bazı tiplerin sırf kendi çıkarlarını düşünerek yalan-dolanla besledikleri yönetim, onların sunduğu yaveleri, adlarını da açık ederek Ankara'ya geçmişse?