Türk Sineması'nda -her biri sonradan kendi türünde birer klasiğe dönüşen yapıtlarıyla- ilk defa yargı sistemimizin acımasız uygulamalarına, başörtüsü sorununa, faili meçhul cinayetlere ve İstiklâl Mahkemeleri'ne el atan, “beyaz sinema” akımının öncü yönetmenlerinden Mesut Uçakan, yine çok tartışılacak bir filmle salonlara geri dönüyor.
Uçakan, başrollerini Yalçın Dümer, Ceren Öztürk, Kenan Bal, Kaan Girgin, Fatih Hürkan ve Gafur Uzuner'in paylaştıkları “Anka Kuşu / Bana Sırrını Aç” adlı son yapıtında, gündemdeki yeri ve önemini günümüzde de koruyan kimi siyasî gelişmelere göndermeler yaparak, bir yönetmenin “ölümsüzlüğün sırrı”nın peşine düşmesini anlatıyor.
Türkiye'nin sosyal ve siyasî yapısına dair bir dizi önemli soru ve sorgulamaları beyazperdeye taşıyacak olan “Anka Kuşu”, 9 Kasım 2007 Cuma günü ülke çapında yaygın gösterime girecek. Mitolojideki “Anka Kuşu” metaforundan yola çıkarak modernite çağı insanının hayat karşısında yaşadığı açmazları ele alan film, “kurtuluş” için de izleyicilere çok farklı bir reçete sunuyor. Yönetmen, bu reçeteyi, “günümüzün vahşi çatışmalarla dolu ortamında, mutluluğu farklı yerlerde aramak yerine, insanoğlunu, içinde uzanan sonsuzluğun sakin sularına sürüklemek” şeklinde açıklamakta…
Çekimleri ve çekim sonrası teknik çalışmaları yaklaşık bir yıl süren “Anka Kuşu”, Bolu ve bu kente bağlı otantik bir kasaba olan Göynük'te çekildi. Maliyeti 1 milyon YTL'ye ulaşan yapıtın senaryosu da yine Uçakan'a ait. Müzikleri Serkan Akgün imzasını taşıyan filmin yapım koordinatörlüğünü Necati Mesut Özen, görüntü yönetmenliğini ise Mehmet Gün üstlendi.
“Anka Kuşu”nu merak ve ilgiyle bekliyoruz.