Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Hakan Albayrak, bugünkü köşesinde Gazze konvoyunu günlerdir bekleten Mısır'ı yazdı. Albayrak, "Hüsnü Mübarek fenomeni" başlıklı yazısında, Mısır denince artık akla "İsrail'e yalakalık, Filistin'e ihanet, Gazze'ye eziyet" geldiğini yazdı. Albayrak yazısını şöyle tamamladı:
"Gazze'yi boğmaya çalışan bir Arap kahramanı!
Kendi halkıyla kavgalı, Mağribli komşularına ilgisiz, Mısır'ın doğal uzantısı olan Sudan'a bile yabancı, Suriye'ye zaten düşman, Katar'la da ilişkileri limoni, ama "Arap Dünyası'nın lideri"!
Komedi!"
Mısır, Arap Birliği davasının öncüsüydü… Mısır, Afrika Birliği Teşkilatı'nın –Etiyopya ve Gana ile beraber- temel taşıydı… Mısır, Bağlantısız Ülkeler Hareketi'nin önde gelen sözcülerinden biriydi… Mısır, Siyonizm'le mücadelenin merkez üssüydü…
Daima liderdi Mısır.
Karizmatikti, itibarlıydı.
Büyük davalarla beraber anılır ve müthiş saygı görürdü.
Bugün ise Mısır'ın saygınlığı yerlerde sürünüyor.
Mısır denince İsrail'e yalakalık, Filistin'e ihanet, Gazze'ye eziyet geliyor akla.
Arap sokakları ve genel olarak İslam Dünyası kamuoyu, Mısır'ı bu hale getirenlere –bilhassa Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'e- ateş püskürüyor.
Fakat Hüsnü Mübarek, yine de, kasım kasım kasılarak, Arap Dünyası'nın lideri rolünü oynuyor.
***
Fehmi Huveydi'nin Ürdün gazetesi Sebil'de yayınlanan "Mısır liderliği kaybediyor" başlıklı yazısından birkaç kesit:
"Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek Avrupa turundan dönüşünden birkaç gün sonra Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt ve Suudi Arabistan'ı kapsayan bir Körfez gezisine çıktı… cumhurbaşkanının programı Arap Mağrip ve Maşrik ülkelerini kapsamadı. Mağrip ülkelerinin Arap dünyasından uzaklaşmayı seçtiği söyleniyor, sözgelimi Tunus Arap dünyasıyla ilgilenmiyor, sadece kendi topraklarında yapılan Arap içişleri bakanları toplantılarına katılıyor; fakat Arap dünyasının önderi olduğunu savunanlar açısından ikna edici bir sebep değil bu. Zira bu ülkeler Arap konularından uzak durmayı tercih etseler bile, liderlikten dem vuranların en azından ortak çıkarları güçlendirerek köprüler kurmayı bırakmaması gerekir. Sözgelimi Türkiye son yıllarda Mağrip ülkelerine bu bakış açısıyla girdi.
Bu ülkelerdeki Türk varlığı Mısır'ınkinden daha güçlü hale geldi, Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan'ın bir ay önceki Libya ziyareti sırasında iki ülke arasındaki vize uygulaması kaldırıldı. / Mısır doğuda da Suriye'yle sorun yaşıyor. Hatta biriken anlaşmazlıklar düğüme dönüştü. Umarım durum çözüme direnen bir noktaya varmaz. /…/ Siyasetçilere çözülemeyecek sorun yoktur. Türkiye bunu ispatladı. AKP'nin 2002'de iktidara gelmesinden bu yana Türkiye komşularıyla ilişkilerindeki bütün sorunların tamamen çözülmesi bağlamında 'sıfır sorun' söylemini yükseltti. Bu bağlamda müthiş bir başarı da elde etti. Özellikle de bir zamanlar savaşın eşiğine geldiği Suriye'yle, tarihsel bellekte yer eden kana rağmen Ermenistan'la ve Osmanlı yönetiminden Kıbrıs meselesine kadar çeşitli konularda kendisine sevgi beslemeyen Yunanistan'la ilerleme kaydedildi. /…/ Mısır'la Suriye arasındaki psikolojik engelin ve Mısır'ın kendi nüfuz alanından kısmi tecridinin ortadan kaldırılmasını arzuluyoruz." (Kaynak: RADİKAL)
***
Mübarek, kasım kasım kasılarak, Arap Dünyası'nın lideri rolünü oynamaya devam ediyor dedik…
Gazze'yi boğmaya çalışan bir Arap kahramanı!
Kendi halkıyla kavgalı, Mağribli komşularına ilgisiz, Mısır'ın doğal uzantısı olan Sudan'a bile yabancı, Suriye'ye zaten düşman, Katar'la da ilişkileri limoni, ama "Arap Dünyası'nın lideri"!
Komedi!