Gürüz: İçimden ağlamak geldi

00:0018/01/2009, Pazar
G: 18/01/2009, Pazar
Yeni Şafak
Gürüz: İçimden ağlamak geldi
Gürüz: İçimden ağlamak geldi

Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan Prof. Dr. Kemal Gürüz, gözaltı sürecinde kendisini en üzen şeyin parmak izinin alınması olduğunu belirterek, 'O anda içimden ağlamak geldi. Bir terörist gibi, bir suçlu gibi parmak izimin alınması beni yaraladı.En çok buna içerledim' diye konuştu.



Milliyet Gazetesi'nin haberine göre, Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz, gözaltına alındığı zaman hissettiklerini anlattı. Gözaltı sürecinde Gürüz'ü en çok etkileyen şeyin parmak izinin alınması olduğunu söyleyen Gürüz, 'buna çok içerledim ağrıma gitti' dedi.




Gözaltı koşulları nasıldı? Nasıl bir yerde kaldınız? sorusuna ise Gürüz,


- İstanbul'da kaldığımız yerde iki tip oda vardı. Bir tipi üç kişilikti. Üç duvarında üzerinde plastik şilteler olan sedir var. Dördüncü duvar parmaklıktan oluşuyor. Bir de tek kişilik daha küçük, içinde iki basit yatak olan oda tipi vardı. Ben tuvaletin karşısına denk gelen bu üç kişilik odayı tercih ettim.

Erdal Şenel Paşa ve Dalan'ın şoförüyle kaldık. Odaların koşulları iyiydi ama insanın psikolojisi farklı oluyor. Doğrusu ben üç gün boyunca uyuyamadım, yiyemedim, içemedim. İnsanın psikolojisi yemeye, içmeye, uyumaya uygun olmuyor.

Sürekli düşünüyorsunuz. Günde üç öğün gayet iyi yemek veriyorlar. Olmadığından veya kalitesi kötü olduğundan değil. Ama yemek, içmek, uyumak psikolojik olarak mümkün olmuyor. Yoksa koşullar iyiydi. Ama ben uyuyamadım. Tam uykuya geçeceğim zaman aklıma bir şey geliyor, bu nedir, nasıl böyle olur, diye düşünüyorum ve uykum dağılıyor.

Kabullenmek zor tabii. Hatta bazen insan kendinden kuşkuya düşüyor, acaba diye düşündüğüm oldu ben bir şey yaptım da haberim mi yok.



Ne gibi kuşkular geçti aklınızdan?

- Ne bileyim; örneğin insan düşünüyor acaba benim bulunduğum bir ortamda Veli Küçük mü vardı? Ben hiç Veli Küçük'le karşılaşmadım ama olur ya bir yerde o da vardır, benim haberim yoktur. Veya gerçekten ben bir şey yaptım da hatırlamıyor muyum, diye düşünüyor insan. Hep böyle düşüncelerle uyumak mümkün olmuyor.


İlaç kullanmak zorunda olanlar için nasıl bir yöntem uygulanıyor?

- Kullandığınız ilaçları alabiliyorsunuz. Ancak ilaç saatinde tek tek getiriyorlar. Zaten her gün adli tabibe götürüyorlar, sağlık kontrolünden geçiyorsunuz. Bir şikâyetiniz olup olmadığını soruyorlar. İlaçlarınız için galiba reçete istiyorlar. İlaçlarınızı öyle alabiliyorsunuz. Sigara içirmiyorlar. Ama bir havalandırma yeri var. İstendiğinde oraya çıkabiliyorsunuz, sanıyorum.


Nezarethanedeki görevlilerin tutumu nasıldı? İfade alan polis yetkilileri hakkında izlenimleriniz neler?

- Polis çok nazikti. Nezarethanedeki polis memuru çocuklar çok saygılı ve yardımsever davrandılar. Hatta sabah poğaçalarını ikram ettiler, çaylarını ikram ettiler. Bir ihtiyacımız olup olmadığını sürekli sordular. Gayet nazik gayet saygılı davrandılar.

İfadeyi alan polis yetkilileri de çok nazik ve saygılı konuşup, davrandılar. İfadeyi alanlar çok zeki, birikimli kişilerdi. İfadenin bir aşamasından sonra artık bir sohbete, neredeyse bir derse dönüştü. O kadar ince ve saygılı bir tutum içindeydiler.



Hangi koşullarda ifadeniz alındı ve ne kadar sürdü?

- Kaldığımız yerin üst katında ifade verdim. Cumartesi akşam 21.00'de başladı ertesi sabah 7.30'a kadar sürdü. Koşullar gayet iyiydi. İfadeyi alanlarla ilgili en küçük bir rahatsızlık yaşamadım, hissetmedim.


Daha sonra savcılara da ifade verdiniz. O aşama nasıldı?

- Savcılar da tıpkı ifade alan polisler gibi çok yetenekli, bilgili ve saygılı kişilerdi. Çok yetenekli olduklarını gördüm. Bu Türkiye için iyi bir şey. Bu işleri konularına hakim, bilgili, yetenekli polis ve savcıların yapması Türkiye için taktir edilecek bir durum.