Balyoz iddianamesinin ek klasörlerinde yer alan emniyet tespit tutanağı, darbe planı yapan subayların, halkın üstüne salmak için özel olarak 843 kişi belirlediğini, bunların 183'ünün de kanlı terör örgütlerine üye olduğunu ortaya koydu.
Emniyet Müdürlüğü tarafından hazırlanan Balyoz Güvenlik Harekat Planı, Oraj ve Suga eylem planlarıyla ilgili 3 Ocak 2010 tarihli Tespit Tutanağı'nda çarpıcı bilgilere yer verildi. İddianamenin 20. klasöründe bulunan tutanaklarda Balyoz Harekat Planı'nda 843 kişinin halka yönelik eylemlerde bulunması için görevlendirildiği ve bunların bir kısmının terör örgütü mensubu olduğu bilgisine yer verildi. Tespit tutanağında, darbe planındaki “Öncelikli ve acil olarak AKP yönetiminin tasfiyesi ve işbirlikçilerinin saf dışı bırakılması maksadıyla, harekat alanının şekillendirilmesi de dahil olmak üzere resmi-gayriresmi tüm yurtseverler seferber edilecek, başta Silahlı Kuvvetlerin imkan ve kabiliyetleri olmak üzere maddi ve manevi tüm güçler kullanılacak” ifadelerine yer verildi.
Ek-M isimli belgede ise “İstanbul ve civarı başta olmak üzere hassasiyet arz eden şehirlerde iltisaklı kişilerin sevk ve idare ettiği halka yönelik eylemler yapılacağı” belirtildi. Tutanaklarda “soruşturma kapsamında incelenenler arasında 1. ve 2. öncelikli olarak belirlenmiş toplam 843 şahsın iltisaklı şahıs olarak belirlendiği, bu şahıslardan onlarcasının halka yönelik eylemlerini gözlerini kırpmadan gerçekleştirecek kanlı terör örgütlerinin üyeleri oldukları tespit edilmiştir” denildi. Emniyetin hazırladığı tespit tutanağında Balyoz Harekat Planı'nda seferber edileceği belirtilen gayri resmi kişilerin örgütsel bağlantılarının tespit edildiği kaydedildi.
Emniyet Müdürlüğü'nün tespitleri arasında Balyoz Darbe Planı'nda görevlendirilen 843 kişiden 183'ü hakkında da önemli bilgilere ulaşıldı. Darbe planında ana-baba adları ve doğum tarihleri verilen isimlerin El Kaide, Hizbullah ve Hizbuttahrir gibi örgütlerin militanları olduğu belirlendi. Emniyet'in tespitleri, darbe planında harekat başkanı olarak konumlandırılan emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri'ye soruldu ve haberi olmadığını söylemekle yetindi.
