27 Mayıs'ın temelleri sucuk partisinde mi atıldı?

Yeni Şafak
00:0031/12/2009, Perşembe
G: 31/12/2009, Perşembe
Yeni Şafak
27 Mayıs'ın temelleri sucuk partisinde mi atıldı?
27 Mayıs'ın temelleri sucuk partisinde mi atıldı?

Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Fehmi Koru bugünkü köşesinde "27 Mayıs bir operasyon muydu?" başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Fehmi Koru yazısında, 27 Mayıs askeri müdahalesini gerçekleştirenlerden bazılarının kaleme aldıkları anılara değindi. Koru, genellikle bu anıların "27 Mayıs'ın temelleri o sucuk partisinde atılmıştır” diye sona erdiğini yazdı.


İŞTE FEHMİ KORU'NUN O YAZISI:
27 Mayıs bir 'operasyon' muydu?

27 Mayıs (1960) askeri müdahalesini gerçekleştirenlerden bazılarının kaleme aldıkları anılarda, bir 'mangalda sucuk partisi' sahnesi vardır. Birkaç arkadaş bir yandan sucuklarını yerken bir yandan da ülkenin siyasi kadrolar tarafından yanlış istikametlere götürüldüğünü kendi aralarında konuşmaya başlar... Genellikle, “27 Mayıs'ın temelleri o sucuk partisinde atılmıştır” diye sona erer anlatım.


“Darbenin arkasında Amerikan parmağı var mıydı?” sorusuna, bütün darbeciler adına Sami Küçük geçen yıl çıkan anılarında cevap veriyor. Yetişme tarzı ve eğitim gördüğü yerler açısından Amerikalılar ile en sık görüşen MBK üyesi olduğunu belirten Küçük, ardından şunları yazıyor: “İngilizce bilen diğer MBK üyeleriyle yaptığım görüşmelerde, Amerikalıların bizi ihtilâle teşvik eden söz ve imalarla karşılaşıp karşılaşmadıklarını sorduğumda hep hayır cevabı aldım...” (Rumeli'den 27 Mayıs'a, s. 156)


Cumhuriyet döneminin ilk askeri darbesiyle ilgili yazılmış bilimsel eserlerin çoğunda müdahaleye sebep olarak gösterilen ise, Başbakan Adnan Menderes'in Washington ile uyuşamadığı ve Moskova ile yakınlaşma girişimini başlattığıdır.


1959 yılının sonlarına doğru (7 Ekim) Başbakan Menderes CENTO toplantısına katılmak üzere Amerika'ya gitmiş, ondan iki ay sonra da (6 Aralık) ABD Başkanı Dwight D. Eisenhower Türkiye'yi ziyaret etmiştir. Menderes ABD'deki temaslarından memnun dönmemiştir Türkiye'ye; Eisenhower ise Ankara'da aradığını bulamamıştır.


Türkiye'nin Sovyetler Birliği ile yakınlaşma açılımı arayışına girdiği anlaşılıyor o dönemde; bilinen, Başbakan Menderes'in 1960 yılı Haziran ayında Moskova'yı ziyaret etmeye hazırlandığıdır... Ziyaret yapılamaz, çünkü 27 Mayıs (1960) sabahı, Türkiye, “Türk Silâhlı Kuvvetleri idareye el koymuştur; NATO'ya ve CENTO'ya bağlıyız” diyen tok bir sesle uyanır.


Kendi ifadelerine göre, sucuk partisinde birbirlerini etkileyen, Amerikalılar ile görüşse bile etkisi altında kalmayan bir subay grubu kendiliğinden idareye el koymaya karar vermiş oluyor.


Acaba?


Bir de alternatif bir tarih denemesine girişelim: 1948 yılında, yani DP henüz iktidara gelmeden önce, 16 kişilik bir askeri heyet, Amerikan Kara Hava Harp Akademisi'ne gönderilir. Dünyada henüz yaygın bir 'gerilla' faaliyeti görülmezken, Georgia eyaletinde, 'gayr-ı nizami harp', 'gerilla ve kontrgerilla' eğitimi alır bu grup...


Yalnız değildirler; Bolivya'dan, Şili'den, Arjantin'den gelmiş Güney Amerikalı subaylarla birlikte eğitim görürler. Türkiye gibi bu ülkeler de 1960'lardan sonra sürekli askeri darbe ikliminde yaşayacak ve ABD'de eğitim görmüş subaylar hem darbelerde hem de sonrası dönemlerde önemli görevler üstleneceklerdir.


Türkiye'den gönderilen 16 kişilik kafilenin her birinin isimlerini maalesef kaydetmiyor tarihler, ancak anılarında bundan ve 1960'ın hemen öncesinde ABD başkenti Washington'da Pentagon'daki NATO Türk Temsil Heyeti içerisinde görev yaptığından söz eden birini tanıyoruz: 27 Mayıs sabahı bütün Türkiye'yi tok sesiyle uyandırıp “NATO'ya ve CENTO'ya bağlıyız” mesajını veren kişi...


'Kozmik oda' vesilesiyle Seferberlik Tetkik Kurulu gündeme oturdu ya, o kurulun daha NATO üyesi olmamızdan önce başlamış faaliyeti çerçevesinde bugüne kadar neler yaptığına dair ortalığa dökülen bilgiler arasında unutulmaması için, 'bütün darbelerin anası' olan 27 Mayıs'ta bu önemli birimin oynadığı muhtemel role de dikkat çekmek istedim.


Yargıçların sürdürdüğü 'kozmik oda' araştırması bakalım bu alternatif tarih okumasını doğrulayacak mı?