92'ye kadar ilhamla sonra kurguyla yazdı

Harun Karaburç
00:0012/01/2011, Çarşamba
G: 12/01/2011, Çarşamba
Yeni Şafak
92'ye kadar ilhamla sonra kurguyla yazdı
92'ye kadar ilhamla sonra kurguyla yazdı

Yakın dönem Türk şiirinin usta isimlerinden Erdem Bayazıt'ın hayatı ve sanatının ele alındığı ilk akademik çalışma olan “Erdem Bayazıt ve Şiirleri” İz Yayıncılık tarafından kitaplaştırıldı

Türk şiirinin önde gelen isimlerinden Erdem Bayazıt gerek verdiği eserler gerek içindeki sanatkâr duruşun mizacına yansıması bakımından son derece güçlü bir kalem. Yerli ve milli sanat zevkiyle eserlerini vücuda getiren Bayazıt, yakın dönem edebiyatımıza kazandırdığı eserlerle silinmez izler bıraktı. 2008 yılında kaybettiğimiz bu değerli sanat adamının hayatının ve sanatının anlatıldığı Erdem Bayazıt ve Şiiri İz Yayıncılık'tan çıktı. Yüksek lisansını Fatih Üniversitesi'nde, “Erdem Bayazıt Hayatı-Sanatı-Şiirleri” adlı tezi ile yapan Murat Turna'nın kaleme aldığı kitap, üç bölümden oluşuyor. Kitabın giriş bölümde Bayazıt'ın şiirine kadar Türk şiirinde yaşanan gelişmeler ele alınarak şairin hayatı ve eserleri hakkında bilgiler veriliyor. İlk bölümde “Erdem Beyazıt'ın Hayatı ve Eserleri” başlığı altında şiirin teşekkül süreci merceğe alınıyor ve şiirlerinin tek tek tahlili yapılıyor. İkinci bölümde ise Beyazıt'ın şiirlerinde yer alan imgelerin seyri inceleniyor.

MARAŞ VE ÜSTADLARLA TANIŞMA

Kitabın en keyifle okunan bölümü kuşkusuz Bayazıt'ın ilk gençlik yıllarında, sanat hayatına girişinin aktarıldığı birinci bölüm. Maraş'ta bağları kolay kolay kopmayacak dostluklar kuran şairin edebi hayatı da burada şekillenir. Bu dostlar o zamanlar kendisi gibi edebiyata meraklı öğrenciler olan Rasim Özdenören, Alaaddin Özdenören, Ali ve Ahmat Kutlay ile Cahit ve Said Zarifoğlu'dur. İlerleyen yıllarda Nuri Pakdil'in öncülüğünde çıkan Hamle dergisi bu grubu birbirine daha çok yakınlaştırır. Bayazıt aynı zamanda dolaylı olarak Nuri Pakdil ile hısımdır. Pakdil, Bayazıt'ın gönlünde entelektüel ve hatip vasıflarıyla yer eder. Bu küçük edebiyat grubu Pakdil ile daha fazla zaman geçirmeye başlar ve samimi sohbetler kurarlar. İstanbul'a geldiklerinde ise Nuri Pakdil onu Necip Fazıl ile tanıştırır. Bayazıt Necip Fazıl'ın yanına sık sık uğrar ve onun yanında bulunduğu sürece fikir ve sanat bakımından önemli mesafeler kat eder. Sanatını bilinçli olarak fikir ekseninde oluşturmayı ve şiirin ince bir işçilik olduğunu bu yıllarda öğrenir. Bayazıt'ın Nuri Pakdil vesilesiyle tanıştığı ustalardan bir diğeri ise Sezai Karakoç'tur. “Bizim için muallimdi” dediği Karakoç'un da şairin sanatına etkisi büyüktür.

TEZATA DAYALI BİR ANLATIM

Kitabın ikinci bölümünde Murat Turna, Bayazıt'ın şiirlerini ayrıntılı bir biçimde ele alıyor. “Bayazıt'ın şiirindeki en temel özelliklerden biri de onun tezatlara dayalı bir anlatım sürerek his ve fikirlerini bu zıtlıklar perspektifinde belli bir ahenkte ele almasında yatar” diyen Turna, şairin şehrin karşısına daima tabiatı aldığı vurguluyor. Tabiat imgeleri kitapta ayrı bir başlık altında toplanmış. Bu bölümde, 'ağaç' imgesinin şairin en sık kullandığı imgelerden biri olduğuna dikkat çekiliyor. “Biliyoruz işliyor saat tıkır tıkır/ Her yerde ve her şeyde/ Sesini çizerek sonsuzluğa/ Tıkırtıların kımıltıların ve uzayan ağaçların.” Bayazıt'ın şiirlerinde sıklıkla karşılaştığımız diğer imgeler ise, dağ, deniz, gece, gökyüzü, güneş, kuş, su, toprak. Şehrin de başlı başına Bayazıt için bir imge olduğunu söyleyen yazar, şehir hayatını olduğu gibi aksettiren temel imge olarak “duvar”ı işaret ediyor. “İçimde yalnız ve yapraksız/ Bir kavak ağacı büyüyor - çıplak ve göğe doğru -/ Ama küskün ama yalnız ama yapraksız ve uzun/ Bir ağlama duvarı bu.” Duvar dışında ev, makine, şehri de şiirlerinde kullanıyor şair. Turna'nın üzerinde durduğu bir diğer konu da ilham ve kurgu ayrımı: “Şair 92'ye kadar kaleme aldığı şiirlerini ilham, 92 sonrası şiirlerini ise kurgu şiiri olarak niteler. Aslında, iç dünyasının terennümlerini ifade etmekle beraber tasarı yönü ağır basan bu şiir tarzının henüz ikinci şiir kitabında kendini ele verdiği gözlerden kaçmaz.”