“Özhan Canaydın bana, 'Senin ne deneyimin ve imkanın var da başkanlığa aday oluyorsun' dedi. Oysa ben o güne kadar 'adayım' bile demedim.”
Galatasaray'ın huzur bulması ve kalkınması için on aydır ekibimle çalışıyorum. Manchester United'i yaratan 'Deloitte Touche' firmasına 'kurtuluş raporu' hazırlattım.. Galatasaray Lisesi'nde parasız yatılı okudum, o yılların hatırına okulumun yatakhanelerini yaptırdım. Bir yıl boyunca taciz edildim. 'Çekildim' demekle çok iyi ettim. Bütün çalışmalarımı koli yapıp Adnan Polat'a göndereceğimi kendisine söyledim.
Önceki dönem Canaydın yönetiminde problemleri gördüm, Ali Sami Yen Stadı ve Ribery olayında sabrım tükendi. Yönetimden ayrıldım. Seçim öncesi Canaydın son ana kadar hepimizi oyaladı. Aday olup olmayacağını sır gibi sakladı. Camianın büyükleri İnan Kıraç, Selahattin Beyazıt ve diğer ağabeylerle görüştüm, Galatasaray Eğitim Vakfı İşbirliği Kurulu'ndan da karar çıkarttım ve Sayın Başkan Canaydın'la Conrad Otel'de görüştüm. Canaydın'a 'Şeref Başkanlığı' teklif ettim. Reddetti. Formül şuydu; biz aramızda halledelim, bir ağabeyin başkanlığında geniş tabanlı bir yönetim ve herkese kabiliyetine göre görev dağılımı yapalım, dedim. Şirketlerin yönetimini ekibimle ben üstlenmek istedim. Anlaşamadık. Sonra bana geldi ve; 'senin ne deneyimin ve ne imkanın var da başkanlığa talip oluyorsun' dedi oysa o güne kadar ben 'adayım' bile dememiştim. Ağır bir aşağılanma ile karşılaştım, dedikodular ve taciz zaten bir yıldır vardı. Bir günde ensemde parmak kadar çıban çıktı, sonunda illalah dedim!
13 yıldır Avrupa'da büyük bir şirketin başındayım yeteri kadar finansal tecrübem var, dünyayı tanıyorum, Galatasaray Liseliyim ve 45 yaşındayım. Yönetimde bulunduğum sürede Galatasaray'ın nasıl yönetildiğini gördüm ve uzun süredir yoğun bir çalışma programıyla ekibimle çareler ürettik. Canaydın'a konsensüs teklif ettim ama o koalisyon anladı! İlla Mehmet Helvacı ve Işın Çelebi'de diretti. Biz ise yeni bir oluşum yaratmak çabasındaydık. Tek liste ile seçime girelim dedik. Olmadı. Çok kuvvetli bir ekibimiz vardı. Deutche Bank Genel Müdürü, Emre Arolat, Eyüp Özbaş, Cem Arslan, Şener Macun gibi isimler vardı. Ben dahil hiç birimiz 2. Başkanlık gibi bir paye peşinde değildik. Şart koşmadık. Canaydın her zamanki gibi 'ego' çatışmasına girdi ve hiçbir öneriyi kabul etmedi.
Daha adaylıklar açıklanmamıştı. Çok kez Adnan Polat'la görüştüm. Olumlu yaklaştı, Allah'ı var Adnan Polat'ın deneyimi hepimizden fazla, son iki yıldır yönetimde olması avantajı. Galatasaray'ın sorunlarına hepimizden fazla vakıf. Her konuşmamızda iyimser adımlar attık. Birlikte yol alıyorduk ki bir pazartesi günü Canaydın'ın baskısıyla Polat başkanlığını açıkladı. Sonrasında yine konuştuk. Adnan Polat'ın altında da çalışabileceğimi söyledim, ancak futbola ve şirketlerin yönetimine talip oldum. Dünya ile irtibatım ve ilgi-bilgi alanım o yöndeydi. Diğer Başkan adayları İrfan Aktar, Taner Aşkın'la da konuştuk onlar da iyimser yaklaştılar. Adnan Polat'la son konuşmamızda da uzlaşamayınca kenara çekildim.
Ben Galatasaray'da parasız yatılı okudum, o günlerin hatırına okulumun yatakhanelerini yaptırdım. Benim için büyük bir övünç kaynağıydı, ama onu bile kötü kullandılar. Kimleri kastettiğim bellidir. İnan Ağabey de beni aradı 'çok yoruldum, çok üzdüler' deyip çekildim. Galatasaray vazgeçilemeyecek bir tutkudur. Perşembe akşamı Ada'da yaptığım son toplantım Sayın Adnan Polat'ın Ritz Carlton Oteli'nde yaptığı tanıtım toplantısıyla çakıştığı için çok üzüldüm. Kendisini aradım ve çok önceden tespit edilen bir gün olduğu için Ritz Carlton'a gelemeyeceğimizi söyledim. Keşke orada olabilsem ve Polat'ın yönetimini alkışlayabilseydim. Adnan Polat'la hiç sorun yaşamadım. Seçim günü ekibim ve bize inananlarla okula gidip oyumuzu kullanacağız. On aydır hazırlattığım 'Galatasaray raporu'nu da daha önce kendisine söylediğim gibi Başkanım Adnan Polat'a vereceğim.
Galatasaray bugün yeni başkanını seçiyor. Muhtemelen Adnan Polat başkan olacak. 20 küsur yıldır camianın içinde olan ve son iki senede de kulübün bütün zorluklarını yaşayan Adnan Polat sabrıyla ve zor günlerde sahneden çekilmeyerek yüreğini ortaya koyduğu için bu unvanı zaten çoktan hak etti.
Camia 'bir konsensüs hükümeti' kuramayınca Polat neredeyse tek kaldı. Ona haşin davranmak Galatasaraylıya yakışmaz!
Bugünkü seçim umarım Galatasaray'da kırgınlıkların bittiği bir başlangıcın ilk adımı olur.
Galatasaray camiası kendi içinde daha fazla küskünlüklere meyden vermemek için olgun bir davranış sergilemeli ve Polat'a beyaz oy yapmamalıdır. Bu tür bir davranış Galatasaray başkanlığına talip olana yapılacak en büyük haksızlık olur!
Galatasaray'ın bugünlere gelişinde Adnan Polat'ın faydası vardır ama suçu yoktur.
Başkan Alp Yalman döneminde repoda para bırakarak ayrılan bir yönetimin de en başarılı isimlerinden biridir Adnan Polat.
Ritz Carlton Oteli'nde yapılan tanıtım kokteylindeki kalabalık ve sevecen hava Galatasaray için bir umut ışığıdır.
Prof. Oğuz İmregün'ün 'Galatasaraylı kendisine yapılan bir iyiliği bedelle ödemez, bir gün başka bir iyiliği o da bir başka Galatasaraylıya yaparak öder' diyerek zaten doğruyu göstermiştir.
Canaydın'ı başkanlıktan vaz geçirmek Galatasaray'a yapılacak en büyük iyiliktir.
Galatasaraylı bugün camiayı sevgiyle kucaklamak isteyen Adnan Polat'a bu sevginin karşılığını vermelidir.
Son yıllarda yaşanan gerginlikler artık son bulmalı ve Galatasaraylı okullu-okulsuz oylarla yeni başkanını seçerken sağduyulu davranmalıdır.
Bütün camia bugünlere gelişin sorumluluğunu Adnan Polat'ın omuzlarına yükleyemez!
Bir hoşnutsuzluk varsa o da bugünlere gelişe çanak tutanlarıdır. Camia, kendi hatalarını telafi etmek istiyorsa Adnan Polat'ı alkışlarla seçmelidir.