Siyasi değil çıkar çatışması

Aa
00:0029/07/2010, Perşembe
G: 29/07/2010, Perşembe
Yeni Şafak
Siyasi değil çıkar çatışması
Siyasi değil çıkar çatışması

İnegöl'de incelemelerde bulunan İçişleri Bakanı Beşir Atalay, “Bir defa bu olayda kesinlikle siyasi veya ideolojik bir müdahale yok. Bunun oluşması tamamen spontanedir. Önceden planlanmış bir olay değildir. Tamamen şoförler arası bir kavgadan yoğunlaşan bir olaydır” diye konuştu.

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Bursa'nın İnegöl İlçesi'nde meydana gelen olaylara ilişkin, 'Bir defa bu olayda kesinlikle siyasi veya ideolojik bir müdahale yok. Bunun oluşması tamamen spontanedir. Önceden planlanmış bir olay değildir' dedi.

Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal ile helikopterle İnegöl'e gelen Atalay, İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde Bursa Valisi Şahabettin Harput, Bursa Emniyet Müdür Vekili Arif Okçu, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Fahri Cici, İnegöl Kaymakamı Durmuş Gençer, İlçe Emniyet Müdürü Ahmet Alaağaçlı ile bir araya gelerek yaşanan olaylarla ilgili bilgi aldı. Yaklaşık 1 saat süren toplantının ardından Bakan Atalay ve beraberindekiler, olayların yaşandığı bölgedeki polis merkezini ziyaret etti. Beraberindekilerle daha sonra İnegöl Belediyesi'ne geçen Atalay, Belediye Başkanı Alinur Aktaş ile görüştükten sonra

basın toplantısı düzenledi.

ÖNCEDEN PLANLANMADI

Atalay, hem Emniyet hem de mülkiye müfettişlerinden olaylara ilişkin bilgi aldığını belirterek, “Bir defa bu olayda kesinlikle siyasi veya ideolojik bir müdahale yok. Bunun oluşması tamamen spontanedir. Önceden planlanmış bir olay değil. Bu, ilk önemli tespitlerimizden birisi. Hiçbir siyasi ve ideolojik bir yönlendirme veya oluşmasında ilk başta etkileme söz konusu değildir. Tamamen şoförler arası bir kavgadan yoğunlaşan bir olaydır. Olayı tamamen ticari çıkar gruplarının karşı karşıya gelmesiyle başlayan bir olay. Ve doğrusu bir sebebi de cehalettir” dedi.

AMİGOLAR PROVOKE ETTİ

Birilerinin yalan sloganlarla halkı kışkırttığını ifade eden Atalay, “İnegöl'de sporla ilgili amigolar grubunun burada önemli rolü olmuştur. Vatandaşı yönlendirmede ve polis merkezinin önüne doğru vatandaşı çekmede. Çıkmış birileri, yalan bir sloganla insanları tahrik ediyor. Bu işin böyle bir etnik karşı karşıya gelişi falan yok. Belediye Başkanına kızıyorlar, belediye binasını taşlıyorlar. Niye kızdıklarının sebebini de öğrendim ben. Şoförler Odası başkanımız da dile getirdi. Ulaşım sistemiyle ilgili yeniden çalışma yapılacak. Valimizin başkanlığında oturacaklar, ihtilafları gözden geçirecekler. Her şey şu anda normal, herkes işinde' diye konuştu.


Kararı biz değil TSK yerine getirecek

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Adana Valiliğinde düzenlenen törende “Balyoz Planı” davasında hakkında yakalama kararı çıkan 6. Kolordu Komutanı Korgeneral Nejat Bek'in de bulunmasıyla ilgili bir soruya şu cevabı verdi: “Konu, tamamen bir hukuk olayıdır. Yargının bir kararı vardır. Burada bir sivil, bir de muvazzaf grup vardır. Sivil grupla ilgili yargı, İstanbul Emniyeti'nden talepte bulunur, muvazzaflarla ilgili konu ise Merkez Komutanlığı'nın görevidir. Basında da yer alan Adana görüntüleriyle ilgili benim söyle yeceğim hiçbir şey yok. Belki o görüntüleri vererek, 'İçişleri Bakanı bunları hem yakalamaktan sorumlu hem de beraberler' gibi bir şey verilmek isteniyor. Muvazzaflarla ilgili yargı kararını yerine getirme görev Merkez Komutanlığı'nındır.” Yakalama kararı çıkan bazı askerlerin YAŞ'ta terfi alıp, haklarında sonradan işlem yapılacağı yönündeki tartışma hatıratılan Atalay, “O konuda bir şey söylemek durumunda değilim. Bir yandan yargı var bir yandan şura var. O yüzden bir şey söylemek istemiyorum” dedi.


Müsamahamız asla olamaz

İlçede insanların Balkanlar'dan, Kafkaslar'dan ve 81 ilden gelenlerle 'et ve tırnak' gibi yaşadığını ifade eden Atalay şunları söyledi: “Bizi asıl üzen bir anlık yanlış anlamayla adi bir asayiş olayının provoke edilerek, yıllardır iç içe yaşayan insanlarımızın karşı karşıya getirilmek istenmesidir. Emniyet olarak biz görevimizi yaptık ve bunları yargıya teslim ettik. Kimsenin suç işleme ayrıcalığı olamaz. Hiç kimse de devletin yerine geçerek, devleti ve milleti korumaya soyunamaz. Halk oylaması süreci yaşıyoruz, en küçük bir müsamahamız yok, olmaz, olamaz.”