İki yıl aradan sonra geçtiğimiz günlerde beşinci albümü 'Bambaşka'yı piyasaya çıkaran Kutsi, 'Keşke parantezini hiçbir zaman açmayacağım, çok içime sinen bir albüm oldu' diyor
Kutsi tarzından çok fazla ödün vermedi ama öbür albümlerimin birkaç gömlek üstü olduğuna inanıyorum. Çünkü çok titiz ve yoğun çalıştık. 2000'den beri yaptığım albümler hep böyle hit şarkılardan oluşuyordu. Sanane, Aşkın Gururu, Geçer, Son Perde, Aynı Şehirde Nefes Almak Bile Bana Yetiyor, Doğum günü… Hep bunlara odaklandım. Şarkılarımın kalıcı olmasına, bir hikayelerinin olmasına özen gösterdim. Sloganının kuvvetli olmasına ve anlatım dilinin kolay olmasına özen gösterdim. Bunu da 6 şarkıda başardığıma inanıyorum. Sinan Akçıl, Soner Sarıkabadayı, Nezih Üçler ve Tanzer Gümüş'ten şarkı aldım. Fotoğraflarımda da Kemal Doğulu imzası var. Böyle müzik adamlarıyla çalışmak benim için çok önemli.
Keşke parantezini hiçbir zaman açmayacağım bir albüm oldu. Çünkü albümde keşkelere sığdıramayacağım, içime sinen o kadar güzel temalar var ki... Zaten içime sinmeseydi bu albümü raflara koymazdım. Adı gibi güzel ve bambaşka bir albüm oldu. Sunduğumuz pastanın içimize sinmesi lazım. Bizimle birlikte emeği geçen herkese çok teşekkür ederim. Diliyorum herkes o pastadan payını alsın. Bir önceki albümü aratmasın istedim, çok çalıştım. Şarkıların hepsi çok güzel… Anlatım gücü ve enstrümantal yapısı güçlü. Özellikle Bambaşka'da gitarla birlikte bir bağlama kompozisyonu var ki, o çok başka.
Amacım bu. Bambaşka bir başka değil, bu bambaşka. Diğer albümlerimi de gerçekten çok seviyorum ama 'Bambaşka' biraz daha samimi geliyor bana. Sade müzik yapmaya çalıştık. Tek bir hedefimiz var, o da başarı.
Evet… 2+1= 3. Benim uğurlu rakamım üçtür. Özellikle ona dikkat ettim. 11 oluyordu, dedim bu 12 olmak zorunda. (Gülüyor…)
Evet. Bu albümde 6-7 şarkının söz ve müziği bana ait.
Evet, ben istedim. Çok iyi isimlerden şarkılar aldım. Soner Sarıkabadayı'dan iki tane, Sinan Akçıl, Nezih Üçler ve Tanzer Gümüş'ten birer tane aldım. Soner Sarıkabadayı'nın anlatımını ve melodilerini çok güçlü buluyorum. Bu iki kere iki dört gibi bir şey. Yüreğinden gelen bütün sesleri besteye söze döküyor Soner. Bana kendi yapmış olduğu birkaç şarkısını dinletti. Boya ve Kısmetine Güven… Çok güzel yazmış yine. Benim sözlerimi de düşündüğüm zaman o kıyafet üstüme tam oturdu. Sinan Akçıl'la da bir gün müzikal anlamda sohbet ederken 'Bir şarkım var, Bambaşka, dinle' dedi. Allah bir dinledim, ninni gibi geldi. 'Süper' dedim ve söyledim. Çok heyecanlandım, zaten bu işte en önemli etken adrenalin.
Bambaşka ve Zor Olsa Da arasında gidip geliyorum. Galiba iki şarkıya bir klip çekeceğim.
Her an her şekilde çıkabiliyor. İlham perisi… Allah'ıma şükürler olsun. Hissettiklerimi ya da ruh halimi kaleme döküp melodiye aktarabiliyorum. Oturup da dört dörtlük nota üzerine yazmıyorum ama elimde gitarım varsa içimden geçenleri şarkıya dönüştürebiliyorum. Şarkı yazarken yaşadığın hikayeler, yazıp kenara attığın yazılar, hayatın notları çok önemli bence. Benim öyle bir defterim var. Baktığımda bunları hangi ruh halinde yazmışım diye merak ediyorum.
Tabii ki şaşırıyorum. Bakıyorum hayat her an yeni bir tecrübe yaşatıp beni geliştirmiş. 10 yıl öncesiyle şimdi arasında dağlar kadar fark var. Şimdi daha oturaklı sözler yazıyorum.
2005'te 'Sanane' albümünü yaparken iddialı bir çıkış parçasına ihtiyacım vardı. İyi de bir çıkış yapmışım ki bu şarkı 7'den 70'e herkesin diline dolaştı. Bambaşka da bence 'Sanane'nin 2010 versiyonu. O heyecanı hissediyorum. Çevremden gelen tepkiler çok iyi. Böyle olunca mutlu oluyorum, çünkü bunun için çalışıyorum.
Kendi şarkılarımı kendim yapmaya çalışıyorum. Bu da Kutsi tarzını ortaya çıkarıyor. Yaptığım şey bu. Tarzımda hiçbir değişiklik yapmak istemedim. Çünkü hedef varsa o hedefin yolu zaten aynı. Ben de o yolda gitmeye çalışıyorum. Şimdiye kadar verdiğim binlerce konserde tüm şarkılarım hep bir ağızdan söylendi. Sahnede mutluluktan bayılacak gibi oluyorum her defasında. Aynı zamanda yaptığım işten büyük keyif alıyorum. Her yaptığım şarkının arkasından gidiyorum, gitmek zorundayım. Çünkü bir şeye başladıysam eğer o içime sindiyse şarkı doğru adrese gidiyor.
Bu da güzel sonuçlar veriyor…
Yaptığımız işin başarısını kitlelerle ve Türkiye'yle paylaşıyoruz. Her şarkıda insan kendinden bir şeyler bulabiliyor. Bulması için de zaten ayrı bir özen gösteriyorum.
O hatıralardan bir parça alıyor. Çünkü onlar da yaşanmışlıkların ürünü.
Süper… Başlarda insanlara çok kel alaka geldi. Ben hiçbir zaman internet kurdu olmadım ama bir gün tesadüfen girdim. Hele o ekşi sözlük. Harbiden okuduktan sonra aynaya bak, turşu suyu içmiş gibisin. Yüzün ekşimiş, bitmişsin. (Gülüşmeler…) Bir baktım, 'Kutsi kim, oyunculuk kim?', 'Kendini millete iyice güldürecek' yazmışlar. Tabii çok üzüldüm. Zaten bu teklif geldiğinde masadan kalktım, hemen sözleşmeyi imzalamadım. Çünkü çok zor olduğunu biliyorum. Üstelik hiçbir tiyatral geçmişim yok. Ama öyle böyle derken işin içine bir girdim.
Evet. Üç yıl hastanedeydik. Allah kimseyi düşürmesin. Gerçekten insanın sinirleri bozuluyor. Biz hastane içerisinde moral ekiptik, güçlü olmamız gerekti. Hastalar ameliyattan çıkıp bizi çağırıyordu, sohbet ediyorduk. Hasta yakınları hastalarını kaybediyordu. Bir anda çığlık kıyamet. Düşünsene sen de orada dizi çekiyorsun. Ama bizim yaptığımız da gerçekten farksızdı. Ağladığımız sahnelerde gerçekten ağladık, güldüğümüz sahnelerde gerçekten güldük. Kolay olmadı ama layık olabilmek için çok çalıştım.
Çok güzel… O kadar yoğunum ki galiba eve alınmayacağım artık. Ama anlayış ve saygı her şeyden önde geliyor. Eşime teşekkür etmeliyim, çünkü herkesin kolay kolay yapabileceği bir şey değil bu. Emeğime saygısı çok büyük. Hayatın insana ne zaman ne kapılar açacağı belli olmuyor. Bazen açılmaz dediğin kapı sen arkanı döndüğünde sana çok güzel bir gün ışıltısı doğurabiliyor. Önemli olan hayattaki pozitif şeyleri toplayıp güzel şeyler isteyebilmek. Ben evden çıkarken 'Haydi işler rast gitsin' diye çıkarım, öyle dua ederim.
6 buçuk aylık Ceylin Ada adında bir kızım var. Mutlu olsun, şanslı olsun, bahtı açık olsun. Her şeyden önce sağlıklı olsun inşallah. Dileğim bu.
Şu anda dile gelmediği için sadece bakışıyoruz.
Bir uğultu içinde onunla aniden göz göze geldiğimde o uğultu yerini meltem rüzgarlarına bırakıyor.
Tabii ki vakit ayırıyorum ama çok fazla değil. Hep koşuşturmaca içindeyim.
Oyunculuğu çok sevdim. Devam etmeyi elbette düşünüyorum. Güzel bir proje gelse de yine oynasam. Ama şimdi değil. Şu anda benim için öncelikli olarak albümüm var. Bu heyecanı dolu dolu yaşamak istiyorum.
Oyunculuğun şartları çok ağır. 'Dizi setinde mi şarkı yapacağım' diye düşünüyorsun. Ama bir tarafıyla da konsantre meselesi bu. Beynini yarı yarıya bölersen, ikisine de zaman ayırabilirsin.
Evet… Bakışlarım biraz daha değişti. Daha rahat olmaya başladım.