Akdağ: Dedektif gibi araştırıyoruz

Cihan
00:0019/12/2008, Cuma
G: 19/12/2008, Cuma
Yeni Şafak
Akdağ: Dedektif gibi araştırıyoruz
Akdağ: Dedektif gibi araştırıyoruz

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, doğum yapan anne ölümlerinin önüne geçmek için büyük gayret gösterdiklerini söyledi. Akdağ, "Dedektif gibi o annenin neden öldüğünü araştırıyoruz." dedi.

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, doğum yapan anne ölümlerinin önüne geçmek için büyük gayret gösterdiklerini söyledi. Akdağ, "Dedektif gibi o annenin neden öldüğünü araştırıyoruz." dedi. Eskiden, "Ölmüşse ölmüş. Eceli gelmiş ölmüş" gibi bir bakışın hakim olduğunu dile getiren Bakan Akdağ, "Ama artık öyle değil. Sonuna kadar araştırıyoruz. Ben bunu her ay takip ediyorum. Bu çok trajik bir olaydır. Anne öldüğünde çocuklarını geride bırakıyor. Önleyebileceksek neden önleyemeyelim?" şeklinde konuştu.

Bakan Recep Akdağ, müsteşar yardımcıları Hakkı Yeşilyurt ve Prof. Dr. Sebahattin Aydın ve İl Sağlık Müdürü Mehmet Bakar ile birlikte İstanbul'da basın mensupları ile bir araya geldi. Birkaç gündür toplantılara ve etkinliklere katılamayan Bakan Akdağ'ın faranjit olduğu öğrenildi. Bakan Akdağ, solunum yolu enfeksiyonu geçirdiğini belirterek antibiyotik kullanmadığına dikkat çekti. Akdağ, "Bu hastalık için, 'Antibiyotik kullanırsanız 7 günde kullanmazsanız 1 haftada geçer' denilir. Tüm vatandaşlara antibiyotik kullanmanın gereksiz olduğunu belirtmek isterim" dedi.


Sağlıkta dönüşüm için çok yoğun çalıştıklarını, dünyadaki önemli sistemleri, Türkiye'den ileri olan ülkeleri incelediklerini anlatan Bakan Akdağ, "Türkiye'de Sağlıkta Dönüşümü Programını hazırladık. Bu dinamik bir programdır. 6 yılın sonunda nereye ulaştığımız anlatmak istiyorum. Dünyada bu kadar geniş kapsamlı bir dönüşüm programı uygulanmadı. Bu kadar kapsamlı bir reform yapan ikinci bir ülke yok. Bununla övünmek gerekir. Toplumun desteği olmadan bu reformları gerçekleştirmek mümkün olamazdı. Eski sistemden nemalanan kesimler vardı. Bu yüzden yeni sistemden rahatsız oldular. Rahat bırakmadılar. Muayenehaneciliği, insanları para ile tedavi edilmesine karşı bir uygulama getirirseniz size karşı olanlar çıkacaktır." dedi.


Bakan Akdağ yaptığı toplantıda 2002 yılından günümüze kadar kastedilen gelişmelerden bahsetti. 2002 yılında hastanede doğum yapma oranının yüzde 78 olduğunu, 2009'de bu oranın yüzde 92'lere çıkarıldığını anlatan Akdağ, 2012 hedefinin ise yüzde 100 olarak açıkladı.


Yeni doğan ölüm hızının 2002'de binde 16.7 iken 2008'de binde 11.4 olduğunu bu rakamın bile Türkiye gibi bir ülke için fazla olduğunu dile getiren Akdağ, bebek ölüm hızının ise 2002'de binde 28.5 iken 2008'de binde 17.5 olduğunu anlattı.


Anne ölüm oranlarının 1998'de yüz bin doğumda 70 iken 2008'de bu rakamın yüz bin doğumda 19'a indiğini dile getiren Bakan Akdağ, "Biz hangi annenin ölümünün dedektif gibi geriye doğru giderek araştırıyoruz. 'Ne oldu? Neden öldü? Ne yapılabilirdi?' diye araştırıyoruz." ifadelerini kullandı. Eskiden, "Ölmüşse ölmüş. Eceli gelmiş ölmüş' bakışı vardı. Ama artık öyle değil. Sonuna kadar araştırıyoruz. Ben bunu her ay takip ediyorum. Bu çok trajik bir olaydır. Anne öldüğünde çocuklarını geride bırakıyor. Önleyebileceksek neden önleyemeyelim.


Yakın bir zamanda bazı hastanelerde toplu halde bebek ölümlerinin olduğunu hatırlatan Akdağ, "Yeni doğan yoğun bakım ünitelerimizde 2002 yılında 665 yatak vardı. 2008'de 3 bin 725 yatağa ulaştık. 39 yeni doğan yoğun bakımdan 156'ya çıktık. Zekai Tahir Burak Hastanesi'nde aşırı yoğunluktan dolayı bebek ölümleri olduğu tespit edildi. Risk alındı o yoğun bakımlara yeni doğan bebekler kabul edildi" dedi. Akdağ, bu hastanede 2 yeni doğan uzmanı olduğunu yıl içerisinde yatan bebek sayısının ise 4 bin 943 olduğunu anlattı. Yıl boyunca 397 bebeğin yaşamını yitirdiğini dile getirdi.


Türkiye'deki bebek ölümlerinin en önemli oranının yeni doğan döneminde olduğu bilgisini verene Akdağ, "Bu dönemdeki bebek ölümlerinin önlemesi kolay değildir. Yaşatılması güçtür. 900 gramlık bebekle uğraşıyoruz. Yaşatılması zor olan 800 gramlık bebeklerin yaşatılması için gayret ediyoruz. Yüksek teknolojinin yanı sıra yüksek eğitim almış insanlara ihtiyacımız var." dedi.