İntiharlar ve yardım edilen intiharlar

Yeni Şafak
00:0023/12/2009, Çarşamba
G: 23/12/2009, Çarşamba
Yeni Şafak
İntiharlar ve yardım edilen intiharlar
İntiharlar ve yardım edilen intiharlar

Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Taha Kıvanç bugünkü köşesinde, "İntiharlar ve yardım edilen intiharlar"ı yazdı.


İŞTE TAHA KIVANÇ'IN O YAZISI:

İntiharlar ve yardım edilen intiharlar

Umur Talu kimbilir kaç subay/astsubay intiharının yaşandığına, ama dikkat çekmediğine işaret etmiş dün... Sıkı disiplinli, başarının en büyük değer olarak sunulduğu kurumlarda intiharı hayattan en kolay çıkış yolu görenler çıkar; Umur Talu, kısa sürede meydana gelen garip olaylar içinse "Bir kaza ile beş intiharın hepsi normal midir?" diye soruyor.


Beş intihar olsa, yine iyi. Sayalım: Deniz Albay Birol Atakan... Hakim Yarbay Tanju Ünal... Tabip Yarbay Nursal Gedik... Yüzbaşı Olgun Vural... Deniz Albay Belgütay Varımlı... Yarbay Ali Tatar... Bu isimleri dün Sabah'tan Mahmut Övür verdi. Aynı gazetede Emre Aköz'ün listesinde bir de Emekli Albay Abdülkerim Kırcı var. Dün de bir Jandarma Üsteğmen Önder Galip...


Listeye Emniyet Özel Harekât Dairesi'nde 17 yıl başkanlık yapmış Behçet Oktay'ı da ekleyebiliriz...


Ne kadar çok insan, değil mi?


Neden intihar ediyor bu insanlar? Hayattan çıkış yolu aramalarının sebebi ne? İsterseniz şöyle bir soru da sorabilirim: Bu insanların hepsinin sonu kendi elleriyle mi geldi, yoksa 'yardım edilmiş intiharlar' var mı aralarında?


Dijitürk'te bol çeşidi bulunan CSI dizilerinin takipçileri her intiharın hakiki intihar olmadığını bilir. 'Cürümler Çağı' da diyebileceğimiz günümüzde, birini 'mükemmel bir cinayet' işleyerek öldürmeye karar verenin ilk düşüncesinin 'intihar süsü verilmiş cinayet' olduğu biliniyor. Bir biçimde sakinleştirdiğiniz kişinin şakağına dayadığınız silâhı öldürdükten sonra aynı kişinin eline yerleştirirsiniz...


Yeter ki, solak birini sağ eliyle sağ şakağından vurmaya kalkmayın.


Bu yılın şubat ayında otomobili içinde intihar ettiği kayıtlara düşülmüş, dosyası 'intihar' diye kapatılmış Emniyet Özel Harekât Dairesi Başkanı Behçet Oktay'ın başına geldiği gibi... Arkadaşlarıyla şen-şakrak bir gece geçirdikten sonra sağ şakağından sağ eliyle kendisini vurmuş... Oysa yakınları ve kendisini tanıyanlar "Solaktı" diyorlar Behçet Oktay için....


Ailesi 'intihar ettiğine' inanmıyor. Neredeyse bütün intihar olaylarında ortak payda olan 'intihar mektubu' da çıkmadı; öylesine bir ölümdü onunki...


Ölümünü değerlendirdiğim Kulis'te Emekli Albay Abdülkerim Kırcı ve Behçet Oktay'ın 'intiharları' ile İtalya'da yaşanmış Gladio intiharları arasında paralelikler kurduğumu hatırlıyorum; Philip Willan'in 'Kuklacılar' adlı kitabından yararlanarak...


Yeni bir çabaya ne gerek var, yine oradan aktarayım:


"İtalya'daki Gladio'nun tarihinde de pek çok intihar yoluyla veya otomobil kazasıyla hayatını kaybetmeler var... İtalya'nın JİTEM'i olan SIFAR'ın sanayi karşı-casusluk biriminin başı Albay Cenzo Rocca aynı zamanda kışkırtıcı ajan kullanımında da başı çekiyordu. Konuyu araştırmak üzere kurulmuş Parlamento Komisyonu önünde ifade vermesinden kısa süre önce intihar ediverdi.


Gladio konusunu en ayrıntılı biçimde kitaplaştırmış İngiliz gazeteci Philip Willan, 'Onun ölümü' diyor, 'İtalyan istihbarat örgütünün en hassas sırlarına vakıf başka insanların da uğradığı gizemli intihar olayları ve kazalardan biriydi.' (s. 39)


Rocca hassas belge ve bilgileri elinde tuttuğu için, ofisindeki dosyalara onun kışkırtıcı ajan devşirme faaliyetlerini soruşturan Savcı Ottorino Pesce'nin el koyması İtalyan istihbaratını alarma geçirmiş; istihbarat şefi Amiral Eugenio Henke, bilgi ve belgelerin önce kendileri tarafından 'sakıncasız' bulunmasını şart koşmuş...


Sonrasında ne olmuş dersiniz? Şartı reddeden Pesce'yi görevinden almış, yerine söz dinler birini getirmişler; o da 'Rocca intihar etti' diye ilân edivermiş...


Bu anlattıklarım İtalya'da Gladio adının henüz bilinmediği, örgütün gizliliği üzerindeki şalın açılmadığı dönemde oluyor.


Willan 'Ani ölümle hayatı sona eren tek kişi Rocca değildi' diye not düşmüş... 1964'te darbe hazırlığı yapıldığı iddiasının soruşturulmasına izin veren Jandarma Komutanı Carlo Ciglieri bir araba kazasına kurban gitmiş. Padua yakınlarında seyrederken arabası yoldan çıkıvermiş. Adamın üzerinden kimliğiyle ilgili hiçbir belge çıkmamış. Kaza sonrası olay mahalline gelenlerin çektiği fotoğraflarda, bagajda bir çanta olduğu görülüyormuş. Çanta yokolmuş...


Ciglieri'nin darbe girişimini soruşturma görevini verdiği Gen. Giorgio Manes de ondan birkaç ay sonra kalp krizinden ölmüş... Onun adına raporu hazırlayan yardımcısı Albay Remo D'Ottavio bir ay sonra intihara teşebbüs etmiş... Herkesin aklında o olayda hayatını kaybettiği kalmış olmalı ki, D'Ottavio 20 küsur yıl sonra Savcı Casson'a ifade vermeye çağrıldığında, bunu duyanlar çok şaşırmışlar..."


Bunları yazmamın (28 Şubat 2009) üzerinden on ay bile geçmedi, Ergenekon ile bir biçimde irtibatlı beş intihar olayı daha yaşandı.


Umarım, burada biter